Crack Çeviri İngilizce
8,601 parallel translation
Onu zedeleyebiliriz.
We crack it.
Siz Amerikalıların söylediği gibi çetin ceviz olduğunu kabul etmeliyim.
You are a hard nut to crack, as you Americans like to say.
Gascoigne barajı geçecek mi?
Is Gascoigne going to have a crack?
Ama ele geçiremezsek konuşturamayız.
But we can't crack them if we don't have them.
Oradaki kadına kollarını da aldıracaktım ama baktım önlüğü bile ter içinde kalmış.
I was gonna have that lady take a crack at your arms, but she had already sweat through her apron.
Buradaki ironi, içepatlamayı çözmemizin tek yolunun çaldığı makaleyi...
The irony is the only way we were able to crack implosion was by stealing...
Ve açamadığını mı söylüyorsun?
And you can't crack this?
Ben bir şansımı denesem sorun olur mu?
Mind if I take a crack at her?
- Beni güldürüyorsun böcekçi.
You crack me up, bug boy.
Zaaflarınızın düşmanlarınızın saldırılarına maruz kalmasına izin veremezsiniz.
You can't show your blind spots, nor a crack from you.
İçinden küçük bir kısım bile kafamı yarmak istemedi mi?
Wasn't there just a little part of you that wanted to crack my head open?
Kaynağını bilmeden, kırmak imkânsız.
Without knowing the source, it's virtually impossible to crack.
Eğer bu bağlantı bize yardım edebilirse, şifreyi kıralım ve ona gidelim.
If this contact can help us, let's crack the code, go to him.
Elin göt yarığına giriveriyor.
Your hand slips into one butt crack.
- Evet, eh, uyuşturucu evine sarmaşık da koysan, bu onu yasal yapmaz.
- Yeah, well, throw ivy on a crack house, it doesn't make it legit.
Yeterince koko çekersen, herşey gerçek gibi olur.
Smoke enough crack, anything feels legit.
Lütfen, bana kokain kullanmadığını söyle.
Please, tell me you haven't smoked crack.
Eh, yani, ben yapmadım — Kokain olduğunu bilmiyordum, yani...
Well, I mean, I didn't... I didn't know it was crack, so...
Kokain olduğunu nasıl anlamazsın amına koyayım?
How the fuck do you not know it's crack?
'Çünkü kokain birçok farklı şeye benziyor.
'Cause crack looks like a lot of other stuff.
Kokain kokaine benziyor.
Crack looks like fucking crack.
Bana kokain kullandığını söylemek istemiyor muydun?
You don't want to tell me you smoked crack?
Küçümsenmeye kafayı takmış durumda ve hata yapacak
He's obsessed with being underestimated and he's going to crack.
Kızın kafatasını açmak mı istiyorsun?
What do you want to do, crack her skull open?
Her neyse Batman'i aradım ve geldi. Dolap kapısının arasından bakıyorum.
So I called the bat man and he comes over and I'm in the closet looking through the crack, at -
- Bana da saldırman gerekecek tabii.
And I'm gonna need you to take a crack at me also.
Bana da saldırman gerekecek tabii. Başarısız olacaksın elbette.
I'm gonna need you to take a crack at me also... and miss, of course.
Jaluzide Başkomiser'in dudaklarını okuyabilmem için bir boşluk açtı.
He left a tiny crack in the blind, so I could read the Captain's lips.
Buna "Kokain" derlerdi, sonradan hepsi şöyle oldu..
It used to just be "crack," and then they'd be like,
Kılıcımla kafanızı keserim.
... I'll crack your head open with my yatagan.
Aptal sürtüğün kır kafasını!
Crack the stupid bitch's head!
Dar kuku ile sert popo, çükünü ceviz gibi sertleştirir...
Tight of cunt and hard of butt, Makes the cock crack like a nut...
Çünkü Han eğildiğinde, çatalının 3 santimini gördüm.
Because when Han bent over, I saw 3 inches of his crack.
Yeni onun tüm çatalını gördün?
So you saw his whole crack?
Bu galakside şifresini kıramayacağım tek bir kasa veya oda yok.
There's not a safe or vault in this galaxy I cannot crack.
Galaksideki her kasayı açabileceğini sanıyordum.
I thought you could crack any safe in the galaxy.
Asla o odayı açamaz.
She'll never crack that vault.
Beş'in açtığı kutunun içindekilere bakıyordum.
I'm just going over inventory from the boxes that Five managed to crack.
Şifreyi kır öyleyse.
Crack the code!
Çocukların uyuşturucu falan kullanıyor olduklarını, düşünmüşler.
They said, " These dumb ol'kids are smoking crack.
Eee... Bu eve beni sokup bana saldıracak kadar erkek misin?
So, do you think you're man enough to take me inside that house and attack my crack?
Elia'ya gönderilen e-postadaki şifreyi kuracağım.
I will crack the encryption on the e-mail sent to Elia.
Tamam, ben kodu kıracağım ama hepinizin yardımına ihtiyacım var.
Okay, I'm gonna crack the code, but I need all of your help.
Bu kırıkların içinde 3 tel saç buldum.
Wedged in that crack were these three hairs.
Stark bu çatlaktan gerçekliği görmüş olmalı.
Stark's seen through the crack in this reality.
Doktor Spektrum'un taşından bir çatlak oluştu ve oradan bu çıktı.
I had a crack at Doc Spectrum's stone. That came out.
Bu çatlak gerçek olanı.
This crack is the truth.
Eve yine uyuşturucu bağımlısı girmiş!
We got another crack addict here!
Burada uyuşturucu yok!
We don't have crack here!
- O şifreyi kıramayız.
We'd never be able to crack that code.
Sen daha önce kokain görmedin.
You've never seen crack.