Bulutlar Çeviri İngilizce
2,736 parallel translation
Gün boyunca bulutları görebilirsin veya geceleri yıldızları görebilirsin ama teleskobun olsa bile sonsuzu göremezsin.
You can see clouds during the day or you can see stars at night maybe, but even with a telescope you can't see forever.
Bulutların üzerinden ayı izliyorsun..
When the cloud floats close to the moon you will...
Dünya'nın deniz ve bulutlarının eşiğine yansımasıyla Büyük Gümüş Kuş, 515 km yükseklikte yörüngemize salınmış.
With the sea and clouds of Earth reflecting on its door... the great silver bird was released to soar in orbit 320 miles above us.
Bu bulutların içinde insanı hayrete düşüren hadiseler gerçekleşiyor.
There are amazing things happening inside these clouds.
Kan ve göz yaşlarımızla kaplı bu kara bulutların ardından güneşinin tekrardan doğuşunu göreceğiz.
Behind the heavy cloud of our blood and tears, we see rising again the sun of our greatness.
Hava güzel görünüyor, bulutlar geri gelse de.
It looks like fair weather Even if clouds come back
Bulutlar bol, ama yağmur kadar küçük.
Clouds are aplenty, but such little rain.
Gördüğüm güzel bir şekilde görüntülenir bulutlar,
I see the clouds change a sweet array...
Gerçekten bulutların arasında uçan, satışa çıkardı..
like through the clouds, soaring.
Bulutlar yağmurla dolduğunda,
When clouds all swell with rain,
Sen, bu üniversite, gökyüzündeki bulutlar sadece bir hayal. Uzak bir anı. Ve gitmesini yeğlerim.
You, the university, the clouds in the sky, all just a dream, a distant memory, and one I'd really rather went away.
Koyu renkli bulutlar toplanmaya başladılar.
The dark clouds begin to gather.
Jupiter'i dehşete düşüren, bulutları patlatan ve cenneti ağlatan adam!
A man who so terrifies Jupiter the clouds burst and the heavens weep!
Ordaki bulutları görüyormusun
Do you see the clouds over there?
Bulutları sever misin?
Do you like clouds?
Tanrı bir şeyden utandığı zaman onların ardına saklanabilmek için bulutları yaratmış.
That God made clouds so he could hide behind them when he's ashamed of something.
Tanrı utandığı zaman, bulutların ardına saklanıyormuş.
That God hides behind them when He's ashamed.
Şimdi uyuyacağız, sonra bulutlar arasında uçacağız.
We'll fall asleep and float in the clouds.
Dünyanın üzerine kara bulutlar çömüştü ve gidecek gibi de görünmüyorlardı.
It swarmed over the Earth and there was no ending in sight.
Bulutların ardına saklanan güneş de gülümsüyor
The sun behind the clouds was also smiling.
Soyumuzun üstüne çöken bulutlar denizin dibine gömüldü.
And all the clοuds that lοur'd upοn οur hοuse in the deep bοsοm οf the οcean buried.
Sonra da bulutlar rüyamda açılır ve...
And then, in dreaming, methοught the clοuds wοuld...
- Rüyamda bulutlar açılır.
- The clοuds methοught.
- Sonra da rüyamda bulutlar açılır üzerime yağmaya hazır hazineler gösterir bana uyandığımda, yeniden uykuya dalayım diye ağlarım.
- The clοuds methοught wοuld οpen, and shοw riches ready tο drοp upοn me, that when I waked, I cried tο dream again.
Arka plandaki bulutlar mason....... yağmurlarının bir işareti. ... her gün doğaçlama yapmak zorundayız mevsimin yaklaştığı görebiliyoruz.
The clouds in the background are an indication of the monsoon rolling in, so we're gonna play it by ear, one day at a time, but this is our window.
8 Haziran 1924 günü 12.50'de yardımcı dağcı Noel Odell bulutların arasından Mallory ve Irvine'i gördü.
At 12 : 50 on June 8, 1924, support climber Noel Odell sighted Mallory and Irvine through a gap in the clouds.
Böylece bulutların arkasını görebiliriz.
That way, we can actually see through the clouds
Mikroplar Mars topraklarında yaşıyor olabilirler veya Venüs'ün bulutlarında süzülüyor olabilirler.
Here at Switzerland's Idiap Research Institute, one man is shoring up the virtual battlements that keep out the cyberterrorists.
* Ve uyanacağım, bulutlar kalmış uzakta *
# And wake up where the clouds are far #
Bilirsin, tüm gezegenler, ağaçlar, bulutlar, yıldızlar.
You know, all the planets and trees, clouds, stars.
Bir çocuk düşük, gökyüzüne bakıyor ve bulutları görüyor...
It's like when a kid, he looks up at the sky and he sees the clouds...
Çocuk odasına bulutlar çizebiliriz.
We could paint clouds on the ceiling of the nursery.
Bulutların içindeki özel yaşam alanım.
My own personal place in the clouds.
Bulutların üstündeyim.
I'm over the moon.
Bulutlar Tanrı'nın hapşırıklarıdır.
Clouds are God's sneezes.
Bulutların üstündeyim.
Top of the world.
Bulutlar onun ellerinde eridi.
She melts clouds in her hands..
Ama yukarıda yeni bulutlar dans ediyor.
But I see new clouds dancing above..
Bu iniş açısıyla direkt olarak yağmur bulutlarına doğru ilerliyoruz.
At this angle of descent, We're headed straight for some storm clouds.
Bu hızda gidersek on dakika içinde bulutların içinde olacağız.
And at this speed, we should be in them In about ten minutes.
Deniz suyu volkana doldu ve bu suyla erimiş lavları karıştırarak bir dizi inanılmaz şiddetli patlamaya yol açtı. Bu da atmosferin yükseklerine, süper-ısınmış bir gaz ve enkaz yığını fırlattı. Bu sıcak gaz ve lav bulutları yeryüzüne düştükçe adanın dış kenarlarını yuttular.
and that mix of water with molten lava produced a series of incredibly violent eruptions that punched a jet of superheated gas and debris high into the atmosphere. they engulfed the outer edges of the island.
Bir gün bakmış, bulutlar geliyor denizden.
One day she sees a smoky cloud that comes over from the sea.
Deniz sıcaklığındaki her bir derecelik artış rüzgarın hızını saatte 20 km.'den daha fazla arttırır. Kasırganın gözünde bulutlar, bir stadyumun içinde gibi yığılırlar ve etrafında rüzgarın döndüğü serin bir merkez oluştururlar.
Each 1 degree rise in sea temperature increases wind speeds by more than 20 kilometres per hour. leaving a calm centre around which the winds rotate.
Şekillenmiş viski dumanından oluşan bulutlar.
I mean, not the words. The clouds of bourbon vapor forming them.
Şimdiyse üzerinde savaş bulutları dolanıyor.
Now it is darkened by the smoke of war.
Pembe bulutlar üzerindeyim.
I'm riding a pink cloud.
Gökyüzündeki bulutlar misali.
Like the clouds in the sky.
Peki bulutlar?
And clouds?
Bir kuş gibi bulutlar diyarında geziniyor
Wandering like a bird in the land of clouds
- Bulutların dağılmasını umuyorum.
- I just hope the clouds break.
Ağaçların çıplaklığını, bulutları.
Yes, yes, I do.