English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ B ] / Birden bire

Birden bire Çeviri İngilizce

2,162 parallel translation
Her neyse, bir süredir buralarda değildi, ve sadece son zamanlarda... Birden bire, ortaya çıktı ve... salak gibi, onun kalacağını düşünüp heyecanlandım.
Anyway, he hasn't been around for a while, and just recently... out of the blue, he showed up, and... like an idiot, I got all excited thinking he was gonna stay.
Bütün bu bencil davranışlar birden bire tehlikeli derecede sorumsuzca görünmeye başlar, değil mi?
Those selfless acts would suddenly appear to be dangerously irresponsible, wouldn't they?
Bayan Grant ile ilgili garip olan şey birden bire Alaska'daki köpek kızağı yarışlarına gitmek için gönüllü olması.
Strangest thing about Miss Grant. She was, um conveniently volunteered to cover a dogsled race in Alaska.
Ne? Birden bire senin için yetersiz mi oldum?
What, suddenly I'm not good enough for you?
Nasıl oldu da birden bire cesur kesildin?
How did you get so brave all of a sudden?
Kız birden bire uyandığında
" he slides his hand
Birden bire üzerimize fırlaması gerekmez mi?
Isn't stuff supposed to pop out at us?
Birden bire Poron'un sırtından kanatlar çıktı.
Suddenly, wings grew on Poron's back
Nedense birden bire aklıma "topal ördek" tabiri geldi?
Why does the phrase "sitting ducks" come to mind?
Birden bire Sean'ın özel şoförü oldu ve kim bilir daha neler yapıyorlar?
Well, she's suddenly become his personal driver And God knows what else. Mm.
Bababm Gary Cooper'ın birden bire ortaya çıkıp onları serbest bırakacağını düşünüyor.
My father thinks Gary Cooper will show up and free them.
Her zaman yaptığım gibi havalandım sonra birden bire tuhaf birşeyler hissettim ve rotam değişmişti.
I took off like I normally do, and then I started to feel weird, and... Then I was off course, and there was a missile lock on my plane.
Bekle, niye birden bire haber spikeri gibi konuşmaya başladı?
Wait, why does she sound like a news reporter all of a sudden?
Shawn, niçin birden bire somonuma ilgi göstermeye başladın?
Shawn, why are you suddenly interested in my salmon?
Şimdi de kurbanımızla çıkıyor ve birden bire o da mı ölüyor?
Now she's dating our victim, and suddenly he's dead, too?
İthal kıçını 150'liyle geçerken birden bire arka tarafın kontrolünü kaybettim.
Total ricer. Kicking his import ass, doing 90. All of a sudden, my back end gets loose.
Birden bire buraya gönderildim...
I was just sent here all of a sudden...
Şimdi birden bire, benim için endişelenmeye mi başladın?
And now all of a sudden you're worried about me?
Birden bire ortaya çıkan servi ağaçları ve ateşlenmemiş kurşunlar.
So random redwoods and unfired bullets.
Ninjalar birden bire ortadan kaybolabiliyor, değil mi?
right?
Neden birden bire istifa etsin ki?
Why would she suddenly resign?
Birden bire dışarı çıkıp birisini görmesi gerektiğini söyledi.
Out of the blue he said he just had to go and see someone.
- Peki ya tüm para hesabında ki tüm para birden bire kaybolursa?
- What would happen if all the money money in your account just simply disappeared?
Taşınma konusunda, Jack birden bire çekingen davranmaya başladı.
It's like Jack has cold feet all of a sudden About the move.
Bu şey birden bire olmayacak ama olacak.
This won't happen overnight, but...
Birden bire olmadı ama oldu işte.
It didn't happen over night, but it did happen.
Ve sen de birden bire ülkeni savunmak için bir kez daha harekete geçtin.
And you're suddenly stirred once again to the defence of the realm?
Neden Westhouse bu toplantı için birden bire seni aradı?
Why did Westhouse call you out of the blue for this meeting?
Geminin yere inmesi gerekiyor ama çok kötü bir adam birden bire, iyi olmaya karar vermezse Noel hatırına, bu da olmayacak!
So that ship needs to land, but it can't land unless a very bad man suddenly decides to turn nice, just in time for Christmas Day!
- Avlanırız. - ve birden bire..
We hunt. and all of a sudden,
- Denizaltıya bindiler, ve özgür olduklarını sandılar, ama birden bire, sırt çantasındaki bombayı keşfettiler.
They get on the submarine, And they think that they're free, but all of a sudden, They discover in this backpack is this bomb.
Bu yüzden, matematiğin hiç kullanılmamış olduğu bir alan biyolojide desen formasyonu, derideki işaretler... vs. Birden bire kapılar açıldı ve bu, matematiğin bu tür alanlarda faydalı olabileceğini gördük.
So, an area where mathematics had never been used before, pattern formation in biology, animal markings, suddenly the door was opened and we could see that mathematics might be useful in that sort of area.
Popüler bir şarkı yazdı diye birden bire dünyanın kralı olmadı ya.
Just because he wrote a hit song, he's suddenly the king of the world.
Seksi kocam birden bire minivan sürmeye başladı.
My hot husband suddenly drives a minivan.
Birden bire beni bu kadar düşünmenin sebebi...
And you're suddenly looking out for me because...
Ama 7 sezon boyunca galibiyetsizken birden bire- -
But seven straight seasons without a win and now all of a sudden- -
Evet ama bunlar birden bire gözden kayboluyor.
Yeah. Only, these stop, like, really fast.
Birden bire aklına bir çözüm geldi.
And then out of the blue, Bree came up with a solution.
Birden bire bu macerayı kaydetmeye mi karar verdiniz?
So, you just decided you wanted to record your journey?
Birden bire Danny beni aradı ve yardımımı istedi.
Danny called me, uh, just out of the blue and he asked for my help.
Rouran birden bire binlerce kulesi olan bir şehre döndü.
Rouran grew into a city with thousand towers in no time.
Birden bire kurabiye hamuru mu oldun yoksa?
Why, are you suddenly made of cookie dough?
Birden bire ilham mı geldi?
What? Given all of a sudden Divine inspiration?
Koloradolu çocuğun ölümüyle ilgili bir fotoğraf buluyorum bunca zamandır Haven'da bu fotoğraftaki annem olabilecek kadının kimliğini tespit etmeye çalışıyorum ve sonra birden bire fotoğraftaki çocuğun sen olduğunu söylüyorsun.
I find a picture of the Colorado kid's death, and I spend all this time running around Haven... trying to I.D. The woman in the photo, who could be my mom, and then after all of that, you tell me you were in the picture.
Koloradolu çocuğun ölümüyle ilgili bir fotoğraf buluyorum bunca zamandır Haven'da bu fotoğraftaki annem olabilecek kadının kimliğini tespit etmeye çalışıyorum ve sonra birden bire fotoğraftaki çocuğun sen olduğunu söylüyorsun.
- I find a picture of the Colorado Kid's death, and I spend all this time trying to I.D. the woman in the photo who could be my mom, and then after all of that, you tell me you were in the picture.
Jonathan, bunun böyle birden bire ortaya çıktığını biliyorum ama ben başkalarıyla da görüşmek istiyorum.
Jonathan, I realize that this is coming out of the blue, but I want to see other people.
- Fakat birden bire işlemediği ve görmediği... - bir cinayeti itiraf etmemiştir.
But she did not suddenly admit to some murder that she didn't even see happen.
Bu sabah birden bire beni sevdiğini söyledi.
This morning, out of the blue, he... - told me he loved me.
Ama birden bire bizzat kapattığım davayı açacak delil buldu.
And then she magically finds evidence to reopen a case she knows I personally closed.
Birden bire tüm arabalar durdu. Sorun ne?
- Why all that traffic?
Birden bire kaşına piercing taktırmak mı?
Suddenly pierce her eyebrow?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]