Burned Çeviri İngilizce
9,127 parallel translation
Hala kampımızı yerle bir eden, şapkalı bir adam hakkında hikayeler anlatıyorlar.
They still tell tales of the man in the hat who burned down our compound.
Kurulan köprüler yandı bitti kül oldu. Tıpkı balığım gibi. İşte bu yüzden kırmızı şarabı...
Whatever bridges had been built were burned, like my fish was, which is why red wine was a - -
Onları ezip geçtiniz efendim.
Sir... sir, you burned them.
Kongre Batı Angola konusunda doğru kararı vereceğinize inanıyordu ama ezip geçtiniz.
Congress put their trust in you and your decision making, and then you burned them on west Angola.
Galaksiler yandı.
Galaxies have burned.
Son soruşturma da hallolduktan sonra kimliği yok ettiğini söylemiştin.
When we cleared our last investigation, you told me you burned it.
Yok edildi.
It's burned.
McGee'yle beraber yanmış sürücüden bilgi kurtarmaya çalışıyorlar.
Still with McGee pulling Intel from the burned drive.
Yanmış sürücüde gizli kimliğinle ilgili bilgileri bulduk.
We found your former undercover ID on the burned-out hard drive.
Cadılar Bayramından ve fırtına öncesinde, yerel halk, altı kızı kazığa bağlayıp yakmışlar... büyücülük yaptıkları için.
On the eve of Halloween, before the storm hit, the townspeople, they burned six girls at the stake for... for practicing witchcraft.
Şimdi, hikaye bu ya, kızlar yanarak ölmeden önce, bir fırtına yaratmışlar... şimşek her birini çarpmış, ruhlarını fırtınayla alıp götürmüş, daha kötü bir şekilde, dönebilsinler diye.
Now, as the story goes, before the girls burned to death, they summoned a storm... lightning struck each one of them, pulling their spirits up into the storm, so that they could return as something far, far more evil.
Burası onları yaktıkları yer olmalı, kızları, Seth'in dediği gibi.
This must be where they burned them, the girls, like Seth was saying.
Ama bünyeleri birkaç saat içinde Rohypnol'den kurtulmuş olabilir.
But their metabolism could have burned through Rohypnol in a few hours.
Kocası tarafından ihanete uğradı.
She got burned by her husband.
Ve ona çok yaklaşırsanız, yanarsınız?
And if you got too close, you got burned?
Kovan'ın bir meteor olduğunu söylüyorlar büyük büyük dedemin sakalını yakmış zayıf çenesini tüm kasabanın görmesini sağlamış.
They say the Hive's made from a meteor... which burned off my great-grandpappy's beard, exposing his weak chin to the entire township.
Kuyrukçuğu yaktım.
I burned Tailee.
Ama tamamen yanmış.
But it's completely burned.
James öldüğünde her şeyi yaktım.
I burned everything of James's when he died.
- Yüzünü yakmış.
Her face was burned off.
Toby. Ağır yanmış haldeydin.
You were severely burned.
Komik olan, o yandıktan sonra alevler söndü öldü sanmıştık.
Funny thing is, after he was burned, and the flames went out, thought he was dead.
Yıllar önce yanmış ve terkedilmişti ama içimde onunla ilgili bir his vardı.
It burned down years ago, left for dead, but, uh, I had this hunch about it.
Yakmadan hemen önce başkası ile değiştirdim.
I swapped it out right before it looked like I burned it.
Tamam. Dean yakmanı istiyordu, sinirlendi mi?
Okay, well, Dean wanted it burned, so is he pissed?
Onu canlı canlı yaktıklarını söylemiş miydim? Onlar?
- Did I mention they burned her alive?
Tek bildiğim o kitabı yaktığımıza memnunum. En azından ona artık ulaşamazlar.
All I can say is I'm glad we burned that book.
En azından kitap yandı.
At least the damn book burned.
Kesilip, parçalanıp, yakılamazmış. Yok edilemezmiş.
He says that it can't be sliced, diced, shredded, burned, drowned... cannot be destroyed.
İkimiz de biliyoruz ki daha önce siz Winchesterlar tarafından açığa çıkmıştım.
- -is that you and I both know that I've been burned by you Winchesters before.
Eğer gaz tankı kırılmamışsa ve elektrikli bir şey yanmamışsa o halde ateş nasıl yandı?
If the gas tank didn't rupture and nothing electrical was burned, then how did the fire start?
Partisinin tabanıyla olan bağlarını tümden kopardı.
He burned all the bridges in politics for himself and his party.
Az daha diri diri yakıyordun çocuğunu!
You almost burned your kid alive!
Aşağıdaki ev yanmıştı, Bay Costa'nın eviydi.
The house below, that is burned out, it was Mr. Costa's.
– Özür dilerim. – Ri Jin yakaladıktan sonra bana pislikmişim gibi davranınca vazgeçmeye ve tüm dosyaları yakmaya karar verdim.
I'm sorry. I was treated like I'm so despicable after Ri Jin caught onto it, with the meaning of giving up, I burned all of the data I collected.
Pasaportların yandı.
Your passports are burned.
Kız için Reddington'a kazık attın, sesimi çıkarmadım.
You burned Reddington for the girl, and I looked the other way.
Ateşe ateşle karşılık verdim ve yandım.
I fought fire with fire and got burned.
Evimizi yaktılar.
Burned our home.
Elizabeth Anne Gadge, büyücülükten suçlu bulundun ve ölene dek kazıkta yanarak idam edileceksin.
Elizabeth Anne Gadge, you have been found guilty of witchcraft and are to be taken to a place of execution, where you will be burned at the stake until you are dead.
Mektubu yaktı.
She burned the letter.
Junior, ölü gözlerle evi yaktı ve ev alev alev yanarken ıslık çalıyordu.
Junior, he-he burned down the house, and whistled while it blazed, all dead behind the eyes.
Evini yaktığımda hayatıma devam ettim.
I moved on when I burned your house down.
Bizi bulmaya çalışırken evi ateşe veren Barbie'den mi bahsediyorsun?
You mean the same Barbie who just burned down a house trying to find us? That Barbie?
Ceset tanınmayacak kadar fena yanmış.
Body's too badly burned to identify.
Ondan bir yardım istedik, o da yaptı
We asked him to do us a favour, he got burned.
- Ben iyiyim, Burk çok kötü yandı.
I'm fine. Burk's burned pretty bad.
Muhtemelen balta taşıyan uzaylıyla olan savaşında çok kalori harcamışsındır.
Probably burned a lot of calories fighting an axe-wielding alien. Meet me on the roof.
Ve şeytanla dans etmezsin. Çünkü yanarsın.
And you don't dance with the devil, because you get burned.
Bu meseleden birçok kez canım yandı.
I've been burned one too many times.
- Yanmış.
Burned.