Bir oğlan Çeviri İngilizce
2,629 parallel translation
TJ bir oğlan doğurdu,... ona babasının adını verdi ; Steven.
TJ just had her baby boy, named him Steven, after her father.
Bir oğlan ve kulübesi, evreni görmeye çıkmış.
A boy and his box, off to see the universe.
Bir oğlan, bir kız.
Boy and a girl.
İki saat önce, henüz iki yaşındaki bir oğlan çocuğu evinin ön bahçesinden kaçırıldı.
Less than two hours ago, a young boy, only two years of age, was abducted from his front yard.
Bir oğlan büyütüyorum ve 13 yaşında bir kızım var.
I have a grown-up son and a 13-year-old girl.
Karısı dünyaya bir oğlan daha getirirken ölüyor.
His wife died trying to bring another son into the world.
Burada şanslı bir oğlan için özel bir şey var.
Well, that there is something special for one lucky little boy.
Ve liseyi bile bitiremeyen bir oğlan.
And a kid who never graduated high school.
İyi bir oğlan mı bari?
What's his name?
Okulda üçüncü sınıflardan birinde Kazama Shun isimli bir oğlan var.
There's this boy at school. His name is Shun Kazama.
Dışarı çıktığınız zaman Duvar'ın arka tarafında güneş batarken arkanızda bir adam mı istersiniz yoksa ağlayıp sızlayan bir oğlan mı?
When you're out there beyond The Wall with the sun going down, do you want a man at your back? Or a sniveling boy?
Ben bir oğlan değilim.
I'm not a boy.
Tanrılar Daenerys bir oğlan verirlerse ülke kan ağlar.
Should the gods grant Daenerys a son, the realm will bleed.
Kılsız istiyorsan belki de küçük bir oğlan bulmalısın.
If you want hairless, maybe you should find a little boy.
Ne de iyi bir oğlan.
Such a good boy.
Majesteleri içkisinden mahrum kalmasın diye canla başla koşturan bir oğlan.
Such a dutiful boy to make sure His Grace did not lack refreshment.
Açgözlü bir oğlan olma.
Don't be a greedy boy.
Bir oğlan dairemde yatağımda koltuğumda
" A boy in my flat, in my bed, in my couch
Başından vurulmuş bir oğlan kaval kemiğinden vurulmuş bir kız geldi.
I've got a boy with a gunshot wound to his head
Akıllı bir oğlan değilsin, söylemeye çalıştığın şey bu mu?
You're not a smart boy, is that what you're trying to say?
Ölümüne bir oğlanı tekmelediğini gördüm.
I've seen him kick a boy to death.
Çoktan şişman bir oğlanı öldürdüm.
I already killed one fat boy.
Kuşkulanmam gerektiğini... benimle ilgilenen genç bir oğlanın tehlikeli olabileceğini söylemişlerdi.
That I should be suspicious... A young boy interested in me may be dangerous.
3 saat boyunca cırlayan kıvırcık bir oğlanı dinlemek isteyeceğim son şey.
Listening to some curly-haired kid screech for three hours Is the last thing that I want to do.
Küçük kardeşim! İşsiz bir kız mı yoksa asker bir oğlan mı olacak?
My little sister, whatta you giving us...
Bir oğlan ararsa o şeyi Pasifik Okyanusu'na atarım, tamam mı?
First boy that calls, I'm gonna whip that thing into the Pacific Ocean, okay?
- İlk kez küçük bir oğlan çocuğu...
- First time that a little boy...
Küçük bir oğlan çocuğu olduğumdan beri,
I've, uh, always wanted to work for NASA.
Bir oğlan.
It's a boy.
Arka arkaya dört oğlan, ve sonra da bir kız.Böylece çok iyi korunacaktır.
Four boys in a row, and then after, a girl, so she could be really protected.
Ee n'olmuş, benim oğlan da buz dolabına bir şeyler çiziyor.
Mm, so is my kid's drawing on the fridge.
Yetişkin biri... bir diğerini öldürüyor... Çünkü bir terapi sırasında... o, sevilmeyen oğlanı oynuyordu, değil mi?
An adult guy's supposed to kill... some other guy... because during a session... he pretended to be his unloved son, right?
Peki, bu oğlanı niye bir doktora götürmemişler?
Well, why didn't they get this kid to a doctor?
Bu mükemmel bir ortaklık, ama, her Masai oğlanının bildiği gibi, eğer bal rehberine ödülünü vermezsen, bir sonraki sefere seni aslanların inine götürebilir!
It's the perfect partnership, but, as every Masai boy knows, if you don't give the honey guide its reward, next time it will lead you to a lion's den!
Hele oğlan çocuğuysan, bir de baban da yoksa başında.
Especially if you're a boy and your dad's never around.
Ben Yazkalesi Savaşı'nda bir Tarly oğlanını öldürdüm.
Mine was some Tarly boy at the Battle of Summerhall.
Oğlan, kız... Sen bir kılıçsın. Bu kadar.
Boy, girl- - you are a sword, that is all.
Londralı bir oğlan, değil mi?
He's a London boy, ain't he?
Oğlanın ölüsünün bir değeri yok.
The boy's worth nothing dead.
Oğlan insanları tek bir Khalasar'da toplayacak.
He shall unite the people into a single Khalasar.
Çocuğum, kusuruma bakma ama, acaba şu oğlanın ateşine bir bakabilir misin?
Miss, I apologize, but can you look after the boy?
Parlak bir oğlan var.
There's a bright boy.
Sokaklarda bir sürü kelle gördüm. Ekmediğimi yapan fırıncının kellesi üç ay önce ateşinden kurtardığım genç oğlanın kellesi...
In the streets I saw piles of heads- - the head of the Baker who makes my bread, the head of a young boy that I had cured of fever just three moons past.
... normal görünebilir oğunu seven bir anne, mutlu bir oğlan...
Loving mother, happy son.
Bu koca oğlan bir seferinde bir adamı yemişti!
This great guy here once ate a grown-up man in one bite!
Tam bir göt oğlanısın.
You're such an [bleep].
Havalıydım ama 12 yaşındaki bir oğlan gibiydim.
Gee, thanks.
Diane iki oğlan ve bir kız dünyaya getirecek. - Bakın. - Şahane.
But, surprisingly, the key to success is not so much his lungs as his heart.
Özellikle oğlan çocukları için, kurban kesilirken orada bulunmak, erkekliğe atılan önemli bir adımdı.
'For boys especially,'being present for a kill was an important part of becoming a man.'
Diane iki oğlan ve bir kız dünyaya getirecek.
Diane is having two boys and a girl.
Oğlan kızla tanışır, oğlan kızı başka bir erkeğe kaptırır oğlan kendini öldürür.
Boy meets girl, boy loses girl to a better guy, boy kills himself.
oğlan 71
oğlanlar 22
oğlan mı 25
bir önemi yok 44
bir oyun 38
bir öpücük ver 95
bir oda 17
bir otel 16
bir oğlum var 25
bir oda istiyorum 30
oğlanlar 22
oğlan mı 25
bir önemi yok 44
bir oyun 38
bir öpücük ver 95
bir oda 17
bir otel 16
bir oğlum var 25
bir oda istiyorum 30