Boktan Çeviri İngilizce
10,541 parallel translation
Çok boktan şeyler bunlar, bayağı boktan.
It's all crap, the whole lot of it.
Demek istediğim, bu James Bond'un boktan aşkı tiksiniyor, Ama ciddiye alacağını düşünüyorsan Florida dışına çıkarsan çıktın.
I mean this James Bond shit's endearingly wacky, but if you think you're seriously going to get any traction out of Florida, you're way out.
Boktan bir motel odasında ölümüne içmen de benim sorunum değildi.
You drinking yourself to death in a shithole motel room wasn't my problem either.
Evet, boktan bir teknesi var ama Pedro, o ve kuzeni arayıp buldular.
Yeah, he's got this shitty little boat, but he fishes out of Pedro, him and our cousin.
Farklı bir boktan tip.
a different kind of bad news.
Nasıl nasıl karıştın bu boktan işlere?
So how do you fit into this whole shit show?
Boktan şeylerle uğraşıyorum.
Hey, I'm just trying to play the shitty hand I was dealt.
Epey boktan işler yapmış olmalısın.
So you must do some pretty fucked-up shit.
Geri çevirdiğim kadar boktan işler yapmadım.
Not as fucked up as the shit I turn down.
Hayatım biraz boktan.
I mean, my life is kind of shit.
Bütün gün bu boktan parfümü mü koklayacağım.
I'm gonna have to smell that shit all day.
Bana o boktan kaktüsü verdi. Arkasına bile bakmadan çekip gitti.
Gave me the fucking cactus and went on her merry way.
Bu iyiliğin karşılığında bize verdikleri ise... işe yaramaz çözüme götürmeyecek boktan bilgiler.
And in return they promise to keep us in the dark and feed us shit.
Yavşak herif en iyi kızlarımı boktan pornolar için ayartırdı.
Asshole poached my best girls for his crummy pornos.
Bak, senin işinde de bir dolu boktan şey var... ama sen bırakıp gitmiyorsun.
Look, there's plenty of bullshit in your job, but you don't just walk away.
Boktan şeyleri umursamıyorum... çünkü yaptığım iş önemli.
Yeah, but I put up with the bullshit because what I do is important.
Boktan bir yerdi, Tony onu oradan çekip kurtardı.
Not a nice place. Tony pulled her out of there.
Bana sorarsanız boktan bir suçlamaymış.
Well, if you ask me, it was a bullshit charge.
Highland Park'taki küçük boktan hasılat evi var ya...
So you know that shitty little drop house over in Highland Park?
İçişleri boktan bir teknik sebepten Nash'i suçladı.
So IA bounced him on some bullshit technicality.
Boktan bir iş.
That's a shit job.
Ben çaylakken eğitim memurum hakkımda üç kez boktan sebeplerden rapor tuttu.
When I was a boot, my T.O. wrote me up three times for bullshit.
Zihninde takılıp kalıyorsun. Ama içgüdülerinin söylediği bu hislerin kafanda dolaşan her türlü boktan önemli olduğunu daha yeni kavrıyorsun.
You're so stuck in your mind, but what you're just learning is that these feelings in your gut are just as important- - more important than all the shit in your head.
Bu tamamen boktan.
It's total fucking bullshit.
Onun karakteri boktan çocukluk geçirmiş.
Her character had a fucked-up childhood.
Bir boktan haberinin olmadığını fark ettiğin an.
The moment you realize you don't know shit.
Bu boktan şeyi kim alıyor yahu?
Who the hell's buying this shit?
Tam boktan bir durum
a real shit show here.
Dürüst olmak gerekirse boktan vaziyetteyim.
Uh, I'm kind of... fucked up, honestly.
6 militan az önce arkamda gördüğünüz bu boktan elçiliğe girdi.
Six militants have just stormed this raggedy-ass old embassy you see behind me.
Hayatın boktan bir el dağıttığı tek Denizci sen misin sanıyorsun?
You think you're the first Marine that life's dealt a shitty hand?
Hayatlarımızı planlayarak ne kadar çok zaman geçirdiğimiz neler yapmak istediğimize, neler yapmak zorunda olduğumuza dair kendimizi ikna etmemiz çok boktan değil mi?
Ain't it fucked up how we spend so much time planning our lives, convincing ourselves with what we wanna do, what we have to do?
Bu gerçekten de boktan bir iş.
That's really fucked up.
- Boktan durummuş.
- Yo, that's fucked up.
Boktan barlarda çalıyorum. Bu yaşımda borç içinde yüzüyorum.
I play in shitty bars, and I'm drowning in debt at my age.
Çok boktan.
I mean, it is so sheisty.
Evet, boktan, değil mi?
Yeah, it is sheisty, isn't it?
Boktan bu iş, Liza.
This sucks, Liza.
Hiçbirir ananın oğlu bizden izinsiz hareket edemeyeceği, ve hiçbir boktan özrün bizi geçemeyeceği kadar ağır bir bedel ödedik.
Wasn't a mother's son could make a move without giving us our due, and any sorry shite dull enough to cross us paid a heavy price.
Bir geçmişimiz var, size bir arkadaşınız olarak söylüyorum, bu boktan uzak durun.
Now, we got history, so I'll tell you as a friend, you stay out of this shit.
Şu boktan hayatıma, kafamı fırına sokmadan devam edebildilme kabiliyetimden dolayı, senin için çalışmamı istiyorsun öyle mi?
You want me to work for you because I have a shitty life and haven't managed to put my head in an oven yet?
Aslında, çok boktan.
Pretty shitty, actually.
Hayatımızda bir kere de olsa sen çok boktan durumda olduğun için çok heyecanlıyım.
I'm just really excited that you're more fucked up than I am for once in our lives.
Tüm boktan şeylerden sonra...
What am I doing? After all this shit,
Bu boktan şeyi neden yaptım hiç bilmiyorum.
I don't know why I do that shit.
Bu boktan şeyi nasıl hatırlıyorsun?
How do you remember this shit?
Her boktan anlarım.
Jack of all trades. Ilmari of all trades.
Bakın, üzgünüm, belki ırkçı davranamayabiliriz ama yani milleti ghetto'ya yerleştirip, boktan okullara yollayıp... polis kamyonetlerinin arkasında öldüremeyebiliriz...
I'm sorry, look, we may not be able to act on our racism, like, put people in a ghetto, send them to shitty school... - kill'em in the back of police vans. - Mmm.
Eski evin boktan eşyaları var orada.
Shit from the old house.
Ne boktan bir gün!
This day fucking sucks!
Kendisi eskiden kostüm satan bir mağazada boktan bir galeri açıyor. "
The passion's dead?