English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ C ] / Childhood

Childhood Çeviri İngilizce

5,274 parallel translation
Belki de ben çocukluk hayalimi yakalamaya çalışıyorum uzun zaman önce biten.
Maybe you're right. Maybe I am chasing some childhood dream I outgrew a long time ago, but I think I've got to...
Devamlı aklıma gelir ; harika bir çocukluk deneyimiydi.
It was a wonderful childhood experience that keeps coming back to me.
Bu bir çocukluk tür, ah, travma şey.
It's kind of a childhood, uh, trauma thing.
Bu yalnız bir çocukluk yardım için bir çığlık gibi geliyor.
That sounds like a cry for help from a lonely childhood.
Çocukluk biraz beklesin var.
Your childhood's gonna have to wait.
Neal'ın çocukluğuyla ilgili kapsamlı bir dosya tutmuş.
She has an entire folder on Neal's childhood.
Döneceğim, çünkü konuşmak için can attığım karanlık bir çocukluk travmam var.
Don't worry. I will be back because I have some deep, dark childhood trauma that I'm just itching to talk about.
Tüm çocukluğum boyunca dua edip durdu.
She prayed all through my childhood. Didn't make a difference, though.
Erken çocukluk gelişimi üzerine derece yaptım. Ve doktoramı çocuk psikolojisi üzerine yapıyorum.
I have a degree in Early Childhood Development and I'm getting my master's in Child Psychology.
Bırak Martin çocukluğunu istediği gibi yaşasın Trisha.
Ah Trisha, let Martin cling on to his childhood if he wants.
" çünkü bu çocukluğun sembolik sonu saçmalığını yumurtladık
"'cause we spawned this symbolic end of childhood
Yani, çocukluktan alıp...
I mean, from childhood to...
Çocukluk hayalim gerçekleşmişti.
My childhood dream come true.
Vefat ettiğinde çocukluk aşkım Ned, kalmam için her şeyi yaptı.
When she'd gone, my childhood sweetheart, Ned, did all he could to make me stay.
Çocukluk anıları böyle şeylerden oluşur.
- Come on, Noah. Trips like this are what childhood memories are made of.
Aaron çocukluğunda ani ruh hali değişimi, depresif nöbetler gibi ağır depresyon sayılabilecek şeyler yaşamadı.
No time in his childhood did Aaron have any severe mood swings or depressive episodes or anything that I would describe as "severe depression"
Kaybettiklerinin kontrolünü, tüm bunları yaşadığı yerde geri alıyor. Büyüdüğü evde.
He's taking back control in the place where it was taken away from him - - his childhood home.
Saigon'da, çocukluğum boyunca, tıpkı, kalabalık L.A'in ortasında yaşamak gibiydi.
In Saigon, during my childhood, it was like, say, living in the middle of busy L.A.
- Çocuklugumun genelinde hep cezalıydım yani oralardaydım işte ve sonra internet işlerine sardım beni meşgul kıldı.
- Well, I was grounded for most of my childhood, so there was that. And then, uh, I run an Internet business. It keeps me busy.
Nasıl bir çocukluk geçirdin sen?
What kind of childhood have you had?
Bir klişe U.S.American bir çocukluk geçirdim.
Ihad a cliche U.S.American childhood.
- Çocukluğumdan beri yoktu.
I've never had one since childhood.
Çocukluk evimi benzin istasyonuna taşıdığımdan beri hiç bu kadar yorulmamıştım.
( Panting ) I haven't hurt this bad since I had to push my childhood home to a gas station.
Çocukluk dönemlerinden olabilir ama bunu hatırlamak neredeyse çok zor.
Probably my childhood, but, well, this is hardly the place to delve into that.
Birleşik Devletler doğumlu ama çocukluğu Karachi, Pakistan'da geçmiş.
He was born in the States but spent his childhood in Karachi, Pakistan.
Belki çocukluk evimizi şimdi satmasan, olur mu?
Could you maybe not sell our childhood home right now?
Aslında şu an, erken yaşta çocuk eğitimiyle ilgili şeyler yapıyorum.
Um... I'm actually doing, like, early childhood education stuff now.
Zor bir çocukluk geçirmek...
Talk about a rough childhood.
Yapacağın başka herhangi bir şey çocukluk yaralarını sarmaya çalışmak olur.
Anything else is just you trying to heal wounds from childhood.
Bu yüzden çocukluğumu yalnız ve sevgi görmeden geçirdim.
But in the end, they were slaughtered, and I spent my childhood alone and unloved.
Bir sürpriz partiyle seni onurlandırmak istediğimizi söyledim. Onda sana ait çocukluk fotoğrafı olup olmadığını sordum. Fotoğrafları slayt olarak gösterebileceğimizi söyledim.
I told her we were honoring you with a surprise party, asked if she had any childhood photos we could use for a slide show.
- Annemin çocukluk arkadaşı.
- She's her childhood friend.
çocukluk fotoğrafları, ayıcık... Onun bronz bebek ayakkabıları.
childhood photos, teddy bear... her bronzed baby shoes.
Ben Çocuk Mahkemesindenim.
I am of the Childhood Court.
Yani, çocukluk arkadaşım, komşumuz seçmem gerekirse evet.
Well, we're childhood friends... and I have some feelings for him... so if I have to choose... then yes.
Fab zor bir çocukluk geçirdi.
[Grunts] Fab had a hard childhood.
Sen onların yanında olmadan onların çocukluklarının geri geleceğini mi sanıyorsun?
You think your money will bring back Their childhood, their life without you?
Bir noktada çocukluk kekelemesi geri dönmüştü o yüzden kafasına bir daha vurdum da öyle düzeldi.
At one point, his childhood stutter came back, and I had to hit him in the head again to get it to go away.
Çocukluğumun geçtiği kulübenin kopyasını yapmışsın.
You built a replica of my childhood cabin.
Çocukluğumun gırtlağı etrafında.
Tightly, by my childhood's throat,
Kötü bir çocukluk yaşamış gibi görünüyor.
He looks like he had a bad childhood.
Bill'in mutlu bir çocukluk geçirmediğini biliyordum ama işte, muhabbet edemediğimiz için detaylar konusunda kararsızım.
I know Bill didn't have a happy childhood, but again, no chitchat, so I'm vague on the details.
Evet, çocukluk arkadaşıydılar ve ailelerimiz de dosttu ta ki babasının vatansever siyasi görüşü bizi kutuplara çekene dek.
Yes, they were childhood friends, you see, and our families shared friendship until her father's patriot politics drove us to disagreement.
Şiirlerini benim için yazdın..... taa çocukluktan beri.
You wrote your poems for me... since childhood.
Çocukluğumdan bu yana... duygusal şantaj yaparak... ya yemek yemekten vazgeçtin ya da evi terk ettin.
Emotional blackmail... ever since my childhood... you would stop eating or leave home.
"Ted'in Çocukluğunun Geçtiği Evden Seçtiğim Utanç Verici Hatıralar."
"Embarrassing Souvenirs I Picked Up From Ted's Childhood Home."
Peki sen çocuklukta yaşadığın evin adresini hatırlıyor musun?
Well, do you remember the address of your childhood home?
Daha sonra, Marnie Sapporo'ya taşındı. çocukluk arkadaşı Kazuhiko ile evlendi.
Later, Marnie moved to Sapporo and married Kazuhiko, her childhood friend.
- Normal bir çocukluk mu geçirdiniz?
Would you say you had a normal childhood?
Peki, tüm doğum ve çocukluk kayıtları silindiyse Dünyamızın gerçek yaşını kesinlikle bilmeyi nasıl umabiliriz?
So, with all its birth and early childhood records erased, how could we ever hope to know with any certainty the true age of our world?
Ama görünüşe bakılırsa çocukça bağlılıklarını arkanda bırakamıyorsun.
But it seems you can't put your childhood attachments behind you.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]