Casino Çeviri İngilizce
3,949 parallel translation
Hollywood Park Casino'daki güvenlik kameralarını göstersene Eric.
Eric, bring up the security cameras at the Hollywood Park Casino.
Çünkü şu anda kumarhanedeyiz.
Because we are in the casino now.
Birkaç hafta önce onu kumarhaneye götürdüm ve nasıl kumar oynanır öğrettim.
I took her to the casino a few weeks back and taught her how to gamble.
Beni bulduğunuzda kumarhanedeki 18. turumu atıyordum.
Well, I was on an 18-hour streak at the casino when you found me.
Kumarhaneye doğru gidiyor.
He's headed for the casino.
- O muhtemelen yeni gazino ile ilgili şehirde çalışma yapıyordu.
He's probably in town trying to work something out with the new casino.
Singapur'da bir kumarhane işlettiğini biliyorum.
Very little is known about him since he runs a casino in Singapore.
Filipinler'deki kumarhane işi yüzünden son dönemde fazla stresliydi.
Recently, he was under a lot of stress expanding his casino business in Philippines.
Boşanma aşamasına olan bir kumarhane çalışanı.
A casino worker in the middle of a divorce.
Pekâlâ, Bay Durr sayım sorumlusu Bayan Rizzo kumarhanemden çaldığınızı söylüyor.
So, Mr. Durr, miss Rizzo, my chief accounting officer, tells me you've been stealing from my casino.
Nevada'daki kumarhanelerde bunun ağır bir suç olduğunu bilirsiniz.
I don't have to remind you... is a felony in a Nevada casino.
Hiçbir kumarhanenin bu denli büyük alanı yok.
No other casino has that kind of acreage.
Kumarhanede çalışıyor. Çalışma izni alacakmış.
It's a new casino employee here for a work card.
Ben kumarhane işletirim.
I run a casino.
Kumarhaneme bomba yağdırırken Milwaukee ile nasıl savaşabilirim ki?
How am I supposed to fight Milwaukee when they're tossing bombs at my casino?
Ama öncelikle kumarhane içinde motosiklet kullanılmayacağına dair olan kuralınızı gösterir misiniz?
But first, can you show me the rule that says you can't drive a motorcycle on the casino floor?
Kumarhaneyi kapatırlarsa sahte fişler kimin umurunda?
I mean, who gives a damn about some fake chips if there's no more casino?
Kumarhanemin seçim kampanyanız için yazdığı çek yok muydu hani?
Written on that little memo line on the check that my casino wrote out to your reelection campaign?
Daha 1 ay kadar önce şehirdeki bütün kumarhanelerle kol kola girmiş halay çekiyordun.
A month ago, you were walking hand-in-hand down the aisle with every casino in town.
Kumarhanede mi?
At a casino?
Sahte fiş sıkıntısı çeken bir kumarhanede fişleri bozduran sen çıktın.
We got you paying out fake chips in a casino that has a fake chip problem.
Kumarhanenin bizi yakalamasının an meselesi olduğunu söyledi. O yüzden büyük vurgun yapmamız gerektiğini söyledi.
He said that it was only a matter of time before the casino caught on to us, so we... we needed a big, one-time score.
Cuma, kumarhane gecesiymiş. Ardından Ritz'in özel süitinde biraz kokain ve şampanyalı küçük bir eğlence. Ve geldik cumartesiye.
Friday was casino night followed by a mellow little cocaine and champagne soiree in the executive suite at the Ritz, which gets us to Saturday.
Kumarhanelerde sabahliyordun.
All-nighters at the casino.
Ancak kumarhanede söylediğim gibi her şeyimi ortaya koyuyorum.
But like I said in the casino, I'm all in.
Tabii, sadece çalıştığım kumarhaneyi kapatıyorsun.
No, you're just shutting down the casino I help run.
Kumarhanesi de hayra alamet değil.
Now his casino's no good.
Kumarhanenin iç dekorasyoncusuyla randevum vardı.
I have an appointment with the casino's design executive.
Versay Sarayı mı yoksa bir Kızılderili kumarhanesi mi?
Is this Versailles or an Indian casino?
Olympia Gazinosu.
Olympia Casino.
- Gazino güvenliği haber verdi. Adam aniden elindeki kafayı sallayarak ortaya çıktı.
Casino security called it in.
Hey, bayım... -... caddenin karşında bir gazino daha var. - Hey, hey.
Hey, sir, there's another casino across the street.
- Tamam Olympia Gazinosunun arkasında gazete atıkları geri dönüşüm konteynırı olan bir sokak var.
Okay, uh, behind the Olympia Casino, there's an alley with a Dumpster for newspaper recycling.
Siz de kumarhanelerle pek haşır neşir olmamanıza rağmen fena sayılmazsınız, Bay Farwood.
Mr. Savino. Well, for a banker who's not used to mingling with casino types, you're not so bad yourself, Mr. Farwood.
Kumarhane işletmenin cilveleri işte.
The perils of running a casino.
Kumarhaneniz büyüleyici.
The casino is very festive.
Vincent'la Villa Venice'te bir yeraltı kumarhanesinde tanıştım.
Vincent and I met at an underground casino called the Villa Venice.
Ardından kumarhane yöneticisi çocuğu yakasından tuttu ve davranışları hakkında bir konuşma yaptı.
And the casino manager grabbed him by the neck, and had a conversation with him about manners.
Ve sen de o yöneticiyle evlendin.
And you married that casino manager.
Wade Ullom Kore'de hizmet vermiş. Daha sonra kumarhane güvenliğinde çalışmış.
Wade Ullom served in Korea then began working casino security.
Güvenlik kameraları onu gazinoda görüntülemiş ve saat 10 : 20'de asansöre binerken yakalamış.
Surveillance picked him up in the casino, clocked him getting into the elevator at 10 : 20.
Hadi gel Kızılderili kumarhanesine gidelim. Cherokee kabilesiyle beyaz şarap içeriz.
Let's go to an Indian casino and drink white wine with the Cherokee!
Neden kumarhanede değiliz biz?
This doesn't look like a casino.
Kumarhanedeki şu adam?
That guy from the casino?
Size inşa ettiğim neredeyse bütün kumarhanelerde programın önündeyim.
I'm ahead of schedule on almost every casino I'm building you.
Pekâlâ, Yvonne Savoy'u arayıp Bayan Desmond'ın kumarhanede çalışamayacağını bildir.
All right, Yvonne, call Savoy, let him know that Miss Desmond's no longer welcome to work in a casino in our city.
Palm Spring'in orada bir Kızılderili kumarhanesi var.
There's an Indian casino near Palm Springs.
Dönüş yaptığı andan itibaren dosdoğru Strip'e yöneldi ve sizin de gördüğünüz gibi neredeyse Mediterranean Gazinosunun Kulesine çarpıyordu.
- From the moment it turned around, made a beeline for the Strip. And almost, as you just saw, slammed into the Mediterranean Casino Tower, missing it by about half a dozen feet.
Tamam bu evini, arabasını eşini kumara kaptıran adam. Kumarhaneyi suçlamıştı.
Yeah, he, uh, gambled away his home, his car, his wife- - he blamed the casino.
Belki bir uçağın kontrolünü eline geçirip kumarhanenin üstüne düşürmek onun intikam alma tarzıydı.
Maybe commandeering an airplane and trying to crash it into the casino was his form of revenge.
Laughlin'deki Lucky Stakes Gazinosunun kapalı devre kameraları onun üç gece ardı ardına kumar masalarında olduğunu gösteriyor.
Eye in the sky at the Lucky Stakes Casino in Laughlin had him at the tables three nights in a row.