Broadcasting Çeviri İngilizce
824 parallel translation
- Ben eve gidiyorum.
I'm not broadcasting... I'm going home.
- Stüdyodayım.
Broadcasting station.
Bununla birlikte, bütün yayın istasyonları...
all the broadcasting stations are...
Peki bizim evrene yaptığımız yayın nedir?
And what are we broadcasting out into the cosmos?
Marşlar "Donbass'ın Senfonisi" den "Son Pazar"
Wavelength 1000. Broadcasting the march : "The Last Sunday" from the film "Symphony of the Donbass".
Ulusal kanal olarak, bu akşamın haberleriyle karşınızdayız.
This is the national station broadcasting this evening's news.
Alman Radyosu'ndan duyrulur,
( Radio broadcast ) Germany broadcasting,
Alman Radyosu'ndan duyrulur.
Germany broadcasting.
İngiliz yayını...
British broadcasting...
Burası BBC Haber Merkezi. Londra'dan yayın yapıyor.
This is the BBC News Bureau broadcasting from London.
Filipin halkı... Bizler Balintawak'tan, Filipin özgürlüğünün doğduğu yerden yayın yapıyoruz...
People of the Philippines... we are broadcasting from Balintawak, the birthplace of Filipino freedom.
Moskova Radyosu Yayını.
Moscow Radio broadcasting.
Burası, Londra'dan yayın yapan ABD Silahlı Kuvvetler Radyosu.
This is the United States Armed Forces Radio Service broadcasting from London.
Bu konuda ne yapmamı istiyorsun, sana özel yayın istasyonu mu kurayım?
What do you want me to do about it, build you a broadcasting station?
Burası Birleşik Yayın Kuruluşu.
This is the Allied Broadcasting Company.
Ulusal yayın şirketinden şüphesiz.
Over the National Broadcasting Company, no doubt.
Güneşli bir Los Angeles'tan yayın yapıyoruz.
We're back in the broadcasting room on a sunny day in Los Angeles.
Godzilla şimdi TV kulemize doğru bu yayın istasyonuna yaklaşıyor
Godzilla is now approaching this broadcasting station, heading toward our TV tower!
Gürültü kaliteli film çekme ve televizyon yayıncılığının ölümcül bir düşmanıdır.
Noise is the mortal enemy of good motion picture making... and television broadcasting.
Ben Federal Yayıncılık Şirketi'nden Bayan Costello,... Eskimoların burun sürtme adeti hakkında bilgi edinmek istemiştim.
This is Miss Costello of the Federal Broadcasting Company, and I'm trying to find out the truth about the Eskimo habit of rubbing noses.
Hayatında ne yapmak istiyorsun? Federal Yayıncılık Şirketi'yle mi evleneceksin?
Marry the Federal Broadcasting Company?
Ulusal Yayıncılık Ağı.
Federal Broadcasting Network.
NBC tarafından... yurt çapında yayınlanacak bir televizyon programına davet edilmişti.
He'd been invited by the National Broadcasting Company... to participate in a nationwide television extravaganza.
Bütün Sovyetler Birliği'nde yayın yapan Radyo Moskova'yı dinliyorsunuz!
This is Radio Moscow broadcasting over all of the Soviet Union!
Tren soygunu ıssız bir alanda gerçekleştirildiğinden soygunun duyulması ve alarmının verilmesi gecikti. ... bölgedeki arama çalışmaları sabahın erken saatlerinden beri devam ediyor.
Discovery of the robbery and broadcasting of the alarm was delayed because of the remote locale of the train hold-up [unintelligible] in the area during the night and early morning hours.
- Stüdyo dışından yayıncılık.
- Outside broadcasting.
Sovyetler Birliği'nin tüm radyo ve yayın istasyonları.
All broadcasting radio stations of the Soviet Union are on.
Sivil radyo yayını.
Civilian broadcasting.
Eğer Ruslar saldırıyor olsalardı, sivil yayın dinliyor olmazdık.
If a Russian attack was in progress, we'd not hear civilian broadcasting.
Burası Avustralya Radyoları Yayın Birliği.
This is the Australian Broadcasting Commission.
İsyancıların Radyosundan sesleniyoruz. Oriente eyaletinden yayın yapıyoruz.
This is the Insurgent Radio... broadcasting from the Oriente province.
Propaganda bakanı adına radyo yayınında çalışıyorum.
I work for the Propaganda Ministry, broadcasting on the radio.
Yardım istasyonlarının tam listesini alabilmek için, bulunduğunuz bölgenin yerel yayınlarını takip edin.
Stay tuned to the broadcasting stations in your local area for this list of rescue stations.
- Kayıt isteği almıyordu tam olarak.
- He wasn't broadcasting record requests.
" Konuşmanın yayınlanması bir kışkırtmaydı.
" The broadcasting of the speech was a provocation.
Polisler soruşturmayı Britanya Radyo Televizyon Kurumu...
Police are concentrating their enquiries on the British Broadcasting- -
Carmel Çiftlik Alışveriş Merkezi'nin... maceracıların, gerçek erkeklerin mağazasının reklamıyla sürecek.
But first, at 10 minutes to the hour, we're broadcasting from KRML in the Carmel Rancho Shopping Center, home of the Buccaneer, the man's boutique.
Radyo yayını olan bir yerden aramıştır.
Someplace where there was a radio broadcasting.
Ben Susan Dewitt. Amerikan Radyo Yayın Sistemi'nden.
I'm Susan Dewitt of the American Broadcasting System.
Katedralden canlı yayında sunduk Cenaze töreninin yapıldığı Philip Michaell Santore ölümü sebebi ile
Ladies and gentlemen, I'm broadcasting live from the cathedral where the funeral mass is now being held for the late Philip Michael Santore.
Konuklarımız, Yayıncılık Bakanı Saygıdeğer Bay lan Throat.
On tonight's program, the minister for broadcasting The right honorable mr. ian throat m.p. Good evening.
Yayınlara hükümet müdahalesi gizemli bir şekilde iptal edilecek.
Will be about government interference in broadcasting And will be canceled mysteriously.
Ben, eyalet hapishanesinin Islah Merkezindeki radyo istasyonundan yayın yapan Matt "Öldüren" Farrell.
This is Matt "Killer" Farrell broadcasting on the Interstate Correctional Facility, the communication broadcasting system of your state prison.
Burası Batı Alman Radyosu ana haber bülteni.
This is the West German Broadcasting Network.
Onca yıllık yayın hayatımda kalabalığı hiç böyle görmemiştim!
In all my years of broadcasting I have never seen crowd reaction like this!
- İngiliz Yayın Kanalı.
- British Broadcasting Company.
Bu akşamki yayınımıza şeref ve keyif veriyorsunuz birbirini ezen 50,000 kişiyle birlikte bu güzel çöl şehrinde mavileri desteklemek için, mavi....
It's an honor and a pleasure to be broadcasting to you this evening with a crowd pushing 50,000 in this beautiful desert city on the shores of the blue, blue....
Tek bildiğim şey, bu olayın saygın bir kanalın itibarını zedeleyeceği.
All I know is this violates every canon of respectable broadcasting.
Yayın istasyonundan çok uzaktayız.
We're a long way from the broadcasting station.
Yayını kestiler.
They stopped broadcasting immediately.
Konuştuklarımıza dikkat etmeliyiz, burası da dinleniyor olabilir.
Let's be careful of what we say. You may be broadcasting from in here too.