Brita Çeviri İngilizce
85 parallel translation
Brita'dan başkasını dinlemezdim.
I never listened to anyone but Brita.
İşte o zaman azim sahibi oldum evlât, Brita ile evlendiğimde.
That's when I got ambition, my boy? When I married Brita.
Eğlence, istirahat, dostlar ve mahremiyet kalmadı. Hatta bu işlerin beklenmedik bir şekilde ters gitmesiyle, Brita'yı bile kaybettim.
Fun and rest and friends and privacy, and in that cockeyed way things have of working out, it's even cost me Brita.
Brita hariç elbette.
All of us except Brita, of course.
Beni ilgilendirmez ama sen ve Brita boşanalı ne kadar oluyor, 2 sene mi?
You and Brita, you've been divorced now, how long is it, 2 years? And 4 months. All right.
Pazar baskısı için Brita'nın resimlerinin provalarını şimdi aldım.
I just got the proofs of Brita's new pictures for the sunday edition. Fine.
- Hazır mısın, şekerim?
Brita : Ready, dear?
- Brita'yla da konuş. - Olur.
I've got to go up to Gilbert's for a while.
Görüşürüz.
And talk to Brita about it.
Brita'yla neyi konuşacaksın?
Bye.
"Tanrı aşkına bana haksızlık ediyorsun."
What's the matter, fella? [Brita's voice] By heaven, you do me wrong.
- Ah, Brita...
Oh, Brita?
- Peki, tamam.
Cease and be still! Brita : I will so.
Sana lâyık değilim, Brita.
Here. I don't deserve you, Brita.
"Avucunu okşadığını görmedin mi?"
Brita! Didst thou not see her paddle with the palm of his hand? Man :
Brita ~ Beni eve götür, Brita.
Brita...
Lütfen eve götür.
Get me home, Brita.
Tony ~ " Yarım saat ver.
Nay, if you strive? Brita, whispering : Tony?
- Brita ~
Brita...
Brita... Benim yegâne dostumsun.
Brita...
Brita ve Bill. Bill ve Brita.
Brita and Bill.
Brita, Bill.
Brita, Bill. Brita, Bill.
Bill, Brita.
Brita, Bill. Brita, Bill.
Hayır, Brita.
Desdemona!
- "İhanete uğramış ~ -" Defol, fahişe!
Brita, as Desdemona : He is betrayed, and I undone.
bu gece yaşayayım.
Brita : Tomorrow?
Ne ben ona bir şey dedim, ne de o bana. Ama biliyor, Brita.
Never a word to him or from him?
Onu büyük oyuncu yapan ayni içgüdüsü sana olan aşkımı bilmesini, havada hissetmesini sağlıyor.
But he knows, Brita. The same instinct that makes him a great actor makes him know, makes him... feel, somehow, my love for you in the surrounding air.
Allaha ısmarladık, Brita.
All this tea, I guess. Good-bye, Brita.
- Allaha ısmarladık.
Good-bye, Brita.
Brita, bizi istiyorlar.
Come, Brita.
- Gel, Brita.
No.
Git, Brita. Ben buradayım.
I'll be here.
Benim için, kötü bir oyuncuydu demesinler... olur mu?
Was a bad actor, huh? Brita...
Ben Hemşire Brita.
I am Nurse Brita.
Gündüz ziyaretçilere izin verilmez, ama Hemşire Brita bir istisna yaptı.
Visitors aren't allowed at daytime, but Nurse Brita made an exception.
Hemşire Brita?
Nurse Brita?
- Selâm, Brita.
Yes?
- Bill, gelsene.
Hello, Brita.
Brita, Hollywood ekibiyle başa çıkamıyorum.
It's nothing.
- Yardım et, yoksa...
Brita, if you don't give me a hand
- Brita!
Out, strumpet!
Üzgünüm, Brita.
Sorry, Brita.
Brita'ya zarar verme.
Don't hurt Brita.
"Cehennem kadar sahte olduğunu gökler biliyor!"
Bill and Brita.
Dur.
Brita, Bill.
Brita!
Brita!
Öldürmeyin!
Brita :
Brita.
Brita, we're on.
Hayır.
Go on, Brita.
Brita, sen...
Brita, you...