Country Çeviri İngilizce
44,500 parallel translation
Turnedeyken onu takip edemezdim L.A. konserlerinin son gecesinde, çayına uyuşturucu kattım
I couldn't follow him around the country, so on the last night of his L.A. concerts...
Arkadaşlarını ve ülkesini yok edişimizi izlemesine izin vereceğiz ve sonunda da Zemo'nun zaferi onun göreceği son şey olacak.
Let him watch us destroy his friends, his country, and finally, let the triumph of Zemo be the last thing he sees.
Ülkem için savaşmak istiyorum.
I want to fight for my country.
Ayrıca Harold, o herif yozlaşmıştı. Ölümü sayesinde düşman toplulukların nakit akışı sekteye uğrayarak hükümetinizin uygulamaya çalıştığı yaptırımlar mümkün kılınacak.
Besides, Harold, the man was a degenerate, and his death denies pariah states access to ready cash, putting teeth back in the sanctions your country imposes with such tumescence.
Bak, Jesse'ye yeni bir pasaport alacağım ve onu yurtdışına göndereceğim.
Look, I'll get Jesse a new passport, fly him out of the country.
Büyük ihtimalle çok şey, ama sahte pasaportla bir kaçağı ülkeden yollamak?
Well, probably a lot, but... Fly a fugitive out of the country on a fake passport?
Ve herkesin telaşlı olduğunu çok çalıştığını biliyorum. Paketler sıklıkla yanlış yere gidiyor. Bazen yanlış ülkeye bile.
And I know that because everyone is hurried and overworked, packages frequently end up in the wrong place, sometimes even the wrong country.
Onu ülkeden göndereceğim.
Fly him out of the country.
Şansa, ben yeterince düşünen bir kızım ve onu yurtdışına göndermek için bir planım var.
And, luckily, I'm a think-it-through kind of girl, and I have a plan to get him out of the country.
Ayrıca bu çılgınca, etraflıca düşünürsen, öyle değil mi? 100 sene önce hiç bilmediğim bir adam, elinde çantayla çıkıp gelmiş.
And it's really crazy, if you think about it, isn't it, that, a hundred years ago, some guy that I never met came to this country with a suitcase.
Arkadaşımla birlikte ülkeyi dolaşmıştık bir keresinde.
I once drove cross country with my partner.
- Büyük bir ülke.
It's a big sky country.
- Ne kadar zamandır bu ülkedesiniz?
So how long have you been in the country for?
Eğer başka bir ülkeden bunca şeyi yapabilseydi çok kıyak bir sihir numarası olurdu.
Yeah, well, that would be one hell of a magic trick if he pulled all this off from a different country.
Ülkede o kadar tecrübeli tarihçi varken, siz bu kadar önemli bir iş için, profesörlüğünü yeni almış birini mi seçiyorsunuz?
Out of all the excellent historians in the country, a young untenured professor is chosen for something this important?
Siz ikiniz birlikte ülkeye uçtuğunuzu biliyoruz. birkaç ay önce.
We know that you two flew into the country together a few months ago.
Bu arada, Erkekler hakkında bazı sorularımızı var Seni ülkeye kaçıran kim?
In the meantime, we have some questions about the men who smuggled you into the country.
İki seçeneğin var. Ya bu gece suçlu iade etmeyen bir ülkeye kaçarsın ya da kalıp Benedict Arnold'dan beri vatana en büyük ihaneti eden olarak...
Fly to a non-extradition country tonight and never come back, or stay and suffer the consequences of becoming the biggest traitor to this country
... ya da kalıp Benedict Arnold'dan beri vatana en büyük ihaneti eden olarak...
... and suffer the consequences of becoming the biggest traitor to this country
Bu gece suçlu iade etmeyen ülkeye kaçarsın ya da kalıp Benedict Arnold'dan beri vatana en büyük ihaneti eden olarak sonuçlarına katlanırsın.
Fly to a non-extradition country tonight and never come back, or stay and suffer the consequences of becoming the biggest traitor to this country since Benedict Arnold.
... ya da kalıp Benedict Arnold'dan beri vatana en büyük ihaneti eden olarak sonuçlarına katlanırsın. ... Benedict Arnold.
... or stay and suffer the consequences of becoming the biggest traitor to this country since Benedict Arnold.
... ya da kalıp Benedict Arnold'dan beri vatana en büyük ihaneti eden olarak sonuçlarına katlanırsın.
... or stay and suffer the consequences of becoming the biggest traitor to this country since Benedict Arnold.
Bence hemen büyük bir mıknatıs alıp bir helikopterin altına yapıştırarak bütün ülkeyi dolanmamız, ve bütün silahları çekmemiz lazım.
I think what we should do, get a big magnet, Mm-hmm. glue it to the bottom of a helicopter, fly all around the country, and suck up all the guns, huh?
Hawaii'de ülkenin en sert silah kanunları yürütülüyor. Neden buradaki bir mahkemeyi ele geçiriyor ki?
Hawaii's got some of the toughest gun laws in the country- - why take over a courtroom here?
Son 30 sene içinde, dünyanın en zengin 24 ülkesinin toplamından iki kat fazla silah çatışmasına ve ölümlere ev sahipliği etti ülkemiz.
In the last 30 years, our country has had twice as many mass shootings than the other 24 richest countries on this planet combined.
Keşke ileriye sarıp ülkeye iyi haberler vereceğimiz kısma geçebilsek.
- He wants to be thorough. - I just wish we could fast-forward to the part where we give the country some good news for once.
Evet, bilirim, ülkeniz bu konuda çok sıkıdır.
Yes, I know how stringent your country has been about that sort of thing.
Çok yakında oğlumuz ve bu ülke, aynı hisleri paylaşmayabilir.
Pretty soon, our son and this country might not feel the same way.
Rusya özgür bir ülke Sayın Başkan.
Russia is a free country, Mr. President.
Ülkenin, bilgilenmek istediği adamın siyasi profilini çıkarıyorum.
I'm building a political profile of a man this country is desperate to know more about...
Ülkenin iyi haberlere ihtiyacı yok mu sizce de?
The country could use some good news. Don't you think?
Ülkemizi yeniden ayağa kaldırmak için ilk adımımızı atıyoruz.
This is the first step that we are taking to rebuilding our country.
Seth, basına incelemelerin, ülkenin içinde bulunduğu durumdan dolayı tedbir amaçlı yapıldığını söyle.
Seth, I want you to tell the press that the inspections are precautionary due to the state of alert in the country.
Ülkem için yaptım. Ailem için yaptım.
I did it for my country, and I did it for my family.
Evinde risin imalatına dair kanıtlar ve seçim merkezi listesi bulduk.
In his home, we found evidence of ricin production and a list of polling stations across the country.
Ülke, seçim gününe hazırlanırken herkesin aklındaki soru...
Ballot box. As the country prepares for election day, the question that seems to be on everyone's mind...
İlk olarak, doğuda 06.30'da olmak üzere ülkede oylamalar başlayacak.
Beginning at 6 : 30 a.m. in the East, polls across the country will be open.
Saldırıdan sonra ülkeye elimden geldiğince liderlik etmeye yemin ettim.
I took a vow to do everything in my power to lead this country back after the bombing.
Kendini ülkenin ihtiyacına adadın. - Bu sayede nihayet Kongre'miz olacak.
You made a commitment that this country needed, and now we're finally gonna have a Congress.
Ülkenin % 10'unu temsil eden bir meclisten hükûmet falan olmaz.
A House that represents 10 % of the country is no government at all.
Habercilerimiz ne kadar güçlüyse ülkemiz de o kadar güçlü olur.
I believe our country is only as strong as our journalists.
Hayatta kalmak, mesele ülkemizi yönetmek olunca tek başına yeterli bir vasıf olmamalı, haksız mıyım?
Certainly, survival shouldn't be the only qualification when it comes to leading our country, should it?
Tüm ülkenin dikkatini çekmeyi bekliyor.
He's waiting till the press is in a frenzy so he has the whole country's attention.
- İşimiz ülke için en iyi olanı belirlemek. - Anladım.
- Our job is to determine what's best for the country.
- Emekli kalsaydı keşke.
The country would've been better off if he'd stayed retired.
Başkanım, emekli olmuşken geri döndüm çünkü ülkemin hizmetlerime ihtiyacı vardı.
Mr. President, I came out of retirement to serve again because my country needed me.
Başkan beni ihtiyacımız olan yasaların önüne koymamalı.
And the president can't put me first, not before critical legislation we need to get this country back on its feet.
Ülkedeki, Nassar cinayet soruşturmasını konuşmak için Başkan'la röportaj isteyen tüm medya kuruluşlarının listesi.
A list of every media outlet in the country and their requests for an exclusive with the president to discuss, among other things, the Nassar murder investigation.
Sanki ne zaman arkamı dönsem ülkesine sadıkça hizmet eden birileri ona düşman olmaya karar veriyor.
I mean, it seems like every time I turn around, there's someone who's served this country faithfully, and then out of the blue, decides to turn against it.
Ülkeme sadakatle hizmet ettim.
I served my country loyally.
Rusların ne istediğini ve bunu sağlayacak ülkeyi bulun.
Find the country that's got it.