English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ C ] / Competition

Competition Çeviri İngilizce

6,653 parallel translation
O bir şarkı yazma yarışmasıydı.
It was a songwriting competition.
Hayır.Lonestar Texas Teen Dance yarışması için çalışmalıyım.
No, I need this space To train for the Lonestar texas teen dance competition.
İşte rekabetimiz için bulduğum şey.
Here's what I found out about our competition.
- "Tazı" nın rakipleri olduğunu düşünebilir miyiz?
Is it safe to assume The Hound has competition?
Artı, şirket tazı'ya rakip olabilecek bir cihaz geliştiriyor.
Plus, the company is developing a device in direct competition to The Hound.
- Çünkü sizin kanser tanımlayıcı ürününüz de yarışta.
Because your cancer-detecting products are in competition.
Ne çeşit bir hayal dünyasında yaşıyorsunuz bilmiyorum ama benim dünyamda rakiplerimizi öldürerek rekabet yaşamıyoruz.
I don't know what sort of weird cloak and dagger world you live in, but in mine, we don't go around killing our competition.
İşte bu yüzden rekabet yok.
Which leaves us with no competition.
Rekabeti biliyorsun.
You know the competition.
6 aydır bu gece düzenlenecek bir dans yarışmasına hazırlanıyordum ama partnerimin aşil tendonu koptu.
Well, I just spent the last six months rehearsing for a ballroom dance competition tonight, until my partner tore his Achilles tendon.
- Bu bir yarışma değil anne.
It's not a competition, Mom.
15 yıllık kızgın bir rekabeti temsil eden bir şeyi tanımlarken'büyüleyici'gibi bir kelime kullanmayız.
Whoa, whoa, whoa, we don't use a word like "bedazzled" when describing something that represents 15 years of heated competition.
Yeni bir yarışma.
New competition. Yeah.
Bir yarışmasın sen.
You are a competition.
Rekabeti ortadan kaldırmak istiyor.
Take out the competition.
Umarım çünkü biraz rekabet iyi gelir.
I hope so,'cause I sure could use the competition.
O zaman bi listesini çıkarın, evi isteyen çok fazla kişi olduğunu söylemiştiniz
Then list it. You said there was a lot of competition.
Rakiplerine yardım etme konusunda neden bu kadar ısrarlısın?
Why are you so bent on helping your competition?
Angela rakibim değil.
Angela's not my competition.
Ve eminim sonunda gerçeği bulacak. Ki bu da Angela'nın zor zamanlar geçirdiği ve rekabetin stresiyle uğraştığı.
And then I'm sure he'll eventually get around to the truth, which is that Angela was having a hard time coping with the stress of the competition.
Saatler sonra çekişme sonra ermiş ve Amerika 100 şanslı kazananı oylamış olacak.
Within hours, the competition will be over, and America will vote to determine the 100 lucky winners.
Aslında yarışma beni endişelendiriyor.
Well, I'm worried about the competition.
Piyango çekilişi bitmek üzere ve üç saat içinde Amerika altı yıldan sonra doğacak 100 bebekten birini yetiştirmek için uygun musunuz karar verecek.
The lottery competition's coming to an end, and in three hours, America will vote to determine if you're fit to raise one of the first 100 babies in six years.
Şimdi sıra Moral Haftası'nın ilk etkinliğine geldi :
It's time for the first competition of Spirit Week- -
Rekabet durumumuza baktığımda Piron, Vickerdale, Sonmanto ne yapıyor diye baktığımda..... uzun vadeli düşünen şirketler görüyorum.
When I look at our competition, when I look at what Piron is doing, Vickerdale, Sonmanto, I see corporations here for the long haul.
Güzellik yarışman mı?
Are you Miss Competition?
Seçmeler üç ay içinde, gösteriden sonra.
The competition is in three months, after the show.
O zaman seçmelere gir, sonrasına bakarsın.
- So enter the competition. You'll see later.
Yarışmada değiliz.
It's not the competition.
Peki ya yarışma?
- And the competition?
- Paris'teki seçmeleri geçemeyeceğim.
- I can not pass the competition in Paris. - Ah.
Bu yükselmekle, rekabetin tozunu atmakla alâkalı ki bu tasarım tam da bunu başarabilecek türden.
It's about soaring, leaving the competition in the dust, which is exactly what this design can accomplish.
Vatanseverleri rakibin olmaktan çıkartıyorsun böylelikle olaya sen dahil olabilesin bir çeşit baba-oğul krallığı kurabilmek için.
You want to wipe out the Patriot competition so you can waltz in, set up some kind of half-ass father-son kingdom.
Görünüşe göre mücadele edeceksiniz.
Looks like you got competition.
Haklı olabilirsin ama bence oraya geri dönüp yarışmayı izlesek iyi olacak.
Maybe you're right. But, uh, we should probably get back down there and check out the competition.
Eğer izin verirseniz tadım yarışması için hazırlanacağım.
If you'll excuse me, I must prepare for the tasting competition.
Bu bir rekabet değil.
You won. It's not a competition.
Anlaşmayı feshedeceksin.
While you're eliminating the competition?
Biz rakip değiliz.
We are not competition.
Anlaşmayı feshedeceksin.
Well, you're eliminating the competition.
- Rakipleri kontrol mü ediyorsun?
You sizing up the competition?
Yarış değildi zaten.
I win. - It wasn't a competition.
Aile birliğindeki şu sinirli anneler mayo gösterisini iptal etmedim diye beni yüz üstü bıraktılar.
Those uptight PTA moms bailed when I refused to ban the swimsuit competition.
Sırada yetenek yarışması var.
Next up is our talent competition.
Rekabet iyidir.
Competition is healthy.
Bir sonraki yarışmacılar, acil olarak toplanma alanına doğru ilerlesin.
Immediately following the competition, stick around for the meet-and-greet.
Ayrıca Logan'ın rakipleriyle konuştum.
And I talked to Logan's competition.
Yardım için dans yarışması yapacağız.
We are going to be having a little charity dance competition.
Dans yarışmasını kazanmak için sana ihtiyacım var.
I need you to help me win a dance competition.
Rekabet.
COMPETITION.
Bu yıl okulumuzu dans yarışmasında temsil edecekler.
AT THIS YEAR'S STATE DANCE COMPETITION!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]