Baın Çeviri İngilizce
386 parallel translation
Belkide halkın yüreğini bir kalıba sokmak, yada salt parayla yönlendirmenin mümkün olmadığını anlardınız.
Maybe the public heart is something you can't put on a chart or penetrate with just money
Tanrı aşkına, çocuk doğuran tek kadın sen misin sanki?
For crying out loud, you'd think you were the only woman that ever had a ba -
Ben onların ba...
I am like a fath...
Bütün işleri kendi başına yapmaya karar verdi, kendi basım harflerini hazırlayıp, kalıba dökecek, ve hatta kendi kağıdını yapacaktı.
He decides to do it all by himself, casting his own type, setting it himself, even making his own paper.
Bir kalıba sokamazsın, referans noktası bulamazsın.
There's no form to it, nothing you can pinpoint.
"3 araba erzağın Ba Xian dağından..." "Ku Peak'a götürülmesi planlanmış"
They will be delivered to the frontier in 4 carriages via Ba Xian Mountain straight to Ku Peak
İlk takımı Fei Bey alsın... ve Ba Xian Dağına gitsinler
The first team will be led by Lord Fei and intercept them at the south of Ba Xian Mountain
İkinci takımı Gong Sun Bey alacak... ve Ba Xian Dağının eteklerinde bekleyecek...
The second team will be led by Lord Gong Sun and intercept them at the west of Ba Xian Mountain
Şef Ba Shan`ın mektubu bir iki gün geç geldi!
Chief Ba Shan's letter came a few days late
Şef Ba Shan'ın emri üzerine... Wu Efendiye bir mektup iletmekle görevlendirildim
I am under orders from chief Ba Shan to deliver a letter to lord Wu
Şef Ba Shan'dan bir emir aldım! gelecek ay bir saldırı planlıyormuş! Ve bu ayın sonuna kadar...
I have received an order from Chief Ba Shan and he has decided to launch attack next month and we've been given till the end of this month to exterminate the gang at Da Kun Mountain
Ba Gunn ın aletlerini ahırın üstüne koyun.
Get Mr. Gunn's rig on up the stable.
- Ne biçim aynasızsınız siz? - Her kalıba girebileninden.
Not brought, dear chap, invited.
Bayan Jiao'yu düşünüyormusun babasını'da düşünmelisin, zavallı adam.
I don't know for sure if Ba Jiao... will leave her father to go along with you
Ba-ba-ba bana kızgın mısın?
Are you... are you angry with me?
İsrailli Dostum, Albay Ba Alive'in onlara yardımcı Olmasını umuyorum.
Use office and even my good friend of Israel, Colonel Ba'Alive, to help them
Ba Alive'e Amin'i arattırın. Bir kez daha.
Ba'Alive to call Amin.
Galiba daha büyük "dum-dum" lara ihtiyacın var.
Maybe you need bigger ba-booms.
".. düşüncesini en dar kalıba sokabilmesinde yattığını söylerdi.
"... lies in his ability to stretch even the narrowest mind "?
Atın aletini uçurduklarında bunu yazmaya gerek olmuyor tabi.
That's when they whack the horse's dick off. - Ba-boom, it's a memory, man.
Bunun nedeni de Beethoven'ın Keman Konçertosu'nun üçüncü kısmını hafızamda icra ederken Urkian'ın doğaçlamasında vurduğu notalarda küçük bir hata yapmamdı. la, la, la.
That is because I made a slight error in my recollection of Urkian's fingering his cadenza in the third movement of the Beethoven Violin Concerto ba, ba, ba.
Komiserlik sınavını.
- You have a BA.
Sorun yok, ben ba? ka birini bulacaks? n?
No problem, I will find someone else.
Say? n ba? kan, ben gerçekten yok ay?
Mr. chairman, I really dont want to discriminate... but we dont tolerate this behaviour in our neighbourhood.
Say? n ba? kan, biz oldu?
Mr. chairman, I think we are rushing into things here.
Say? n Ba? kan, ben bu zorbal?
Mr. Chairman, I think this tyranny should not be tolerated any longer.
Belki de gerçekten iyi... ehm var Say? n Ba? kan.
Maybe it's ehm... indeed better Mr. Chairman.
, Te? ekkür ederim say? n Ba?
Thank you, Mr. Chairman.
Say? n Flodder, bu ba? kan?
Mr. Flodder, this is the chairman of the city council.
Ba Muy Ba birası, Vietnam'ın en iyi birasıdır.
- Ba Muy Ba beer, best beer in Vietnam.
Ba Muy Ba birası, Vietnam'ın tek birasıdır.
- Ba Muy Ba beer, only beer in Vietnam.
İ-İ-İyi ge-ge-geceler ba-ba-baba.
G-G-Good n-n-night, D-D-Dad.
Kalıba yerleştirin dikkatlice hamuru yanlara doğru birer de badem koyun ve sonra fazla kaçmasın, ölçüyü kısın ihtimamla.
Place your pastry, not too hasty in your tart plate. Lightly glide around the side. Slowly pour your mousse into the pastry base.
Unut Baco ve yaşlı adamı anladın mı?
Let Ba Chu go and forget about the old man, all right?
Ben... - bundan e-e-eminim Birisinin adını duydum O'Ba-Ba-Ba... - Bu bok tenekesi ne bilir?
I'm-I'm-I'm pretty s-s-sure I heard that name O'Ba-Ba-Ba -
Tanaka, beni dinle. Bu adamlar çok tehlikeli.
"T" ana "k" a, "liste" n "to me." "These guys" a "re" ba "d" n "ews."
İlişkileri bir kalıba koyamazsın.
You can't put relationships in a box.
Ba - babasının adı Howard Finnigan, yardımı olacaksa.
Uh, h-his father is Howard Finnigan, if that helps.
Evet, bunlar Chiu Tim-ba'nın çetesi.
Yes, this gang here belongs to Chiu Tim-ba.
Ayrıca anladığım kadarıyla Arjantin'de de büyük kayıba uğradınız.
- That time is to be very soon. I understand that you have also suffered huge losses in the Argentine.
"Ba-ba-boom, ba-ba-boom" "Bir nağme çalacak mısınız?"
Ba-ba-boom, ba-ba-boom Are you gonna play a tune?
Bu herkesin kafasını - Oh!
That's heads-up ba - Oh!
Bir daha ki sefere, senkron biriminin ayarlarını BA +'ya değiştirelim.
Next time, let's try setting the sync circuits to DA plus. Okay!
Evet, Chet, ba-ğır-saklarını dökmek suretiyle. AlışıImadık bir intihar ayiniyle bıçağı kendine saplamadan önce.
Yes, Chet, dis-em-boweling them before taking the knife to herself in some kind of unusual suicide rite.
Toksik test yapın.
Get a tox screen and BA.
Ve babam bizi maça götürdüğünde, tüm vaktini sosisli sandviçinde kemirgen tüyü arayarak geçirdin. Noel birini senin Frederick'e yapmaya çalıştığın gibi kalıba sokma zamanı değildir.
And then when Dad took us to a game, you spent the whole time looking for rodent hairs in your hot-dog.
Ba.. Bana hamileyken asit kullandın mı?
D-Did you take acid while you were pregnant with me?
- Ve ba-bana tekrar şu'seni öldürecektir'kısmını söyler misin?
Run that "he'll kill you" part by me again.
Hatırladın mı? "Ba-dah boom"?
Remember? "Bada boom"?
Gaz pedalını kayar kalıba bağladım.
I connected the accelerator to a sliding shutter.
Kalp atışlarını duydum. Şöyle birşeydi : "ba-dum-bum".
I could hear its heartbeat going "ba-doom-boom."