Baton rouge Çeviri İngilizce
221 parallel translation
Baton Rouge'da onu kapana kıstırmıştım, ya da ben öyle sanmıştım.
I had her all sewed up in Baton Rouge, or at least I thought so.
Güneye doğru ilerleyip Baton Rouge'a ilerleyeceğiz. Oradaki Kuzey birliklerine katılacağız.
We're heading south to Baton Rouge to join up with the Union forces there.
John, Newton İstasyonu'ndan Baton Rouge'a kadar 300 mil var.
John, it is 300 miles from Newton Station to Baton Rouge.
Newton İstasyonu'nu havaya uçurunca, Baton Rouge'a doğru ilerleyeceğiz.
Blow Newton Station off the map, then through to Baton Rouge.
Doğruca Baton Rouge'a ilerlenilecek.
Straight through to Baton Rouge.
Belki de Newton İstasyonu.'nu havaya uçurup Baton Rouge'a gitme konusundaki şansımızı onlara sormak isteyebilirsiniz.
Ask them what they think your chances are of blowing up Newton Station and getting to Baton Rouge.
Bunlar güneybatıya Baton Rouge'a gidiyor.
They're headed southwest to Baton Rouge.
Baton Rouge.
Baton Rouge.
Baton Rouge'a gidiyorlar, Binbaşı.
It's Baton Rouge, Major.
John, Baton Rouge ne kadar uzakta dersin?
John, how far do you figure to Baton Rouge?
Biz Baton Rouge'a gidiyoruz.
We're going on to Baton Rouge.
Baton Rouge'da bir oda tutmuştum, orada kalacaktık.
And I had got us a room in Baton Rouge, and we were gonna stay there.
Baton Rouge'da yaşlı bir budala bir kâğıt parçası imzaladı diye bu böyle olacak değil.
Just because some old fool in Baton Rouge signed a piece of paper doesn't make it so.
- Baton Rouge'a o kahrolası Bölge Amirine haddini bildirmeye!
- To Baton Rouge, to put that damned county commissioner straight.
Bölgesel savcı suçlamasını sağlam esaslara dayandırmak için çok uğraştı ama dava dosyasını olduğu gibi Baton Rouge'a devrettiler.
As I remember, the district attorney tried hard to make the charge stick, but the whole thing was transferred over to Baton Rouge.
Baton Rouge'lu şanslı dostumuz iki altının yanına tombul bir kız aldı.
Our lucky friend from Baton Rouge gets a big fat queen with his pair of sixes.
Baton Rouge yakınında bir bakım evinde.
She's in a nursing home near Baton Rouge.
- Ben Baton Rouge'u tercih ediyorum.
I like Baton Rouge, personally. Well, it's down.
- Orası güneyde kalır.
It's a little south of Baton Rouge.
Baton Rouge daha güneydedir. Ama biz güney demeyiz.
When we say "up", that's because we lived on the north side of town.
Baton Rouge'da bağıranlar var.
They're yelling in Baton Rouge. Goddamn it.
Baton Rouge'daki çakalı vurmuştum.
I shot the coyote in Baton Rouge, remember?
Baton Rouge'da yaptığım gibi yüzüme ayakkabı cilası sürebilirim.
Well, I could rub shoe polish on me like I did down in Baton Rouge.
Bu arada Baton Rouge'da Huey Long'un son 37 yasama önlemi geçtiğimiz Salı düştü çünkü ardında bıraktığı yönetim, 10 gün önce Dr. Carl A. Weiss, Jr.
Meanwhile, in Baton Rouge... Huey Long's last legislative measures, 37 of them... took a fall last Tuesday, as the administration he left behind him... pushed its investigation of his assassination 10 days ago... by Dr. Carl A. Weiss, Jr.
Sanırım bizim Baton Rouge'deki çocukların bazıları sıkılması... Gereken cıvataları tam ayarlayamamışlardır.
The only thing our guys at Baton Rogue could figure out... was that the retaining ring hadn't been bolted down correctly.
Baton Rouge'da konuşmam var, ilerlemeler nasıI, sorayım dedim.
I'm speaking in Baton Rouge and thought I'd catch up on your progress.
Annemle Baton Rouge'da yaşamaya başladım.
So I was living in Baton Rouge with my mama.
Baton Rouge'a mı?
To Baton Rouge?
- Baton Rouge'da. Annesine söylüyor.
- Baton Rouge, telling her mom.
- Hala Baton Rouge'da.
- Still in Baton Rouge.
Dallas, Baton Rouge, Vegas...
Dallas, Baton Rouge, Vegas...
İçişleri Bakanı'ndan eminiz - Baton Rouge yakınlarında ıssız bir yerdeydi.
We're sure of the secretary of the interior - he was at a wilderness preserve near Baton Rouge.
E-4 Baton Rouge'da, indikten sonra iki saat mesafede.
E-4 is two hours from touchdown in Baton Rouge.
Sözde, Baton Rouge'daki başkan adayını almak için Alternatif E-4 Omaha'dan kalkmış.
Apparently, an alternate E-4 made its way out of Omaha, picked up a presidential successor in Baton Rouge.
Baton Rouge, sahtekarlıktan tutuklanmış.
Baton Rouge, arrested for fraud.
Baton Rouge'da birlikte büyüdük aynı caddede, aynı yaştaydık
We grew up in Baton Rouge together, same street, same age.
- Baton Rouge'de.
- Baton Rouge. Payroll job.
- Teşekkürler. - Baton Rouge'da beraberdik.
- We served together on the Baton Rouge.
15 Haziran'da, bir çavuş Slidell'de Hope ile buluşacaktı. Ve askere almak için onu Baton Rouge'a götürecekti.
On June 15th, a recruiting sergeant was to meet Hope in Slidell and drive her to Baton Rouge for induction.
Babamın Baton Rouge'daki likör ambarında çalışırdı.
He worked in my father's liquor warehouse in Baton Rouge.
- Gerçekten mi?
- Really? Baton Rouge.
Baton Rouge. - Sana hamile kaldığım yer orası.
- That's where you were conceived.
- Baton Rouge'da.
- in Baton Rouge.
Baton Rouge'da kalması gerekiyormuş. İş.
- She said she had work.
Aynı anda, binlerce kilometre kuzeyde,... Baton Rouge, Louisiana'da, "o" ortaya çıkmış.
At that same moment, a thousand miles north, in Baton Rouge, Louisiana, "he" appears.
Gelecek cuma, agustos 29, ringde, bir sise su acip guzelce icecegim, ve o adami geldigi galaksiye geri yollayacagim.
Next Friday, August 29, at the Baton Rouge Exposition Center, I'm gonna open a can of whoop-ass on Herculon, and I'm gonna drive him back into whatever galaxy it is he came from.
Buzz, arka tarafım Baton Rouge'a gidiyor!
Buzz, my back end's goin'to Baton Rouge!
Bu hatunla, Baton Rouge'a kadar iletişim sağlayabiliriz.
I'm sure y'all can see how with this gal, we can communicate all the way to Baton Rouge.
Baton Rouge'da bir hayvan mağazasından alınmış olmalı.
I think he was bought in a pet shop in Baton Rouge.
Bundan önce de, Miami ve Baton Rouge.
Before that, Miami and Baton Rouge. All within the last three years.
Arabaları ne kadar hızlı gidebiliyor?
♪ Busted flat in Baton Rouge ♪ How fast'll that car go?