Baksanıza Çeviri İngilizce
2,386 parallel translation
Baksanıza, koç, koç hâlâ buradayım ben.
Guys. Guys. Coach.
Baksanıza, bununla ben ilgileneceğim.
Hey, this one I'm going to take a look at.
Baksanıza!
- Don't let them take... - Hey! Hey.
Baksanıza, burada bir şey buldum.
Hey, I got something here.
Baksanıza!
Hey! Hey!
Harika. Şu kadına baksanıza.
Look at that lady.
Baksanıza toz gibi.
Look, it's a dusting.
- Baksanıza.
- Look at him.
Baksanıza, bedeni buz gibi!
You see, her body cold
Yani şunlara baksanıza, onun harika biri olduğunu düşünüyorlar.'
I mean, just look at them all, they all think he's amazing.'
Yani bir baksanıza.
I mean, look at that...
Şuna baksanıza yahu.
Look at him. ( Gibbers )
Baksanıza, tüm o cinayetleri, ölümleri falan saymazsak bu toplum hizmeti düşündüğüm kadar kötü olmadı.
Apart from all the killing and the dying and stuff, this community service really wasn't as bad as I thought it was gonna be.
Baksanıza o şeyde nasıl da rahat.
Look how comfortable he looks on that thing.
- Baksanıza!
Look!
- Ona baksanıza, gerçekten bakın!
- Look at her, really look!
Baksanıza? Utanmaya gerek yok.
Please, Do not be shy.
Baksanıza!
Look!
- Seung Jo hâlâ gelmedi mi? - Baksanıza!
- Isn't Seung-Jo here yet?
Baksanıza. Böyle bir akşamda iki tek atmazsak olmaz, değil mi?
We can't go without a drink in such wonderful night.
- Baksanıza!
- Hey look!
Ne çok meraklanmış, baksanıza hâline!
Can't you see how concerned he is?
Şuna bir baksanıza.
Check this out.
Yani baksanıza.
I mean, look.
Şuna baksanıza.
Yeah. Look at him.
- Baksanıza, nasıl da titriyor.
- Look at her, she's shivering.
Şunlara baksanıza, hiçbirinin yok.
Look at them, none of them do.
- Şuna baksanıza. - Tanrı'nın yüzünü görmek gibi.
- Would you look at that?
Jane ne kadar yetenekli baksanıza.
See how skilled Jane is.
Baksanıza.
Hey, listen.
Baksanıza!
Oh, look!
Şunun detaylarına baksanıza.
Look at the detail on that thing.
"Gerçek" adına yaptığınız şeyin korkunçluğuna baksanıza.
Look what a terrible thing you're doing in the name of "truth".
- Baksanıza, hırsız polis oynamak ister misiniz?
Hey, you guys wanna play cops and robbers?
Baksanıza.
Look.
- Baksanıza!
- Use your eyes!
- Baksanıza, size yardım edebilirim sanırım beyler.
- Yo. Think I can help you boys.
Baksanıza, kadın çıplak.
Look, she's naked.
Baksanıza.
Check it out.
Şu eve bir baksanıza.
I mean, look at this place :
Şunun boyuna baksanıza.
Look at the size of that fucking thing.
Durumumuza baksanıza!
Look at us!
Ama şu surata baksanıza.
But look at this face.
Baksanıza, aranızda Old Maid oynamak isteyen yok mu?
Listen, any of you guys want to play Old Maid?
En azından deneyebiliriz, Arabasının üstündeki şu şeye baksanıza.
Check out their incredibly dangerous tuba on the roof.
Baksanıza, gece orada kalıp sabah Legoland'e gidelim mi?
Hey, how about we stay the night and hit Legoland in the morning?
- Şu göle baksanıza.
- Do you see more.
Baksanıza kavga edeceğiniz bir konu yok mu?
Look, is there anything that you two could maybe fight about?
Cildinin rengine baksanıza, kadın ölmemiş.
Well look at her coloring, she is not dead.
Belki de vahşi köpekler gibi körlemesine peşlerinden gideceğinize biraz etrafınıza baksanız iyi olur.
Perhaps you want to stop acting like wild dogs chasing their tails, and think for a moment.
Baksanıza, gece vardiyası paydos ediyor.
Hey, look, the late shift's leaving.