Cupid Çeviri İngilizce
513 parallel translation
Zeke, seni fare bıyıklı ihtiyar, seni!
Zeke, you old whiskered Cupid, you!
Senin gülüşün benim pınarım Kalbime batıyor aşk tanrısının oku
Your smile is my Spring, my heart feeling Cupid's sting
Evet Eros, işte sana büyük fırsat.
Well, Cupid, this is your big opportunity.
Seni küçük bir Eros gibi gösteriyor.
Makes you look a little like Cupid.
Gözleri bir ateş parçası, vücudu kara benzer ve dudaklarıda kiraza.
With eyes that glow, skin like snow And lips in a cupid's bow
Sadece, aşk tanrısının hizmetinde olmak bana mutluluk verir diyelim.
I'm only glad to be so some help in, shall we say, Cupid's service.
Aşkın kanatları var ise...
" lf Cupid has been given wings
- Aşk tanrısı porseleni, beyefendi.
- The china cupid, sir.
- Gerçek şu ki, o porselenini ben kırdım.
- The fact is, I broke the china cupid.
Anlaşılan, Bayan de Winter, porseleni kendi kırmış ve söylemeyi unutmuş.
Apparently, Mrs. de Winter broke the cupid herself... and forgot to say anything about it.
Cupid tanrılar arasında dans ederken fırlatmış yeryüzüne nektarı beyaz gülün üstüne dökülen nektar, onu sonsuza kadar yapmış kırmızı.
'Tis said, as Cupid danced among the gods, he down the nectar flung which on the white rose being shed, made it forever after red.
kırlangıça dedi ki : "bayan kırlangıç, Eros'un aşk okuyla vuruldum kafesimi benimle paylaşır mısınız?"
he said to her, miss sparrow i've been struck by cupid's arrow will you share my cage with me?
- İyi geceler Cupido.
- Good night, Cupid.
Cupid'i Blitzen'in yerine koymuşsun.
You've got Cupid where Blitzen should be.
Eşinize küçük bir Aşk Tanrısı?
Little Cupid to take for wife?
İnsan, bu işte aşk tanrısı Cupid'in parmağı olduğundan kuşkulanıyor.
One might suspect Cupid had a hand in this.
Bu gece, tek bilinen çalışması Kırmızı Ayakkabılar'ın partisyonu olan İngiliz besteci Julian Craster'ın yeni operası Eros ve Psyche'nin ilk gecesi.
'Tonight is the first night of Cupid and Psyche,'a new opera by a young British composer Julian Craster,'whose only well-known work has been the score for The Red Shoes.
Buraya aşk tanrısını oynamaya geldiysen oklarını kaldır.
If you're here to play Cupid, you can put away your arrows.
Ne oldu, Aşk tanrısı?
What's the matter, Cupid?
Aşk tanrıçası, spor yaparken
The Cupid, the blagger, while sportin'
Beni buraya aşk meleğinin kendisi çağırdı ve ben onun okuyla kalbimden vurularak Madam Giyotin'in tehtidlerine rağmen senin olduğun yere koşarak gelmek zorundaydım.
't is Cupid himself that called me here and I smitten by his arrow must fly to your side despite the threats of Madame Guillotine.
Dasher, Prancer, Dancer ve Vixen Cupid, Comet, Donder ve Blitzen.
Dasher, Prancer, Dancer and Vixen, Cupid, Comet, Donder and Blitzen.
İçimde bir aşk tanrısı uyanmakta sevgili kuzen...
There's a Cupid awakening in me, dear cousin.
Ayrıca, George Pratt için bir aşk tanrısı olmak istemiyorum.
Besides, I don't wanna end up being a Cupid to any George Pratt.
Senin içinde bir çok Aşk Tanrısı var ama, itiraf etmeliyim ki, Aşk Tanrısı saklanmak için garip bir yer seçmiş.
You've got a lot of Cupid in you but, I must admit, Cupid picked a strange place to hide.
Kadınların nasıl çöpçatan olduğunu bilirsin.
You know how these wives love to play Cupid.
Eros'un şimşeği çarptı beni.
I'm stuck by Cupid's bolt.
Bazen de annemin odasına. Bu aşk tanrısı ve insan ruhu saatine.
And sometimes in mother's room in this Cupid and Psyche clock
Aşk tanrısının oku Vulcanları öldürür, unutma.
Remember, Cupid's arrow kills Vulcans.
Aşk Tanrısı odası.
The Cupid Room.
Evet. Aşk Tanrısı odası. Öyle demişti, sanırım.
The Cupid Room, I think she called it.
Aşk Tanrısı odasında olmaz!
Not in the Cupid Room.
Merhaba ask meIegi.
hello, Cupid.
Dudakları kırışıkmış ve Eros'un yayı gibi görünürmüş.
His lips were pursed and looked like a cupid's bow.
Kardeşin ile küçük bir anlaşmasızlığımız oldu Kardeşin ise kılıçla saldırdı.
Sister's hurting her lover with cupid arrows while the brother is attacking with his sword.
- Bir daha sana çöpçatanlık yaparsam iki olsun.
- Last time I play Cupid for you.
Zavallı heykel.
That poor cupid.
Ben müzmin bekar aşkın okuna hedef oldum.
Me, a confirmed bachelor, struck down by Cupid's arrow.
"O yüzden kanatlı aşk meleği resimlerde kördür"
"And therefore is winged Cupid painted blind"
Aşk tanrısı görünüşünün altında kız kardeşine cinayet suçlamasında tuzak kuruyordun.
Under the guise of Cupid, you were setting your sister up for a murder charge.
Mutlu ruhum... ihtiraslarım işte burada...
[Olympia] Oh, my pure thoughts. Oh joyful soul of mine. My Cupid is here.
İffetli dudakların bana evlenme teklifi edecek mi? Evet...
Were your chaste lips about to make a declaration of love, my Cupid?
Aşkım, tutkum.
Hey. [Olympia] My love, my Cupid.
Şimdi, Cupid.
Now, Cupid.
Bugün Sevgililer Günü, belki aşk tanrısı Küpido gelmiştir.
Well, it's Valentine's Day. Maybe it's Cupid.
Aşk tanrısının oku. Tam gözlerinin arasına.
Cupid's arrow, right between the eyes.
Eros'u oynamak romantik aslında.
It's kind of romantic actually, playing Cupid.
Belki de yanılıyorum, ama soyut şeyler üzerine konuştuğumuza göre Cupid'in oklarına karşı kalkanın olmadığını kabul ediyorsun.
Maybe I'm wrong, but continuing to speak in abstract terms you do admit you aren't impervious to Cupid's arrows?
Cupido, beni vurdu
Cupid struck me
Cupido, bizi vurdu
Cupid struck us
* iyisin ama bir dahaki sefere * * o beni okuyla vurur * dur.
? cupid does better next time? ?