Berı Çeviri İngilizce
323 parallel translation
Ailenin reisi edasıyla buraya gelmeye cesaret ediyor yapmacık davranışlar sergiliyor, nişanlımı eleştiriyorsun emirler veriyor, her şeyi ber...
You've got nerve to come back in your head-of-the-family manner and make stands and strike attitudes and criticize my fiancé give orders and mess things up... - Stop it!
Seni, kendimi ve Berit'i ; hepimizi öldüreceğim!
I should k / II you, and Ber / t, and myself!
Berit, sen misin?
Ber / t, / s that you?
Berit Irene Holm dosyasındaki nihai karar Çocuk ve Gençlerin Davranış Kuralları'nın 22. maddesinin ihlâl edildiği yönündedir.
As has been proven / n the case of Ber / t Irene Holm, the c / rcumstances are such as regulated / n paragraph 22d of the Ch / Idren and Young Persons Act.
Asayiş ber kemal.
No crime there.
Sahip için de ıber şarabı.
And for the master, Iberian wine.
Doğru mudur? Eylülde 70 olacağım.
I'll be 70 In septem ber.
Aynı gazete parçasını tekrar ber tekrar okumak
READING THE SAME HALF OF A NEWSPAPER OVER AND OVER,
Tekrar ber tekrar.
AND OVER AND OVER AGAIN.
Na'ber, Georgie.
Hi, Milton. Hiya, Georgie.
Binbaşı Skelton'un günlüğünden birkaç pasaj okuyayım.
THE DATE IS TU ESDAY, SEPTEM BER 1 1, 1 864. " THE CITY WAS OU RS.
"Se-fer-ber-lik."
"Mo-bil-i-za-tion."
Ve, Cambridgetown'ın yalnızca "Cam" kısmını almışlar. Sonra... "ber" nehir demektir, ve orada her tarafta nehirler vardır.
And they thought they'd leave the "cam" from Cambridgetown... and they - and "ber" is a river... and there are a lot of rivers round there.
Böylece Cam-ber-ley, yani Camberley demeye başlamışlar.
So they called it Cam-ber-ley. Camberley.
Kingo'dan na'ber?
What about Kingo?
Merlin, döndün demek Ber...'dan...
Merlin, you're back from Ber... Ber...
N'ber John.Yanımda eski bir dostumu getirdim.
Howdy, John. I brought along an old buddy of mine.
bana mermileri ber
Give me the bullets
Li... ber... ter!
Li... ber... tarian!
Benden çok daha güçlü olduğunu biliyorum. Ama beni durdurmaya çalışma.
I know you are much ber than I. But do not try to stop me.
Kayitlarimiza göre, burada 1933'ten ber ¡ h ¡ ç k ¡ mse çalistiriImamis.
According to our inventories, there hasn't been a man employed here since 1933.
Ne zamandan ber ¡ burada yasiyorsunuz Bay Sans?
Just how long have you been living here, Mr. Chance?
Çocuklugumdan ber ¡ bu bahçede çalisiyorum.
Ever since I was a child I've worked in this garden.
Hasta oldugundan ber ¡ kullaniyor.
Since he's been ill.
Bu çocuga ta küçüklügünden ber ¡ ben baktim. Ne okumayi ne de yazmayi ögrend ¡.
I raised that boy since he was the size of a piss ant and I'll say right now he never learned to read and write.
Bana çocuklugundan ber ¡ orada yasadigini... ve bahçivan oldugunu söyled ¡.
He told me that he had been living there since he was a child working as a gardener.
Bundan ta basindan ber ¡ süphelend ¡ g ¡ m ¡ söylemel ¡ y ¡ m.
I must confess, I had suspected as much all along.
O geld ¡ g ¡ nden ber ¡... ölüm düsünces ¡... ben ¡ daha az rahatsiz ed ¡ yor.
Since he's been around the thought of dying has been much easier for me.
- Na'ber bebek?
- What's up, babe?
- Na'ber?
- How ya doin'?
Hey, hunt, na'ber?
Hey, Hunt, how ya doing?
Hey, kuş beyinli, na'ber?
Hey, pea-brain, what's going on?
- Hey, buster, na'ber?
- Hey, buster, what's going on?
N " ber?
How you doing?
Sürüdekiler "ber-baa-aa-aat" dese bile.
Even though the herd may go "That's ba - a - a - a - ad."
- Na'ber?
- What's up?
- Evet, na'ber?
- Yeah, what's up?
Na'ber adamım?
What's up, man?
[DRAWS OUT WORDS] Goo-ber kasabaya "gider." " "
[DRAWS OUT WORDS] Goo-ber goes to town. "
9 numara, na'ber?
Number 9, how ya doing?
Selam, Na'ber?
Hi. How ya doing?
Na'ber?
Howdy, bro.
Eğer bizimleysen, Nick, bize bir işaret ber.
If you're here with us, Nick, give us a sign.
Ber-bat
Stink.
Hey, na'ber, adamım?
Hey, Mark!
Ne zamandan ber ibunu yapmaya başladın?
When did you start doing this?
Bu yüzden en yakın kasabada, ilk erkeğin üstüne atlayıp ona siz iki mahsur kaltaktan uzağa, dosdoğru New York'a kadar bineceğim çünkü bu gezi berbat, ber-bat!
The next town, I'm jumping on the first man and I'm riding him all the way to New York City and away from you two because this trip sucks, it sucks.
Ber...
Ber...
Na'ber, oğlum?
How you doing, son?
- Na'ber doktor?
- How you doing, Doc?
Er-gen-lik.
Pu-ber-ty.