English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ C ] / Colon

Colon Çeviri İngilizce

660 parallel translation
İlerlemiş kolon nezlesi.
It's acute catarrh of the colon.
Bir de kolon nezlesi oldu.
Well... catarrh of the colon.
Sadece bağırsaklarında kolit varmış.
Just a spastic colon. And that's all.
Bağırsaklarımdaki kolitten başka bir şeyim yokmuş!
Ain't nothing wrong with me but a spastic colon!
Dikkatli olun, albay, elini kesmeyin.
BE CAREFU L, COLON EL. DON'T CUT HIS HAN D.
Pekâlâ, albay, nedir durum?
ALL RIGHT, COLON EL, GO.
Bağırsaklar için çok iyi.
Fico for the colon.
Yağlı süt gibisi yoktur. Özellikle ağır çalışan bir bağırsağın varsa.
There's nothing like buttermilk - especially if you have a lazy colon.
- Cipte bırakmışsınız. - Evet, unutmuşum.
Charles, there's a kid in post-op with a perforated descending colon.
Birçok teori var, iki nokta üst üste.
There are many theories, colon.
Dr. Davis Scott çarşamba günü benim bağırsağımın yarısını alacak olan Kaliforniyanın ikinci en iyi cerrahıdır.
Dr. Davis Scott is taking out half my colon on Wednesday. And he's the second-best surgeon in California.
Burada ufacık siğiller var. Bağırsağın içine girme imkanı var.
There are small wart-like formations here, which can also infect the colon inside, via the mucus membrane.
O nedir? Bu aletle bağırsağın içine bakılabilir.
It's an instrument which allows one to look into the colon...
Ted Striker burada bulunan herkesten çok daha taşaklı!
Ted Striker's got more guts in his little finger than most of us have in our large intestine, including the colon!
Anneme hiç yardım etmezdi, çünkü hep kalp çarpıntısı vardı. Beden eğitimi derslerine de hiç girmezdi, çünkü rahminde sıkıntı olurdu. Ayrıca hiç ev işi de yapmazdı, çünkü bağırsak sendromu vardı.
She never could help Mama because she had heart flutters, and she never could take gym class, no, because she had a tipped uterus, and she never did any housework because she had a spastic colon.
Pekala... midede sindirilmeyen... katı artıklar... kalın bağırsak, ince bağırsak... ve sindirim kanalı sayesinde... ana kanala geçerler.
So... to review... the solid waste... those nutrients not absorbed in the lining of the stomach... the large intestine... the small intestine, and the alimentary canal... are passed out through the colon.
Kalın bağırsak.
The colon.
Krakerler kalınbağırsağına zarar verir.
Pretzels clog up your colon triglycerides.
Kim yaptıysa okulumuza zarar vermek istiyor. Tıpkı kanserin dokularda yayıldığı gibi.
Whoever did this should be plucked out of our school... like a burgeoning cancerous growth deep inside the colon.
Sizi bilmem ama, ben öyle açım ki bir kalın barsağı tıkayacak kadar yiyebilirim.
I don't know about the rest of you, but I'm hungry enough to block a colon.
Dalağımı ve bağırsaklarımı da değiştirdiler.
They also replaced my spleen and colon.
Çok iğrenç bir şey, ama kalın bağırsaklarımı ekranda gördüm.
It's disgusting, but I did get to see my colon on TV.
Birazı da kan!
Some of it's colon.
Yükselen kolonu enine kolundan ayırmanızı istiyorum.
Remove the ascending colon from the transverse colon.
Kalın bağırsak sonu ve apandise kadar devam edin.
Proceed to the sigmoid colon and on to the appendix.
Umarım, boğazımdan biyopsi almışsınızdır, barsağımdan değil.
I hope you biopsied my throat and not my colon.
Gördün mü, tümörle başlıyor bağırsağa kadar gidiyor.
See, it starts with the tumour and it goes to the colon.
Kızıma dokunursan seni kendi bağırsağınla boğarım!
Touch her and I'll hang you with your own colon.
Benim teşhisim, ağrı kansızlıktan kaynaklanıyor. Aortun üst kısmından ince bağırsağa yeterli miktarda kan gitmediği için kaynaklanıyor.
The patient is suffering from a superior mesenteric insufficiency, resulting in a loss of blood to the lower colon, necrosis, and a steatorrheic stool.
Rektal muayene sırasında hastaya ait olmayan siyah kasık kılları bulundu...
Now, black pubic hair, other than the patient was found, during colon inspection.
Spastik sütun nasıl?
How's the spastic colon?
"R-e-f," sonra noktali virgul ve "Cordelia."
"R-e-f," then a colon, then "Cordelia."
Ayrıca Jennings'i sevmiyorum, dil penslerini masasındaki bağırsak maketinin içinde tutuyor.
And I don't like Dr Jennings. He's got a model of a colon on his desk. He keeps his tongue depressors in it.
Noktalı virgülle iki nokta, birbirinin yerine geçmez.
And here the colon and the semi-colon are not interchangeable.
3 bilimadamı.... bir tane güzel bir hatun mikroskopik boyutlara küçültülecek ve sonra Bay Simpsonun kalın bağırsağının sonunda buluşacaklar.
Three scientists- - one a beautiful woman- - will be shrunk to microscopic size. They will then rendezvous in Mr. Simpson's lower colon. Ew!
Enine duruyor.
- Transverse colon's got it.
Kolonuma masaj yapıyordum!
I was massaging my colon!
Kolonuna masaj, öyle mi?
Massaging your colon?
Kolonun nerede olduğunu biliyorum ve onun başı göğe bakmıyor!
I know where the colon is, and it doesn't stick up in the air!
Pekala, biliyorsun, yukarı gitmem gerek ve kalsiyumumu kemiklerim paramparça olmasın diye aspirinimi, kalbim tıkanmasın diye Metamucil'imi, kolon kanseri olmayayım diye ve elbette, östrojenimi vücuduma hala 23 olduğumu inandırmak için alacağım.
Well, you know, I have to go upstairs and... I'm going to take my calcium... so my bones don't break into little pieces... my aspirin, so my heart doesn't clog up... my Metamucil, so I don't get colon cancer... and, of course, my estrogen... to convince my body that I'm still 23.
Bir defa onu sidik torbasıyla bir kolonunu birleştirmeye çalışmıştı.
I once saw him try to connect a ureter to a sigmoid colon.
Kolon kanseri geçirmiş ve 4 saat uçak yolculuğu yapmış.
Recent history shows colon cancer and a 4-hour plane flight.
Bağırsağımda kendi sarayını inşa etmişti.
It was building its own pagoda in my colon.
İnsanlar bununla çağrıları geri yanıtladıkları zaman, "seni derimden arıyorum." diyebilirler. Anladın mı?
When people return calls on this, they can say, "I'm colon you back." You get it?
Hayır ama seninkilerden birisi tetiğini yağlayamadan senin bağırsaklarından kokoreç yapmış olurum.
Nope, but I can clean your colon out quicker than one of them burritos with extra guacamole sauce. Ooh.
Toprak sahibine dedi ki, iki nokta üst üste -
" looking at his squire he said : colon open quotes...
Virgül. Çırağına dönerek dedi ki. İki nokta üst üste.
comma. "looking at his squire he said" colon.
İki nokta üst üste... parantez.
Colon... parenthesis.
iki nokta üst üste...
colon...
"Çünkü sen benimlesin."
Well, I wish I could share your optimism, Margaret... but right now, I have a hundred Boy Scouts tying knots in my colon.
Ne de olsa mide senin.
Well, it's your colon.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]