Blitz Çeviri İngilizce
418 parallel translation
Yıldırım saldırımı beğendin mi?
How'd you like my blitz attack?
Çek arabanı bayım, çek arabanı!
Four words, blitz it, mister.
Tepemin tasını attırıyorsun!
Blitz it, will you? You give me the mimis.
Şunlardan birkaç tane alın ve huzur içinde mışıl mışıl uyuyun.
A couple of these and you'll sleep peacefully through a blitz.
Saldırıya uğramış gibi.
Talk about a blitz.
Hava saldırısından beri dokunmadık ona.
We ain't touched her since the blitz.
Böylece çeşitli kılıklara girerek, bir gölge gibi hareket ederek... köşeye sıkıştırıldığında öldürmeye hazır bir şekilde hırsızlık büroyu serseme çevirerek tek başına içki dükkanlarını soydu.
So, wearing a variety of disguises, coming and going like a shadow... ready to kill if cornered... he struck the bottle stores in a one-man blitz... that had the robbery detail dizzy.
Hırsızlık saldırıların tanıklarını toplayıp akşama buraya getirir misin?
About those blitz holdups you're on... round up all the victims and have them down here tonight, will you?
Londra'daki karım şimdi işe gidiyor olmalı.
About now, my wife in London is going to work, might get caught in the Blitz...
Yanlış bir hareketinde seni ezer geçerim.
I'll have to blitz you.
Açıkçası JJ, böyle bir şey yapacağını hiç sanmıyorum.
Frankly, I don't think you got the cards to blitz me.
Kötü durumdasınız.
You're on a blitz.
Bazen ani baskıların bizi sahipsiz binalardan bile daha kimsesiz bıraktığını düşünüyorum.
Sometimes I think the Blitz left us with more derelict minds than derelict buildings.
Kheros'taki askerler saldırıdan önce oradan çıkarılmazsa, ölüme mahkumdular.
The men on Kheros were doomed unless they could be evacuated before the blitz.
Müttefik İstihbaratı, planlanan bu saldırıyı ancak bir hafta önce öğrenebildi.
Allied lntelligence learned of the projected blitz only one week before the appointed date.
İngiltere 1940'tan beri tehdit altında.
england's gone through a blitz with a knife at her throat since 1 940.
Danny ile sıkı bir plan yaptık.
Danny and I have a blitz in mind.
İkinizin bir dolap çevirdiği anlaşılıyor.
I understand you two are contemplating a blitz-out.
Ama, kafanızda ne tür bir plan vardı?
It's just that... well, what sort of blitz were you contemplating?
Benim için tek yol bu, başka yolu yok.
It's a blitz-out for me, or forget it.
- Senin tüm suç dosyan yandı. - Ne dedin?
- Your own criminal record - your dossier - went up in the Blitz.
Kemerinin kopçasını ne vakit hallettin?
When did you blitz that buckle?
"Wait for the blitz to start blitzing?"
"Wait for the blitz to start blitzing?"
Beni mi görmek istediniz?
Blitz is on. Won't get away this time. Scrambling.
Karşı saldırıya geçen güçlerimiz çift koldan hava saldırısı gerçekleştirdi. Ağır silahlar ve hava araçlarıyla bombardımana tutulduktan sonra hava indirme birimleri araziye iniş yaparak istilacıların tarlaları yakıma gibi çeşitli yok etme teknikleri uygulandı.
My counter-offensive has taken the form of a two-pronged blitz blanket bombardment by artillery and aircraft followed by landings of airborne policing detachments employing scorched-earth and random-elimination techniques.
80.000 sivil öldü. Bu, İngiltere'de tüm Alman bombadırmanı boyunca ölen sivil sayısından fazlaydı.
80 a thousand civilians had died in Tokyo, more in this night of that in all England during the Blitz.
Hava saldırısının intikamını almak konusunda da halkın yoğun baskısı vardı.
And there was popular pressure to avenge the Blitz.
Sadece bir kere gördüm, Alman yıldırım harbinde!
Only once, during the Blitz.
Bu takipte kod sınırlaması olmamalı, bunu biliyorsunuz.
This should be an open-code blitz and you know it.
- Ani bir saldırı ile?
- In the Blitz?
Berlin Blitz bitmek üzere.
Berlin Blitz is just about to end.
Bu gece Londra bombardımandan bu yana en büyük yıkımın eşiğinde.
Tonight London is on the brink... of the worst devastation since the blitz.
Hava saldırılarını hatırlıyor musun?
Remember the Blitz?
Basın bile saldıracak.
It's been the greatest media blitz in Nantucket.
Bay Remo, Nikel savunması nedir biliyor musun? Güvenlik saldırısını ya da düzen oluşturmayı biliyor musun?
Mr. Remo, do you know what a nickel defense is... or an open set formation, or when to use a safety blitz?
9 kilo aldım, saf ve katışıksız... omuz deviren ve kafa koparan kaslar, Russell.
I put on 20 pounds of pure, unadulterated... Blitz-the-quarterback and rip-his-head-off muscle, Russell.
Sıkı bir çalışma dönemindeyim.
I'm gonna blitz it.
Londra Hava Saldırısı hakkında bir film yaptım.
I did a film about the London Blitz.
Ani saldırıya geçelim.
Let's blitz this thing!
Gelen onca mail bombardımanına karşı, biz de bir bomba patlatırız :
We do a big blitz about in response to the flood of mail...
1941'in Ekim ayının sonlarında Londra, Blitz denen Alman hava saldırıları altında yaşam savaşı veriyordu.
By late October of'41 London was reeling under a hailstorm of German bombs called the Blitz, and life in America was energised with the knowledge of what was inevitable.
Tarihi şehriniz salgınlar, yangınlar ve hava saldırıları karşısında hayatta kaldığı için gururlanabilir.
Your ancient city may pride itself on having survived plagues, fires, even the Blitz.
- Havadan saldır ona, havadan saldır ona, havadan saldır ona!
Hut-hut-hut! - Blitz him, blitz him, blitz him!
Saldırı!
A blitz!
Swenson'ın ardından saldırı ile güzel bir hareket.
Good move coming with a blitz after Swenson.
Saldırıyı karşılayamadılar.
They couldn't pick up the blitz.
Bombalama alanlarını görmek istiyorum.
I want to see where the blitz was.
Hiçbir zaman ani bir saldırıda bulunmamış.
Well, he never does a blitz attack.
- Felaket bu! - St. Ambrose'daki çocuklar çok tatlı. - Muhteşem bir şey bu!
Then, you need all this equipment to push up the tits... and blitz the zits and spray the pits.
Boşanmış mıydı?
A blitz divorce after a blitz wedding.
Bir hava saldırısı mı?
A blitz?