Bastards Çeviri İngilizce
7,013 parallel translation
Diyor ki topunuz şerefsizmişsiniz.
He says you're all bastards. You wanted a word, sir?
İfadeleri sayesinde... o alçaklar her kimse, hepsini haklayabiliriz.
With their testimony, we could nail... who knows how many of the bastards. I don't know.
O yüzden, bu şerefsizleri devirmek için CIA ve Meksika hükümeti birlikte çalışıyor.
And for us. That's why the CIA is cooperating with the Mexican government to bring these bastards down.
Hadi pisliklerin siperlerini basalım!
Let's get into the bastards!
Pislikler onu infaz etti.
The bastards executed him.
Dünyayı yönetenlerin hepsi piç kurusu.
Bastards rule the world.
Sizi aptallar.
Gang bastards.
Piçler buna "Temiz El Operasyonu" diyor.
Bastards called it "Operation Clean Hands".
Bu, o CIA piçlerini duvara çivilemek için bir şans olabilirdi.
This could be an opportunity to nail those CIA bastards to the wall.
Pekâlâ, sizi piç kuruları.
All right, you bastards.
Piçin radyo frekansını kesmek için jammer'ı olmalı.
Bastards must have jammed the radio frequency!
Sizi adiler.
You bastards!
Pislikler!
Bastards!
Adiler.
Bastards!
Hadi tembel piçler!
Come on, you lazy bastards.
Bu tür pislikler nefret ediyorum.
I hate bastards like that.
Bu küçük ibnetorlar da kim?
Who are these pale little bastards?
Yunuslar zeki derler. Fakat söylemedikleri şey aynı zamanda oldukça aç gözlü olmaları.
They say dolphins are clever, but what they don't tell you is, they're also greedy little bastards.
Siz pislikten başka bir şey değilsiniz
You bastards are all scum.
- Piçler.
- Bastards.
Yanki arkadaşlarınızın yanına dönün, sizi kızıl piçler!
Get back to your Yankee friends, you Red bastards!
O piçlerin yöntemini biliyorum.
I know the way these bastards are.
Namert piçler.
Cowardly bastards.
- Piçler!
- Bastards!
İşe yaramaz piç sürüsü!
Shower of useless bastards!
Piçler!
Bastards!
- Piçlerin seni almasına müsade etme!
- Don't let the bastards get you!
O piçlerle asla çalışmam.
I would never work with those bastards.
Santos dışarıda bekliyordu, piçler kaçtılar.
Santos was waiting outside, the bastards got away. We can't leave her alone tonight.
Alın bunu yiyin, kahrolası pislikler!
Eat it, you damn dirty bastards.
- Zenci piç kurularıydı.
- It was the black bastards.
Pislikler, hem de alayı.
Bastards, every last one.
İçim acıyor çünkü o piç kurularına bayılıyorum.
Which I was gutted about because I bloody love those squeaky little bastards.
Ona bunu yapan piçleri bulacağım.
I'm gonna find the bastards who did this.
Ben düşünüyorum da o hiç kötü bir adam olmadı, "Buradaki aşağılıklar gibi"
He is not like the bastards who think only, "Where can I stick it in?"
- O şerefsizleri yakalamak için ne gerekiyorsa yap, tamam mı Ted?
As you wish, sir. Whatever it takes to nail those bastards, right, Ted?
O piçleri yakalamak için ne gerekirse kabulüm.
Whatever it takes to nail those bastards.
O adi herifler bizden bilgi saklıyordu.
Those bastards have been keeping us out.
Adi piçler yemeğime pislik karıştırmış.
The dirty bastards put shit in my food.
Beni her sabah okula giderken nasıl dövdüklerini biliyorum.
I know those bastards kicked the shit out of me every morning on my way to school.
Yumuşamış piçler!
Bent bastards!
O piçler bu yere geldiklerinde... onu bir toplama kampına çevirdiler.
When those bastards got their hands on that place, they turned it into a concentration camp.
Bu hıyara ve saçsız piçlerine yenilmeyeceğim.
I am not gonna lose to that douche And those hairless bastards.
Yunanistan'a gelmişsiniz, Yunanca konuşamıyorsunuz!
You're in Greece and don't speak Greek? Fucking bastards!
Hayatım pahasına böylelerini ortadan kaldıracağım!
I'll give my life to killing such bastards!
- Ah şu mızmız, kel piçler.
Those whiny, hairless bastards.
- Sizin gibi şerefsizler ona tuzak kurdu da ondan.
You bastards planted it on him.
- Şerefsizler.
Bastards.
Bilirsin, Gloria bütün erkekler şerefsiz değildir.
You know, Gloria, all men aren't bastards.
Benim dişli ged edecek ; Bana bir bisiklet bulmak.
It's probably the same bastards who shot down our chopper.
Sen de orada mıydın? Bazılarımız için bir isimden fazlasını ifade ediyor.
To some of us bastards, it's more than just a name.