English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ B ] / Boardwalk

Boardwalk Çeviri İngilizce

322 parallel translation
Kaldırımda bir koltuk vardı sen yanımdaydın...
I seem to remember a chair on a boardwalk you beside me and....
- Tilyou Avenue ve Boardwalk köşesinde.
- Yes, at Tilyou Avenue and the Boardwalk.
Tilyou Avenue ve Boardwalk köşesi burası.Acaba burada ne yapıyor?
This is Tilyou Avenue and the Boardwalk. I wonder what she could be doing here.
Bu kasabamızın lokali ve bu da mevsimin son kutlaması,
Our town's boardwalk.
Sizi sahilde görmüştüm.
- I recognize you from the boardwalk.
Sahil Yolu, Park Meydanı, Marvin Bahçeleri, hatırladın mı?
Remember Boardwalk, Park Place, Marvin Gardens?
Sahildeki en iyi otellerden biri olarak bilinir.
It's supposed to be the oldest and finest accommodations on the boardwalk.
Üçtür söylüyorum... - Boardwalk'da otelin yok. - Otel.
For the third time - you do not have a hotel on Boardwalk.
- Boardwalk'da otel yapmanın bedeli... - Otel. -... 1 000 dolar ve dört ev.
It costs $ 1,000 and four green houses... to put a hotel on Boardwalk.
Tahta yolda yedi adım.
Seven spaces in front of Boardwalk.
Tahta kaldırım ve sahil üzerinden uçmayı planlamıştım. ... ve attım...
I planned to fly over the boardwalk and the beach and throw my...
Ben sahil yolunda olacağım.
I'll be up on the boardwalk.
Dün gece sizden epey para kazandım... masada şanslıydım ama eve dönerken... sahil yolunda kendi krupiyem tarafından soyuldum.
Last night I was lucky at the tables but on the way home... on the boardwalk, I was mugged by my own croupier!
Bu ilk kez olmuyor tatlım. Dinle bak New York'lu pisliğin teki kocamı sahil yolunda öldürttüğünde Lou yine kaçmıştı.
When a bad element from New York had my husband killed... on the boardwalk, Lou ran away.
Sahil yolu Amerika'nın dört yanından gelmiş yüzlerce Betty Grable benzeriyle doluydu savaş bonosu satıyorlardı.
The boardwalk filled with hundreds of Betty Grable look-alikes... from all over America selling war bonds.
"Atlantic City'nin sahil yolunda hayat çok güzel olacak"
On the boardwalk in Atlantic City Life will be peaches and cream
Boardwalk
Boardwalk
O adamı öyle bir oynayacağım ki Boardwalk'taki kumarhanelere kadar bütün dünyayı inandıracağım.
I'm gonna play this guy like the world has passed him by... until they licensed those casinos on the boardwalk.
- Boardwalk'tan Tony Vincent'mı?
- Tony Vincent, from the boardwalk?
Boardwalk'tan Tony Vincent'mı?
Tony Vincent from the boardwalk?
İskelenin altında.
Under the boardwalk?
Piyasaya çıkıp, piliç tavlayacak mıyız?
Are we going to go see the boardwalk and pick up some chicks?
Hadi biraz yürüyüş yapalım Pek zamandır yapmamıştık.
Let's go to the boardwalk. We haven't done that in a while.
- Ben Boardwalk'la Park Place'i alıyorum.
I'LL TAKE BOARDWALK AND PARK PLACE.
- Sen de şunları alabilirsin... - Hayır ben Boardwalk'u istiyorum.
YOU CAN TAKE- - NO, I WANT BOARDWALK.
- Hayır, ben Boardwalk'u istiyorum. - Çünkü orada onlardan üç tane var...
NO, I WANT BOARDWALK.'CAUSE THERE'S THREE OF THEM AND THERE'S ONLY- -
Resorts lnternational Otel ve Gazinosu Atlantic City'deki tahta kaldırımdaki gazinomuza hoş geldiniz.
Resorts international Hotel and Casino... on the Boardwalk in Atlantic City... welcomes you to our casino.
Dışarıda kaldırımı mı yiyor?
Is he out eating the boardwalk?
Kıyıdaki güvertenin altında bir kasa dolusu buldum.
I found a whole boxful under the boardwalk.
Evi karşımızdaydı, ama çingene değildi, ortaya yeni çıkmıştı ve sadece çay yapraklarıyla uğraşmıyordu.
Had the booth across the boardwalk from me. She was a debutante not a gypsy, and she did more than just read tea leaves.
Under The Boardwalk şarkısını biliyor musun?
"Under the Boardwalk," you know that one?
Size lunaparktan uzak durmanızı söylemiştim.
I told you to stay off the boardwalk.
Sen de uzaklaş bakalım.
You, too, off the boardwalk.
Bu o lunaparktaki kız.
It's that girl from the boardwalk.
# Denizin oradaki #
Under the boardwalk
# Tahta kaldırımın altında #
Under the boardwalk
# Tahta kaldırımın altında #
Under the boardwalk Walk
# İnsanlar yürüyüş Yaparken orada #
People walking above Under the boardwalk
# Tahta kaldırımın altında #
- Under the boardwalk - Under the boardwalk
# Tahta kaldırımın altında #
Boardwalk
Tahta kaldırımın orada da soda vardı.
There were sodas on the boardwalk.
Merdivenin altında sigara içerken annenle tanıştım.
- Yes. We met when I was under the boardwalk smoking a cigarette.
Sammy Pinkers Çocuk gösterisinden yeni çıkmış merdivenin altında kafamı toparlamaya çalışırken ürkek bir kızı ortalıkta gezinirken gördüm.
I just finished doing the Sammy Pinkers Kiddie Show, and I was trying to get some peace and quiet under the boardwalk steps, when I saw this prissy little girl wandering around.
Ben de Monopol'ü severdim.
So, I liked Monopoly. Boardwalk, Park Place...
Sahil bölgesine oteli ve otoparkı kurdun mu iş bitiyor.
Once you put hotels on Boardwalk and Park Place, you're a shoo-in.
Ben bunlara hiç demem. "Under The Brodwalk" 45'liği Joe Nuxall'ın olduğu bir beyzbol kartı.
I wouldn't call a 45 of "Under the Boardwalk" and a baseball card of Joe Nuxhall nothing.
Üç otel.
Boardwalk with three hotels.
Boardwalk mu, Park Place mi?
Boardwalk or Park Place?
Boardwalk.
Boardwalk.
Gamsız gençlik günlerimde bu eski tahta zeminde geçen günlerimi hiç unutmadım.
Oh, I'll never forget my carefree boyhood days on this old boardwalk.
Sonra benimle sahil yolunda buluş.
Then meet me on the boardwalk.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]