Bleh Çeviri İngilizce
118 parallel translation
Salak hayvanlar.
Bleh. Stupid animals.
Yani adamla konuştum ve bla bla bla, sizin hakkınızda bir şeyler sordu ve, da da da, birkaç soru daha bleh bleh bleh.
I mean, I talked to him and blah, blah, blah. He asked about you guys and : More questions.
15 saniyeden kısa bir sürede güvenli bir...
Spinning a web of safety in less than 50--Bleh!
Bö!
Bleh!
Bu sanal pudingin tadı çok kötü.
Bleh! This virtual fudge tastes like crap.
Pip hergün Estella'yı ziyaret ediyordu.
Yeah, haaa! Bleh-Leh-Leh-Leh!
Bir sorunun yoktur herhalde?
Bleh! Bleh!
Onları tırmalayın.
Bleh! Scratch them.
Ve bütün iskeletini aynen böyle tükürdü.... bööğrk diye!
And he spit out his entire skeleton, like... Like... Like, bleh!
- Galiba Susan, "Hebe hebe" diye bir şeyler söyledi.
Susan said, "Bla ra um beh bleh,"
Millet, bu benim özel kuzenim Bleh.
[garbled speech] Um, everyone, this is my special cousin bleh.
Gidelim Bleh, etrafta kimse yok.
Let's go, bleh. The coast is clear.
Biliyorsun, hiç birimizin bleh ile gerçekten takılma şansı olmadı.
You know, none of us have really had a chance To hang out with bleh yet.
Bleh?
Bleh?
Anlamı ne Bleh'in?
What's a bleh?
Hayır, Bleh senin kuzenin.
No, bleh your cousin.
Bleh'e lamba gibi davranmayı bırak artık.
Stop pretending bleh is a lamp.
Clara, Bleh'den utanması için bir sebep olmadığını anlamalı.
Clara would see that there ain't no reason to be ashamed of bleh.
Bleh'i bizimkilerle takılması için buraya getirdiğim için mutluyum.
Clara : i'm really glad I brought bleh Down to hang out with everyone.
Bleh'i iptal edilen güzel ve parlak şeyler programından beri bu kadar eğlenirken görmemiştim.
I hadn't seen bleh have this much fun Since they cancelled the pretty, shiny object show.
Bu Bleh var ya, dostum şeyimi kesinlikle ona daldırıp çıkarırım.
Oh, that bleh, man. I would totally dip my wick in that.
Tamam. 50 dolar sana diyor ki Bleh ile sex yapamayacaksın.
[kiss] Fine. 50 bucks says you won't have sex with bleh.
Ve onun niyetinin saf olduğundan emin olmak benim sorumluluğumdu.
That captain hero wanted to take bleh out on a date, And it was my responsibility To make sure his intentions were pure.
Demek benim küçük Bleh'imi kasabada bir gece geçirmek için dışarı çıkarmaya geldin ha?
Coming to take my little bleh out For a night on the town, eh?
Biliyorsun, Bleh'in başına kötü bir şey gelse ne yaparım bilmiyorum.
You know, I don't know what'd I do If anything happened to my little bleh.
İşte Bleh geliyor!
Oh! Here's bleh now!
Bleh'i geri getirdiğin zaman panzehiri alacaksın.
You'll get the antidote when I get my bleh back.
Sonra bir şeyin farkına vardım.
Then I realized something. Bleh...
Bleh gerçekten çok özel biri.
She was really special,
Bleh, sen benim kanatlarımın altındaki rüzgarsın.
Bleh, you are the wind beneath my wings.
Bleh ve ben gece geç saatte eve geldik.
Captain hero : bleh and I got home way past midnight.
Dinle Bleh, ben o tür bir adam değilim.
Listen, bleh, i'm not that kind of guy.
Oh ne kadar harika bir gün değil mi Bleh?
Oh, what a glorious day, isn't it, bleh?
Demek istediğim Bleh yetişkin biri ve tamimiyle kendi kararlarını verebilir.
I mean, bleh was an adult, And completely capable of making her own decisions.
İşte, Bleh ile sex yapman için girdiğimiz iddianın 50 doları.
Here's the $ 50 I bet you to have sex with bleh.
İşte benden kazandığın 50 doların çünkü senin özel kuzenin Bleh ile sex yapmayacağına dair iddiaya girmiştik.
Here is the $ 50 captain hero won off me Because I bet him he would not have sex With your special cousin bleh.
Bleh, O. O özeldi.
Bleh, she- - she was special.
Bleh, bekle!
Bleh! Bleh, wait!
Bleh, kuruyan ağzınla Tv shovunda sex yaptın sanırım sana 50 dolar borçluyum.
Bleh, you nailed the dry-mouth from reality tv show! Well, I guess I owe you that 50 bucks now.
- Peh!
- Bleh!
Mars Görevi.
Bleh! Aah! Oh, gosh!
Ama bunun gözünde heykel gibi.
To this eye? Bleh.like a statue.
Peh!
Bleh.
50 den az zamanda emniyet ağı örmek-
- Bleh!
Kaptan kahramanın Bleh'i dışarı çıkarmasını biraz garip buldum.
[knocks] Clara : I found it a bit odd
Evet, artık emindim.
¶ girly, girly, girly, girly... ¶ [bleh shouts happily and incoherently] Captain hero : yes, I was confident
Bleh!
Bleh!
Bleh! Bekle!
Captain hero : bleh!
Bleh!
Oh.
437s
Bleh : sam, bye-bye!
Zeytin bleh "
Olive.