Biz geliyoruz Çeviri İngilizce
880 parallel translation
Sen git, biz geliyoruz.
Run along and we'll follow.
- Kaliforniya, biz geliyoruz.
- California, here we come!
Bekle şehir, biz geliyoruz.
Wait'll we get to the big town.
Dışarı çık yoksa biz geliyoruz.
Come out or we're coming in.
Biz geliyoruz Stumpy.
We're coming in, Stumpy.
- Stumpy, biz geliyoruz.
- Stumpy, we're coming in.
Biz geliyoruz, Seibei!
We're coming, Seibei!
Evet, biz geliyoruz duyun sesimizi
Yes, we are coming - listen to our voices
Gökdelen, biz geliyoruz.
Skyscrapers, here we come.
Memphis, biz geliyoruz!
Memphis, here we come!
Seninle karşılaşmam ne şans, Hamsweetham, biz geliyoruz.
How lucky for me to have met you, Hamsweetham, here we come.
Kansas City, biz geliyoruz.
Kansas City, here we come.
Yoohoo, yoohoo bekleyin biz geliyoruz, yoohoo!
Yoohoo, yoohoo wait for us we are coming, yoohoo!
Biz, ee, şehir merkezinden geliyoruz.
Oh, uh, we're from, uh, downtown.
Biz Ajax hayalet yok etme şirketinden geliyoruz.
We're from the Ajax Ghost Exterminator Company.
Siz dün gelmiştiniz, biz bugün geliyoruz.
You came yesterday, we come today.
Biz de seninle geliyoruz.
- Let go of me. - We'll go along with you.
Bir dakika, biz de sizinle geliyoruz.
Wait a minute, we're coming with you.
- Biz Peoria'dan geliyoruz.
- We come from Peoria.
Biz Fidani Bankası'ndan geliyoruz, hak alma talimatıyla ilgili olarak.
We're here to foreclose on your mortgage and seize the house. We're from the Fidani Bank in Catania, the bank that gave you the loan.
Biz sadece bataklığın karşısından geliyoruz.
We just come in across the sink.
- Biz de hemen geliyoruz.
We'll be right there.
Biz Birleşik Devletlerin Büyük Şefinden geliyoruz.
We have come from the Great Chief of the United States.
Bay Lippencott, şunu bilmenizi isterim biz terbiyeli Ohio ailesinden geliyoruz düşündüğünü düşünmen için bayağı cesur olman gerek.
Why, Mr. Lippencott, llI have you know... that we come from a very fine old Ohio family... and youve got a lot of nerve thinking what youre thinking.
Biz Devlet Hastanesinden geliyoruz.
We're from the State Hospital.
Biz Bisbee'den geliyoruz.
We just come from Bisbee.
Eğer dışarı çıkmazsanız, biz oraya geliyoruz.
If you don't come out, we're coming in.
Biz farklı dünyaların insanlarıyız, farklı ırklardan geliyoruz.
We live in different worlds, come from different races.
Biz onunla birlikte geliyoruz, ona eşlik ediyoruz, ona kahve yapıyoruz, lastiklerini değiştirmesine yardım ediyoruz.
Now ain't that gratitude for you? We come along with him, keep him company, make coffee for him, help him change flat tires.
Biz hemen geliyoruz.
We'll be over in a minute.
Biz Cucamonga lisesinden geliyoruz
N he is dead? ? C?
Pekala, biz oradan geliyoruz ve gördüklerimiz yüzünden oldukça kızgınız.
Well, I've just come from her place, and we strung a whole bunch of them up across her window.
- Wickwire. - Wickwire. Biz Dünya'dan geliyoruz.
AND BEFORE PEACE ON EARTH BECAME IMPOSS I BLE.
biz hemen geliyoruz.
We'll be right over.
Ve Cuma günü biz geri geliyoruz sonra size söyleyeceğiz kimin Sharon ve kimin Susan olduğunu.
When you bring us back on Friday, we'll tell you who's Sharon and who's Susan.
- Alo, öyle mi? Biz de geliyoruz.
Yeah.
- Evet, biz kriminal bürodan geliyoruz.
- Yeah, we're with the crime lab.
Biz de birazdan geliyoruz.
We'll only be a minute.
Bayım, biz bu katil canavarlarla boğuşmaktan geliyoruz, buranın hemen güney doğusunda.
Mister, we just fought off them murdering devils, southeast of here.
- Biz de geliyoruz.
- We'll follow you down.
Biz hemen geliyoruz.
We'll be right back.
Biz hemen geliyoruz.
We'll join you in a second.
Mark, biz bir dakikaya geliyoruz! Gidelim.
Mark, we'll catch up with you in a minute!
Biz de geliyoruz.
We're going too.
Biz temin handan geliyoruz zaten
We just came from the inn
Biz HEİ den geliyoruz.
We're the anti-epidemic service.
Biz temyiz alt komitesinden geliyoruz.
We represent the Appeals Sub-committee.
- Biz artık sana fazla geliyoruz.
We've outgrown you.
Biz başka bir bölgeden... geliyoruz.
We come from another... province.
Çok uzun yol kat edilen bir yerden geliyoruz biz.
We come from a place that's some journey from here.
- Biz dost bir gemiden geliyoruz.
We've come in friendship.