Caliber Çeviri İngilizce
1,309 parallel translation
380 kalibre, eski bir silahtan atılmış.
.380 caliber, fired from a vintage weapon.
Ve bir 22'lik kullanıyor olmazdı.
And he wouldn't have used a.22 caliber.
Onu 38 kalibrelik bir kalıba koyup dondurdun.
You poured it into a.38-caliber mold and froze it.
Koman çinin kalça kemiğinde 47 kalibrelik kurşun bulduk.
We found a 4075 caliber bullet lodged in the comanche's femur.
Zırh delici cephane, büyük kalibreli makineli tüfekler, roketler.
Armor-piercing ammo. Heavy caliber machine guns. Rockets.
- Böyle büyük tutuklamam olmadı.
- I haven't made arrests of this caliber.
Bu kalibre ile?
And this caliber?
Sanıyorum kelimenin manasını bilmiyorsun 24 saatlik dosyalara baktığımda 38 tane adamın bütün bölgene tecavüz ettiğini görüyorum.
I don't think you know what the word means. When I look at the 24's and plainly see... that some.38-caliber asshole is raping your entire district... all the way from Greenmount to fucking Edison Highway.
Yakın zamanda böyle yetenekli biriyle dövüşmedim!
It's been quite some time since I last faced a swordsman of your caliber.
455 kalibre, nadir bulunur.
.455 caliber. Very rare.
Şarkı ve dans da ne - çünkü o küçük gösterilerine hep şarkı ve dans koyuyorsun ama Smith Wesson'la ne işin olur ki?
Just a little song and dance, and you put on a little show doing with a.32 caliber Smith Wesson?
"James Braddock kalitesindeki bir boksörün..." "... bu hallere düşmüş olması gerçekten üzücü. "
I'm telling you, it's sad to see a fighter that was once the caliber of James Braddock reduced to this.
İşte burada, bu çaptaki kılıçlar artık satılmıyor.
So here it is, swords of this caliber don't come up for sale anymore.
- Hep büyük risk alırsın değil mi Rodney?
You're a risk-taker of the highest caliber, ain't you, Rade?
Kasaba kenarı boyunca geziyor 22 kalibre uzun tüfek kurşunu dolu bir silahla geziyor.
He's driving along the outskirts of town armed with a customized 22 Caliber loaded with long rifle slugs.
Buralarda bir yerlerde.50 kalibrelik mermiler olacak.
There's. 50 caliber around here somewhere.
Büyüleyici bir parça. 0.455 kalibre.
Point 4 55 caliber.
Bir de şunu dinleyin... 0.50 kalibre JHLP-6'sı var.
Oh, and get this... He owned a.50-caliber JHLP-6.
Zaman kaybı. 45 kalibre. Daha tehlikeli bir durum olacak değil ya.
Waste of time... 45-caliber, it's not like you need to make it more dangerous.
Bunlar yaranın giriş yerlerindeki yıldız şeklindeki izler ki bu da yakın mesafeden düşük kalibreli
These stellate patterns at the entry wounds indicate a low-caliber handgun
Orta kalibre mermi... sol bacak atar damarını kesmiş.
Medium caliber bullet. Transected the femoral artery
22 kalibreye benziyor.
Looks like 22 caliber.
2 mermi parçası gibi şeyler buldum, silahı belirlemek zor olabilir, ama belirlemeye çalışacağım.
I found what looked like fragments of two bullets ; they may be too M-and-D for a comparison, but I could probably get type and caliber.
Sara, mermiler 22'lik bir tabancadan atılmış.
Sara, the bullets pulled from the bodies were from a.22-caliber revolver.
Bu silahlar IBIS'e Vahşi Yaşam Derneği tarafından üyelerine geyik avlamak için gönderilmiş.
They were entered into IBIS from the Department of Wildlife, for shooting a deer with a small caliber handgun.
2 geniş kalibre mermi deliğine benziyor.
Looks like two large caliber bullet holes.
Bir 30-kalibrelik Winchester marka, modeli 70.
A.30-caliber Winchester, Model 70.
Küçük kalibreli bir silah gibi görünüyor.
Looks like a small caliber weapon.
- Bu bir 25 kalibre. - Ne?
- This is a.25 caliber.
Mermi bir 25'lik otomatik Winchester silahtan ve tamamıyla metal kaplama.
Bullet is a.25 auto caliber Winchester full metal jacket.
Bir 25 lik silahtan 22 lik mermi atamazsın.
You can't shoot.25s from a.22 caliber pistol.
Küçük kalibreli silah yarasına benziyor... ilk kurbandaki gibi.
Looks like a small-caliber gunshot wound... like the first victim.
25 kalibrelik.
... 25 caliber.
Kurbanın ölümüne sebep olanla aynı çapta.
Same caliber that killed your vic.
- Kalibresi ne?
- What caliber?
Kalibresi ne?
What caliber?
45'lik.
It's a.45 caliber.
İşte burada. 22'lik.
Right here. 22-caliber.
Bu olaydaki bütün balistik bakır kaplama 30 kalibrelik.
All of your ballistics in this case are from a 30-caliber soft-nose with a copper jacket.
40 kalibre.
40 caliber.
40 Kalibre Smith Wesson.
It's the 40 caliber Smith Wesson
11 tane. 10 milimetrelik fişekler.
- 11 of them. 40 caliber.
Evet biliyorum 38 kalibrelik metal parçasından başka hiçbir şey. Kafatasından geçip dairesinin duvarına gömülmüş metal parçası. Bu 38 kalibre ki kendisi Butler'ın arabasında bulduğumuz silahla eşleşiyordu.
Nothing except a.38 caliber slug that passed through Mr. Donovan's skull and embedded itself in the wall of his apartment- - a.38 caliber slug that matched the gun that we found in the trunk of Butler's car.
Onun gibi bir adamın hayatında kadınlar eksik olmazdı ama bana işle bağlantılı bir faaliyete getirebileceği kalitede biriniolmadığını söyledi.
While a man who looks like him certainly had no shortage of women in his life, he did let me know that none of them were of a caliber he felt comfortable bringing to a work-related function.
mermileri bulduk....45'lik.
We recovered the bullets-.45 caliber.
Dünyadaki en ünlü kovanları şimdi mi veriyorsun bana?
You would have to give me the most popular caliber in the world.
Köşe başındaki silah dükkanından alınacak bir şey değil yani.
That's a.308 caliber tungsten bullet.
Adli tıp göğsünden.40 kalibrelik metal yığını çıkarmış.
Coroner pulled a. 40-caliber slug out of his chest.
0.50 kalibre.
.50 caliber.
22 kablire.
.22 caliber.
45 kalibre.
45 caliber.