Cctv Çeviri İngilizce
977 parallel translation
Bazen düşünüyorum ki, kıçına giren sopanın da kıçına giren bir sopa var.
Toshiko, where do we start? The guy you were chasing, I've got lots of CCTV so tracking him down is going to be easy.
Lütfen, Tanrım, tekrar olmasın. " " Tırtıklı bir bıçak. " "Tosh'un boynunu parçalayacak."
Tosh, keep an eye on CCTV in case Bernie makes a run for it.
- Kapalı devre tv'leri var mı?
- Do they have CCTV?
Trafik kameralarında ve CCTV'de bir şey ok.
- There's nothing on traffic cams or CCTV.
Kimliğine ulaşabilirler biliyor musun?
Do you know they've got CCTV?
Kamera görüntüleri almaya ne dersin?
How about bringing back CCTV feeds?
Kamera görüntüleri...
CCTV...
Kamera görüntülerini kopyalayacağım.
I'll copy the CCTV files.
Kamera dosyaları mı?
CCTV files?
O halde biri o virüsü kamera görüntülerine bulaştırmış.
So someone infected the CCTV files.
CCTV dosyalarını açamazsın!
You can't open the CCTV files.
Demek CCTV görüntü dosyaları bu şekilde enfekte oldu.
So that's how the CCTV files are infected.
CCTV dosyalarında öldüğü görülmüyordu.
I didn't see her die in the CCTV files.
CCTV dosyalarını kesinlikle açmamalısın.
Do not open the CCTV files.
- Dışarıda ve içeride kameralar var.
- CCTV outside and inside.
Shilla oteldeyken güvenlik kamerasına kaydedilmiş.
He was taped on CCTV from Shilla Hotel.
Ayrıca elimizde onları, ölümünden bir gece önce, birlikte bir meyhanede gören görgü tanıklarımız var... ve en önemlisi Lane ile kurbanın... akşam saat 9.46 da birlikte meyhaneden ayrılırken... gösteren CCTV ( * Video Gözetim Sistemi ) görüntüleri var.
.. by testimony of several eye-witnesses that saw them at the pub the night before she died, and most compellingly by CCTV footage which clearly shows Lane and the victim leaving the pub at 9 : 46.
Çalışırsa, uyduyla bütün binalardaki CCTV sistemlerini birbirine bağlayacak ve insanların, ne yaptığını görebileceğiz.
If it works, it will connect by satellite all the CCTV systems in every building in the world and be able to see what people are doing.
Ama Bilgisayar Meleği istediği gibi girip çıkıyor korumalara ateş ediyor ve kameralar yüzünü yakalayamıyor.
But the Computer angel comes and goes as she pleases shoots the guards and none of the CCTV capture her face.
Ryan, yerel CCTV'miz çevrimiçi.
Ryan, we got local CCTV online.
Bölge dışındaki CCTV merkezden kayıt almış.
CCTV at local outward bound center picked them up.
Harita, CCTV'nin kameralarını gösteriyor.
The map shows were CCTV cameras miss.
Billy'nin güvenlik kameralarını yıkıp dökmesi çok kötü oldu.
Too bad Billy destroyed the CCTV
Bütün İçişleri güvenlik kameraları ile kaplı. Ve tamamı Müfettiş Yeung'un bilgisayarına bağlıymış.
The whole IA has been covered with CCTV all connected to SP Yeung's computer
Kamera sistemlerine girdim.
I've hacked into their CCTV system.
Kablosuz izleme sistemleri, hareket sensorları, sinyal karıştırıcılar, hepsi bir sistem için çalışıyor.
Wireless CCTV systems, motion sensors, scramblers, all run off one IT system.
Sayısal kodlarla kameraları engelleyebiliriz.
We can manipulate the internal CCTV cameras via digital codes.
Bu Hastings'in ofisine giden yolun şeması, kapılar, pencereler, kapalı devre kameralar.
This is an exact schematic of Hastings'property, doors, windows, CCTV camera positions.
Kameraları kilitleyeceğim, açılarını ayarlayacağım ki rahat girebilesin.
I'll lock onto the CCTV, adjust the angle of the camera so you have a clear path.
'Whitehall'un kameralarının yerleri...'... ve kör noktaların işaretlendiği bir harita bulundu.
'There were maps of Whitehall'with CCTV camera positions marked and dead spots calculated.
Polis Merkezi'nin monitörlerinden yağmurun bölgeye yağdığını görüyoruz.
From the police headquarters'cctv, we see rain falling in one district.
Tüm trafik ışıkları ve ilan panolarında CCTV kamerası var.
All the streetlights and signboards have a cctv camera.
CCTV monitörlerimizde şehir, açık ve yağmurlu alanlara ayrılmış durumda.
On our cctv monitors, the city is divided into clear and rainy areas.
Geride hiçbir iz bırakmadılar. Güvenlik kasetlerini de götürmüşler.
They cleaned the place out... and they took the CCTV tapes with them.
Ayrıca, DNA ve kamera görüntülerimiz var.
We also have DNA and CCTV footage.
Matton Güvenlik Sistemleri.
- CCTV? Matton Security Systems.
CCTV görüntülerini kontrol et.
Check the CCTV footage.
Bu yüzden, biz de yol boyunca CCTV kameralarını kullanacağız.
- So we'll go to the movies. Use CCTV all the way.
CCTV kameraları sayesinde.
Last one off.
Nerede olursa olsun, ne yaparsa yapsın.
CCTV - wherever they go, wherever they are.
Hala araştırıyoruz.
So he's got CCTV still coming in.
Adam'ın aradığı saatte ait, o bölgedeki bütün CCTV görüntülerini taradık.
We've pulled up all the CCTV footage at the time Adam called.
- Kitapçıdaki güvenlik kamerasından.
- On the CCTV in the bookstore.
Bilindiği kadarıyla Annie en son, Britanya Birleşik Limanlar bölgesinde güvenlik kamerasında görüldü. Oradaki herkesle konuştuk.
The last-known sighting of Annie was on CCTV at the Associated British Ports yard, We interviewed everyone there,
Gerçek değil. Kaybolduğu, Cumartesi gününün güvenlik kamerası kayıtlarında.
Not for real, On CCTV down the docks, The Saturday she disappeared,
Efendim, bu otelde çekilmiş kapalı devre güvenlik kamerası kaydı.
Sir, it's a CCTV tape from the hotel
Güvenlik duvarını aşmak kolaydı ama kapalı devre kamera sistemi birbirine bağlı olan birkaç...
The... firewall was a piece of cake, but the CCTV was rigged with a fluctuating log-on and...
Kamera sistemini nasıl halledeceksin?
How are you handling the CCTV?
Buna kamera sistemi de dâhil.
That includes the CCTV.
Kamera sistemini halledince haber ederim.
I will call when I've rigged the CCTV.
Bu CCTV televizyonundan alınmış, köprüde.
This was taken from the CCTV on the bridge