Comin Çeviri İngilizce
4,446 parallel translation
Wow. Iyi yagmur yagiyor.
Boy, the rain's really comin'down.
Hemen getiriyorum.
Oops. Comin'right up!
O zamandan beri insanlar sürekli buraya gelip duruyor.
Folks haven't stopped comin'ever since.
Asla geri dönmeyecek.
He ain't never comin'back.
Arkandan geliyorum!
I'm comin'for ya!
Hangi cehennemden geliyorlar?
Where the hell they comin'from? [Zombie roars]
Daha yukarıdan.
- Comin'high. - Oh!
Annemiz geliyor! Anneniz resim görmezse fena olur!
Mama's comin'back, and mama better see some paintings!
Bob, köfteler nasıl gidiyor?
Bob, how are the meatballs comin'?
Lütfen küçük D'ye sonra uğrayacağımı söyler misin?
And... And could you p-please tell little D that I-I'm comin'over later?
Evet, bir şeyin geldiğini hissediyorum'.
Yeah, I had a feelin'that was comin'.
Bunu beklemiyordum.
Oh... I did not see that comin'!
Neler oluyor?
Where's that comin'from?
Dur hele, geliyor bak.
Hang on, he's comin'back out.
Dice onun peşinden nasıl ayrılmıyorsa, benim peşimde de aynı şekilde.
Dice is coming after me just like he's comin after him, all right?
Geliyor.
Comin'to ya!
- Sana doğru geliyorum.
Comin'to ya!
Eğer geleceğini bilseydim, sana çay koyardım.
I WISH I'D-A KNOWN YOU WERE COMIN'. I'D-A PUT ON A SPOT O'TEA.
Bir sürü koca adam burada olacak.
And we have a pack of giant dudes comin'over.
Eh, Benim alanıma giremezsin evlat.
Uh, well, nobody's comin in my zone, muchacho, heh.
Demamp çığlıkları evde yankılandı duvarlardan taşıp durdu.
Demamp power grunt, like, whoa, comin'through the walls, just- -
- Hemen geliyor.
- Comin'up.
Geliyorum koç!
Comin', coach!
"Geliyorum."
Comin'. "
- Bir şeyler bulduk.
- Um, we're comin'up with stuff.
Sağ taraftan geliyoruz.
Comin'up on the right.
Ama buraya geldiğine göre çok yüzsün olmalısın dostum.
But you got a lot of nerve comin'in here, man.
Buraya gelip bizi tehdit edemezsin.
You're not comin in here and threatening'us.
Ama onlar karşılığında ne alacaklarını görecekler.
But they'll get what's comin'to them.
Polis abla, ne diye çıkıyorsun buraya?
Yo, sister Five-O. What you comin'up here for?
Keşke geldiğini bilseydim.
I wish I had known you were comin'.
Ne zaman döneceksin?
When are you comin'back?
DNA, Bay Kurt'a geliyor.
DNA, comin'to Mr. Wolf.
- Nasıl gidiyor, Coop?
- How's it comin', Coop?
Buraya neden geliyorsun?
What you comin'up here for?
Ondan sonra, sen orada uzanmış yatar ve inlerken kulağından kan gelirken...
Well, afterwards, when you were layin'there, moaning, blood comin'out your ear...
Geliyorum ve yanımda bir arkadaşım var.
Carly? I'm comin'in and I got a friend.
Biri gelip diğeri gidiyordu.
I got'em comin'and goin'!
Ama hakarette hemen peşinden geliyor.
BUT AN INSULT IS COMIN'UP FAST.
Bir kere kahverenginin baktığında, müptela olmuşsundur daima.
Once you go brown, you keep comin'around.
Üçlü geliyor!
Threesome comin'through!
Sanki kraliçe ziyarete gelecek. Haksız mıyım?
Like the queen's comin'over.
- Tamam, demek geliyorsun.
- Okay, so you're comin'.
Crosby, ben dinle dostum, ben senin kim olduğunu biliyorum.
Crosby, I, uh, listen, man, I understand where you're comin'from.
Geldiğiniz için sağolun.
Thanks for comin'in.
Bu babamdan gelmiyor, benden geliyor.
This isn't comin'from dad. This is comin'from me.
Nasıl çağırdığının önemi yok, çünkü zaten gelemez.
It doesn't matter what you call him, because he ain't comin'.
Yaklaşan bir dava varmış gibi hissediyorum ve çok sert geliyor.
I feel a case comin'on, and it's comin'hard.
Benimle geliyorsun!
You're comin'with me!
Merhaba.
- ♪ something comin'at me straight ahead... ♪
sadece dayan geliyorum evet dayan evet geliyorum memnun olmak için bana ulaş, evet tek yapman gereken şimdi bana seslenmek hemen gelirim evet, evet, evet sadece dayan evet geliyorum evet dayan çünkü geliyorum dayan çünkü geliyorum dayan evet, evet
♪ just hold on ♪ ♪ I'm comin'♪ ♪ yeah, hold on ♪