Açın Çeviri İngilizce
99,593 parallel translation
Bildiğiniz şekilde, gözlerinizi açın.
At your own pace, open your eyes.
Veya "Zihninizi açın" trajik bir şekilde yanlış anlaşılmıştır.
Or a tragic misunderstanding of "open your mind."
Devon kim? Parmaklarınızı açın lütfen.
Who's Devon?
Açın kapıyı.
Open the doors.
Açın.
Open up.
O itiraf edince diğer kızların açıklama yapması ne kadar sürer? Bu hikaye onları da yok etmeden önce?
And once she's outed, how long before the other girls decide to get ahead of the story, before the story destroys them too?
Çünkü açığa çıksaydınız sen ve hain lobin Blair hükümetini savaşa sokabilir miydiniz?
Because if you were exposed..... you and your bloody sinister cabal... .. do you think that the Blair Government would have won its vote to go to war?
Yakışıklı partilinin önünde bacaklarını açıp uzandın.
The cute little party worker, you just fell right at his feet with your legs wide open.
Ölmek üzereler ve gitmeleri büyük acı veriyor. Bizden uzaklaşmaları yıkımın habercisi.
They seemed to be dead and their passing away was an affliction and their going from us utter destruction.
Masum bir insanın daha acı çekmesine izin verme.
Don't let another innocent person suffer.
Holly, aç mısın?
Holly, are you hungry?
Amber'ın yatak odasında, gözlerin açıktı.
In Amber's bedroom, your eyes were open.
Bir sonraki Dalai Lama'yı izlemek için ritüel kullanılmadığı ortaya çıktı, ama daha ziyade onun sorumluluklarını yeni üstlenecek kişiyi açığa çıkarıyor.
It turns out the ritual wasn't used to track down the next Dalai Lama, but rather to reveal who would next bear the mantle of his responsibility.
Ağzınızı açın.
Open wide.
Eski hayatında paranın gözlerini kör ettiğini açıklayarak devam ediyor.
He goes on to explain that, in his previous life, he was blinded by the pursuit of money.
Baldan söz açılmışken Antik Persliler, adamı alıp eski bir ağacın gövdesini oyup onu içine koyar ve bataklığa dikermiş.
Yeah, speaking of honey, the ancient Persians did this thing where they would take a guy, put him in an old hollowed-out tree trunk and plant him in a swamp.
Vali şu kutularda her ne varsa mahkumları onlarla ödüllendirerek durumun şiddetini nasıl hafifletmeyi planlıyor, açıklar mısın?
Explain to me how the governor's plan to de-escalate the situation includes rewarding the inmates with... whatever the hell is in those boxes.
Seni dövmeme de gerek yok ama hele bir ağzını aç...
Yeah, I don't have to kick your ass either, but keep talkin'.
Dikkat çekmemek istiyorlarsa kapının önünde duracak aç insanlar tutsunlar.
If they really want to be sub rosa, they should hire some hungry people to stand outside.
- Canın acıyor mu?
Are you hurt?
Daha geniş bir açıdan bakmalısın.
You need to look at this from a broader perspective.
- Acı, insana yaşadığını hatırlatıyor.
- The pain lets you know that you're alive.
Biriniz fikrini söylerse acısını diğerleriniz çeker.
One of you has an opinion, the rest of you are gonna suffer for it.
Evsiz bir adamın tuhaf yiyecek kombinasyonlarından hoşlanması aç olmadığı anlamına gelmez.
Just because a homeless man is into weird food combinations doesn't mean he's not hungry.
Hâlâ açık mısın?
You still open?
Kafa derinin üst kısmını kaldırıp beyindeki basıncı azaltmak için kafatasına delik açıyorlar.
They basically... lift the upper flap of your scalp and drill a hole under your skull to release pressure on the brain.
Bana aşkın acı verdiğini öğrettin.
You have taught me... that... love hurts.
Bana hayatın acı verdiğini öğrettin.
You've taught me that life... It hurts.
Eşim olup sonsuza kadar aşkı, acıyı ve güzellik balığını benimle yaşar mısın?
Will you be my partner... through love and through pain... and through beauty fish, forever?
Bu canavarın niye bunca zaman sonra ortaya çıktığına gelince, bence özüne sadık kalırsa kendisi açıklayacaktır.
And as for why this so-called "Monster" has risen after all these years, I'd say if he remains true to form, he's gonna tell us himself.
Bana çok acı verdi, çünkü Floransa dünyanın en güzel yeri.
It pained me very much, because Firenze the most beautiful place on the world.
Karanlık aile sırlarını öğrenen Onario da kendi sapkın bakış açısını geliştirdi.
And in discovering these dark family secrets, Onario develops some twisted sense of himself.
Uzun zamandır Will'in gerçeği açıklamasını istiyordu ama istediği olmadı.
He's wanted Will to come clean about it for a long time, but... it didn't happen.
Bundan sonra olacaklara gelince, açılış konuşmasını düzelttim ve standart metni kısalttım.
And in terms of what comes next, I adjusted the opening remarks and cut some from the stump.
Senin ve çocukların acı çekmenizi istemez.
You must write to him for more. He wouldn't want you and the boys to suffer.
Albert, gerçekten akademik övgü için halka açık bir sidik yarışı mı başlatacaksın? Üstelik oğullarımız, benim oğullarım orada gerçek bir savaştayken?
Albert, are you really going to start a public pissing contest over academic credit when our boys, my sons, are out the there fighting an actual war?
Kadın ilgiye aç.
The woman craves attention.
Ama seni teslim etmekten fazlasını yapmamızı istiyorsan bana açıklama yapmalısın.
But you're gonna have to square-up with me... if you want us to do more than just turn you over.
– Profesör Einstein görelilik kuramını bir cümleyle açıklayabilir misiniz?
Professor Einstein, can you explain the theory of relativity in one sentence?
ben kendime acıyordum, sen de bundan faydalandın.
And I was feeling sorry for myself, and you took advantage of that.
Aç olmalısın.
You got to be hungry.
Çok acı çekiyor olmalısın, ve evet çaresiz... Sadece 100 dolar için bir deneyin parçası oluyorsun.
You do have to be pretty vulnerable... and yes, desperate... to take part in a medical trial for just 100 bucks.
Bizim teorimize göre, mutsuz ve sevgisiz bir aile ortamı Charlotte'un kendinden nefret ederek çok büyük bir terör eylemiyle bu acısını hafifletmeye çalışmasına sebep olduğunu düşünüyoruz.
Our working theory is that a deeply unhappy and unloving family dynamic has mutated in Charlotte to create a self-loathing that she is trying to alleviate with a spectacular act of terrorism.
Acınası bir yaratıksın, viskisini artırarak bir patlayıcıyı boğazından hiç sıkıntı yaşamadan sokabilirsin.
A man so pathetic, you can spike his whiskey and shove an explosive down his throat without any trouble at all.
Hayır. Herkesin kafasını kaşımasına sebep olan şu meşhur görelilik kuramınızı bana açıklayabilmenizi umuyordum.
I was hoping you could explain to me this famous relativity theory of yours that's got everyone scratching their heads.
Eğer seni geri getirmezsem kimliğimi Spiga'daki herkese açıklayacaktın.
Outing me to everyone at Spiga if I didn't bring you back.
Eğer Everclear'ı alırsak, onu tıpkı senin Philip Brill'e yaptığın gibi istediğimiz bilgileri acısız olarak elde etmek için kullanacağız.
If we have Everclear, we'll use it to get the info we need painlessly, just like you did with Philip Brill.
Lake Regional Hastanesi'ne kaldırılan Bay Bullock'ın hayati tehlikeyi atlattığı açıklandı. DERMODY EMLAK
Mr. Bullock was transported by ambulance to Lake Regional Hospital, where he has been pronounced stable.
Ben Sarah McLachlan. Acı içinde kıvranan ve yardımınıza muhtaç bir hayvandan size bahsetmek için buradayım.
- I'm Sarah McLachlan, and I'm here to tell you about an innocent animal who's suffering and needs your help.
Ben Sarah McLachlan. Acı içinde kıvranan ve yardımınıza muhtaç bir hayvandan size bahsetmek için buradayım.
I'm Sarah McLachlan, and I'm here to tell you about an innocent animal who's suffering and needs your help.
şimdi hepiniz ilahi kitaplarınızın 139. sayfasını açıp ilahimizde bize katılın.
Now, if you'd all open up your hymnals to page 139... let us join together in song.