Commit Çeviri İngilizce
5,826 parallel translation
Ve bu ruhları, nefeslerini verenlere adıyoruz.
Then we hereby commit these souls to the deep.
Ama bu çipin hacklendiği ve Gabriel'e cinayet işletildiği iddiaları bilimsel olarak imkansız, değil mi?
But this notion that the chip could be hacked and Gabriel could be made to commit a murder, that's scientifically impossible, correct?
Cevap vermeden önce, belki bu risk hafızanızı tazeler ve Robert'a ilk söylediklerinizden farklı şeyleri yeniden hatırlatır.
Before you commit to an answer, the stakes might jog your memory and cause you to recollect the situation differently than when you and Robert first spoke.
Birinin bir suç işlediğini görüyorsunuz, aşağılık bir olayı, ve doğruca durumu anlatmak için yetkili yerlere gelmiyorsunuz.
You saw someone commit a crime, a despicable act, and you didn't drive straight to the authorities to report it?
Uzman sensin ama, bana sorarsan bu muhteşem bir plan diğerinin arkasına saklanan bir kişilik suç işleyebiliyor ama hatırlamıyor.
You're the expert, but from where I sit this is the perfect setup. One personality hiding behind the other able to commit a crime and yet have no memory of it.
Adam nişanlısıyla sekiz ay önce ayrılmış, o zamandan bu yana iki kaçamağı olmuş ve şimdi kendini bir kadına adayabileceği mükemmel safhada - ki o da bu manyak oluyor.
He broke up with his fiancée eight months ago, has had two rebounds since, and now is in the perfect zone to commit to a woman named this bitch.
Buradaki hikâye Lydia Davis'in cinayet işlemek için Hamptons'a hınçla dönüşü.
The story is Lydia Davis'vengeful return to the Hamptons to commit murder. You shied away from that.
Bu suçu işlersen Gullu seni kendim ihbar eder hapse yollarım.
If you commit this crime Gullu... I will report you myself and send you to jail.
Ve bu tespihler bana işlemediğim suçlar yüzünden öldürüleceğim inancını kabullenmede yardımcı oluyor.
And these beads, they help me accept my fate that I'm gonna be murdered for crimes I did not commit.
Bu şüpheli bize ne kadar kötü olduğu emsalini göstermeye çalışıyor Russell'ın yapmadığı cinâyetleri işleyebildiğini.
This unsub wants to show his peers that he's so evil, he can commit the murders that Russell didn't.
Demek oluyor ki Russell işlemediği 4 cinâyeti kabul etmiş olur.
Well, that would mean that Russell admitted to 4 murders he didn't commit.
Bu apartmanda yamyamların, şeytana tapanların yaşadığını ve Steve Marcato'nun cinayet işlediğini söyledi.
He said that cannibals lived in this building as well as Devil worshippers and that he saw Steve Marcato commit murder.
Bildiğiniz gibi iyi operasyonunuz sayesinde Ajan Reynolds şimdiden birçok kişiye suikast hazırlamaktan suçlu bulundu. Buna Zachary Hayes de dahil.
Mm-hmm, and as you know, because of your good work, Agent Reynolds has already confessed to... conspiracy to commit murder, including, uh, Zachary Hayes.
Onu cinayet işlerken görmüyoruz.
We don't actually see him commit murder.
Andrew Donnelly'nin DNA'sı Saksağan'ın olay yerinde bulundu ama ortada suç yoktu.
Andrew Donnelly's DNA was found at the scene of the Magpis mue', but he did not commit the crime.
Her zaman final hamlelerinde hata yapıyorsun.
You always commit errors in the final moves.
Bak ikimizde kabul edelim ki, aramızda bir anlaşmazlık yaşıyoruz ve bu anlaşmazlık ileride daha da büyüyecek.
Look, le-let's just admit we both kind of got our wires crossed, and commit to being clearer in the future.
Belki Cal bazı erkeklerden bir kaç kez fazla evlenmiş olabilir. Ama bu jenerasyonun erkekleri asla kendini adamaz. Onca şeyden sonra kendini adayan bir adam bulmak çok rahatlatıcı olmaz mı?
Maybe Cal's been married a few more times than most guys, but... in a generation of guys that never commit, isn't it refreshing to finally meet a guy who commits all the time?
Korkuyorsun, işlemediğin bir suç yüzünden asılmaktan korkuyorsun.
You're scared, you're scared of being hung for a crime you didn't commit.
Korucular, parkı çok tehlikeli şartlar altında son nefeslerine kadar korumayı kabul ederler.
Rangers commit to protect the park, under very dangerous conditions to their last breath.
Andrew Donnelly'nin DNA'sı Saksağan'ın olay yerinde bulundu ama ortada suç yoktu.
Andrew Donnelly's DNA was found at the scene of the Magpie's murder, but he did not commit the crime.
Bu şerefsize Karsten için çalıştığını itiraf ettirip cinayet işleme suikastinde bulunduğundan içeri tıkarız.
We get this bastard to admit he's working with Karsten, nail him on conspiracy to commit murder. Done.
Şimdi iddanamelere yeni suçlar da eklenmiş olacak. Bunlar da : Cinayete teşvik ve cinayete teşebbüste bulunma.
Now, that's gonna add charges to the indictment... solicitation of murder, conspiracy to commit murder.
Onlara bağlanmalı, bağrına basmalısın.
You must commit to it, embrace it.
Eğer O'nun isteğine karşı gelirsen, bir günah işlersin.
If you do so against His will, you commit a sin.
Bak, benimle konuşmuş olsaydın, hayatını buraya adamak zorunda olmadığını anlamana yardımcı olabilirdim Bayan Donovan.
Look, if you had just talked to me I might have been able to help you understand That you, miss donovan, do not have to commit
Hayatımı bu işe adayıp adamayacağımı soruyorum.
Relax, I'm just asking if I can commit
Kendimi bütünüyle buraya adamamı istedi.
Wanted me to commit fully.
Birilerini ayırmak en büyük kozmik günahlardan birisidir.
Breaking up one is one of the worst cosmic sins you can commit.
Evet, "Merhaba, Mike, bana bir şans daha verirsen, kardeşini becermeyeceğime söz veririm."
Yeah, "Hey, Mike, if you give me another chance, I promise not to screw your brother or commit a felony."
Bak, burnumuzu herhangi bir pisliğin içine sokmadan önce içeriye sızıp etrafı kolaçan edeceğiz ve sonra harekete geçeceğiz.
Look, before we stick our dick in anything, we're gonna sneak up and take a good look before we commit.
Bir çatalı bile zor kaldırdığını ve bir cinayet işleyemeyeceğini de.
And you know he can barely lift a fork, much less commit murder.
Hiç suç işledin mi?
Did you commit a crime?
Biz de Elena'ya görüşmeye gitmesi için baskı yaptık ancak o intihara kalkıştı.
So, we leveraged Elena to take the meet, but she tried to commit suicide.
Polis çağırmanızı istiyorum. Böylece gelip cinayete teşebbüsten tutuklayabilirler.
So I want you to call the cops, and so they can come, and they can charge her with conspiracy to commit murder or whatever.
Senin gibi bir çömezin, Will kasabası yolundaki geçici bir pit stopun adını hafızama kazımak zaman kaybı olurdu.
It would be a waste of my time to commit it to memory, for you are merely a blip, a momentary pit stop on the road to Wills-ville.
Mutlaka bir hata yapacağından eminim.
lam sure he will commit some mistake.
ama senin de kendini adamanı istiyorum.
But I want you to commit.
- İşlemediğim bir suç yüzünden mi?
For a crime I didn't commit?
Kendini tamamen buna adaman gerek.
You have to fully commit to it.
İkiniz de evlenmek istemiyorsunuz.
Neither one of you are willing to commit.
İşlediğim tüm suçlara rağmen bunu işlemeyeceğim.
And for all the crimes I've committed, I will not commit that one.
O an gelirse yapın gitsin.
If the moment should come, then commit to it.
Bildiğimiz gibi failler suçlarını tanıdıkları yerlerde işleme eğilimindedirler.
STELLA : As we know, offenders tend to commit crimes in areas that they're familiar with.
Müvekkilimin, suç kaydı yok, Yüzbaşı Chapel in yasal olmayan Yönlendirmeleri olmasa müvekkilim bu tarz bir suça meyili yoktu.
My client, who has no criminal record, was not predisposed to commit the crime were it not for the egregious and illegal efforts of... of Captain Chapel.
Babam gerçekten cinayet mi işledi?
Um, did my father really commit murder?
Senin için birini vursun diye birisini işe alıp, sonra tanığın olsun diye onca zahmete girip cinayet işlensin diye silahını verir miydin?
Would you hire someone to kill someone for you, go to the trouble of establishing an alibi, and then hand that person your gun to commit the crime?
Ve intihar etmediği için de şaşırdım.
I'm surprised she didn't commit suicide herself.
" Bana iki kez söz vermek zorunda kalabilirsin Spencer.
" You many have to commit me twice, Spencer,
Suç işlersen.
If you commit a crime.
- Bunu ezberleyin.
Commit this to memory.