Casual Çeviri İngilizce
1,998 parallel translation
Sıradan bir arkadaş gibi selamladım.
I've extended a friendly casual greeting.
# Onu vidalamak için buluşunca #
# If you want to meet her for a casual screw #
Ne zamandan beri kaçamak seks suç sayılıyor?
When did casual sex become a crime?
Kaçamak seks.
Casual sex.
Kaçamak seks hakkında sen ne düşünüyorsun, nedime hanım?
So, what's your stance on casual sex, bridesmaid?
Daha rahat bir şeyler istemiştim ama hesaba... - Hesaba...
I wanted something more casual but she wouldn't even... she wouldn't even...
Seninle ayrıldıktan sonra öylesine, çılgın, sekse dayalı bir kaç ilişkim oldu.
Oh, yeah, I've had a number of casual, crazy, sex-filled relationships since you and I crapped out.
Yerleşmiş düşüncelere saplanmış bir çok yazar var... bunlar yalnızca edebiyatça desteklenen şeylere bağlılar, ama düşünceler bu şekilde engellenmiş oluyor... en sıra dışı şeyi dahi bu şekilde... doğal bir muhabbetmiş gibi yansıtıyorlar.
There are many writers who have preconceived ideas about what literature is supposed to be, but their ideas seem to preclude everything that makes them most interesting in casual conversation.
Bu çok sıradan.
That's too casual.
Geçen sefer Washington'a gittiğinde, seni biraz daha sıradan tavırlı hatırlıyordum.
The last time you went to washington, I seem to remember a slightly more casual attitude.
Serbest giysili Cuma günlerini görmelisin.
You should see casual Fridays.
"Wuthering Heights" kitabından alıntı mı yapıyorsun?
Are you making casual "Wuthering Heights" references?
Bu konuyu açarken takındığın rahat tavırlar da beni epey sinirlendiriyor.
And the casual manner with which you bring up this topic, it makes me edgy.
Doğal görünmek için kendini çok kasıyorsun.
You're trying so hard to look casual.
Annesiyle birlikte yaşamak istemedim.
I didn't want to live with his mother, you see, because it was only casual sex, really.
Bunun tamamen gelişigüzel ve kazara olması gerekir.
It's got to be totally casual and like it was an accident.
Herkesi davet etmek daha iyi olur. Bu iyi olur.
Because inviting everyone over for dinner will make sure the situation remains casual.
Normal görün. Sadece onunla konuşmak için not bıraktık.
Just looking casual, just lookin'cool.
O büyük yemekli partilerinizden mi olur yoksa her zamanki gibi baş başa mı oluruz bilemedim.
I didn't know if it was going to be one of your big dinner parties, - or just us, you know, casual.
Resmi kıyafet zorunlu değildir. " yazıyor.
Casual attire, "
Aynı ayın 24'ünde günlük kıyafet.
Casual wear for same month on the 24th.
Gördün mü bak, şapka işte böyle takılır senin gibi kulakların üstüne takılmaz.
Now see, this is how you wear a hat, all casual. Not down on your goddamn ears like you do.
Hannah mı? Bunu bana 100 kere söylemişsindir herhalde.
Hannah - you've said it a hundred times before so casual.
Bir çocuğum var ve boş işlere harcayacak hiç vaktim yok.
I have a child, and I have no room for casual anything.
Evet, Baze'inki sadece daha... Gündelik.
Yeah, well, Baze's is just more... casual.
Garip, sahte normal sesinle konuşuyorsun.
You're using your strange fake casual voice.
Normal davranın.
Uh, we just act casual.
Anlaştık ya, ilişkimiz yürüyecekse bunu kaçamak olarak yaşamalıyız.
We agreed, if this is gonna work, we gotta keep it casual.
Serbest gündeyiz.
It's casual day.
Sadece biraz ağırdan almamız ve tekrar akışına bırakıp tadını çıkarmamız gerekiyor.
We just need to slow down and, and go back to being casual and having fun.
Peki "Serbest giyinme günü" hakkındaki ilana ne diyeceksiniz?
What about that memo announcing "casual fribsday"?
"Serbest giyinme günü" 2024'e kadar olmayacakmış.
Casual fribsday is not until 2024.
# Cuma günü serbestliğini Çamaşır bacasına atalım #
Send casual Friday down the laundry chute
O biraz rahat ve salaş biri.
And he's kind of a laid-back, casual kind of guy, so...
Evet, yani, bunu öylesine tutmaya çalışıyorum.
Yeah, I mean, I'm trying to keep it really casual.
Ben, Paula Gobe yani yabancı basın ilişkiler başkanıyla bir araya geldim. Simpsonlar'ın burayı sadece seks ve sambadan ibaret göstermelerinden rahatsız olmuşlar.
i met with paula gobe, former head of the foreign press in brazil, to find out why the country of sex and samba was so offended by the casual observations of the simpsons.
Sıradan şeyler yapıyorduk.
We were casual.
Al, ilişkilerde günlük ayrılığı hiç kimse kabul edemez.
Al, one doesn't apply for'casual leave'in a relationship!
Doğru nedenlerle yapsan bile aklında kalıyor. Maya adına verebileceğin sıradan bir karar değil bu.
And it is not a casual decision that you can make for maya.
- Ama eğer sizinle konuşursa, rahat-sıradan ve net olun.
- But if he speaks to you, be casual and brief.
Birden çok partnerle birlikte olup bunu hedefine ulaşacak bir silah olarak kullanmak onun için normal bir davranış.
It's standard behavior for him To have casual sex with multiple partners And then use that as a weapon
Arkadaşı değildiyse insanların rastgele sohbetler ile bir araya geldiği bir yerde tanışmış olmalılar.
If he wasn't a friend, then he must have met up with him somewhere where people strike up a casual conversation.
Hayworths, daha çok iş yemekleri içindir ve siparişleri hep karıştırırlar.
( GROANING ) Well, Hayworth's is more business-casual, and they always screw up your order, so I'm...
Hayworths, daha çok iş yemekleri içindir ve siparişleri hep karıştırırlar.
Well, Hayworth's is more business casual, and they always screw up your order.
O yüzden içki servisini aksatmayalım.
Kinda casual fun. So, let's keep the drinks full
Bana gayet özel göründü.
Far from casual.
Bu sorun dans etmeye benzemez ya da New York'ta ki günlük yaşantına.
This problem won't respond to tap dancing or casual revelations that you spent time in new York.
Pekala, sıkı durun ve rahat olun.
All right, everybody just hang out... And be casual.
Ama o zamanlar, hiçbir fikrimiz yoktu.
But back then, we had no idea. Can you get it get it from casual contact?
- Yatağının altındaki yüksek topuklular... Hepsi, sıradan ama düzgün bir ilişkinin göstergesi.
The pair of high heels under his bed, all suggesting that he was in a casual but steady relationship.
TIM ŞÜPHELİ HIRSIZ Doğal davran.
- Act casual.