English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ D ] / Daisies

Daisies Çeviri İngilizce

329 parallel translation
Kalanlar ya pansuman odasındalar ya da geberdiler.
The rest is in dressing stations or pushing'up daisies.
# Bana papatyalar, güller ve... #... orkideler verir, pahalılığına aldırmadan.
He gives me daisies and roses And orchids regardless of the price
Çiçek yetiştirmek için, herhalde?
It's for growing daisies, isn't it?
Bunlar sadece siz nalları dikmeden önceki günler. "
It's only a matter of days... before you're pushing up daisies. "
Kendisi ölmemiş miydi?
He's not pushing up daisies?
Şirin bozulmamış bir çocuk olduğumu kalbi düğün çiçeği ve papatya dolu olan birisi olduğumu varsayıyorum.
I'm pretending I'm a nice unspoilt child... whose heart is full of daisies and buttercups.
Papatyalar ve düğün çiçeği, değil miydi?
Daisies and buttercups, wasn't it?
Ophelia oraya düğün çiçeklerinden, ısırganlardan, papatyalardan ve o uzun mor çiçeklerden yapılma garip çelenklerle gelmiş.
There with fantastic garlands did she come, of crow-flowers, nettles, daisies and long purples.
Saçlarıma da çiçekler taktım.
And I'm wearing daisies in my hair.
Huzurlu yaşamı seven
♪ Where the lazy daisies love
Papatyaları severdi.
He loved daisies.
Demek Albay Sharpe, Ferguson ve sen bize oyun oynuyorsunuz ha?
And that gin-pot bartender and your trooper friend Ferguson are pushing up daisies.
Every field wears a bonnet With some spring daisies on it
Every field wears a bonnet With some spring daisies on it
Haydi oğlum, gidiyoruz!
Why, boy, up-si-daisies.
- Papatya toplamıyorduk herhalde.
- We haven't been pickin'daisies.
Papatyaları ne yaptı biliyor musunuz?
You know what he did with those daisies?
Ve hepsinden önemlisi ağzı sıkı olacak.
But citizens of style and grace. And this above all : daisies who won't tell.
Tek kelime etmeyecek kadar çeneleri sıkıdır.
Now, there's a bunch of daisies that wouldn't dare squeal.
Yarın 10 : 07'de taze papatyalar kadar zinde olarak Sicilya feribotuna bineceğiz.
Tomorrow at 10 : 07, we board the Sicily ferry, fresh as daisies.
Papatya mı arıyorsun?
You looking for daisies?
Papatyalar ve mısır çiçekleriyle kendimizi meşgul etmiştik ve kendimi sinirli hissediyordum.
We busied ourselves with daisies and cornflowers, or whatever they were and I was feeling irritable.
Tüneğe çivilemesen ruhu şada ermiş olacaktı.
If you hadn't nailed it to the perch, it would be pushing up the daisies.
İstediğim şu : Sevgilimle büyük bir tarlada oturmak ve dört yanımızda papatyaların büyümesi.
I want... to sit with my beloved in a field... with daisies growing all around us.
O iki yaşlı papatyayla koşmak istemezsin, değil mi?
You wouldn't wanna run with them two old daisies, now, would you?
Eğer tüneğe çivilememiş olsaydın, çoktan gömülmüş olurdu.
If you hadn't nailed it to the perch, it would be pushing up the daisies.
Git Gregoryen bir beyinsiz gibi papatyaların arasında kendini tatmin et!
Go masturbate among the daisies like a Gregorian gherkin!
Probably Velma herself's pushing up daisies now.
Probably Velma herself's pushing up daisies now.
En çok papatyaları sever.
She likes daisies best of all.
Kımıldarsan eşek cennetini boylarsın.
Make one more move and you'll be pushing up daisies.
Pırasalar ve papatyalar. Berbat bir program.
Leeks and daisies.
O da bana "Üzerinde papatya ve küçük tomurcuklar olani seçerdim çünkü papatya sempatik bir çiçektir, tomurcuklarsa öyle neselidir ki biran önce açmayi beklerler." demisti.
And she said, "The one with the daisies and the little rosebuds because daisies are such homey flowers and rosebuds are so cheerful and always waiting to bloom."
# Edmund'un gebermesidir #
# Is Edmund pushing up the daisies
Bir daha gelirsen tahtalıköyü boylayacaksın!
But if you do come back, you'll be pushing up daisies!
Yine de, "ah" "oh" lar, "öldüm" "bittim" ler olma ihtimali hala var, bu yüzden, yerlerinize dönmenizi... ve kemerlerinizi bağlamanızı rica ediyorum.
There's still a chance that we might hit some uh-ohs and whoopsy-daisies, so I'm asking you to return to your seats and fasten your seat belts.
O papatyalarla mı?
That bunch of daisies?
Bulutları ve papatyaları minicik bebeklerin yüzlerindeki o hoş gülümsemeleri düşün.
Think of clouds and daisies and the lovely smiles on little babies'faces.
- Papatyaları kontrol ediyordum,
- I was checking out some daisies.
Şifreyi biliyor, Nick de, peşlerini bırakmaktan vazgeçmeyecek.
He knows the code, and Nick won't stop tracking his crushers till they're pushing daisies.
Çeşit çeşit çelenkler yapmş kızcağız kendine... Düğün çiçeği, Isırgan otu, papatya ve uzun mor çiçeklerden.
There with fantastic garlands did she make... of crow-flowers, nettles, daisies, and long purples.
- Papatyyalar.
- Daisies.
O papatyalar 3 puan sayılır.
Those daisies count for 3 points.
Şu papatyalara bakın.
Look at the daisies.
Papatyam var.
I got daisies
Bana eski kafalı diyebilrsiniz ama, tahtalıköy benim için yeterli.
Call me old-fashioned, but pushin'up daisies is good enough for me.
Pençelerinden ve dişlerinden kaçınmalısınız.
Those are dangerous daisies!
Saat 18 : 00'de, çalışma odasının hemen yakınında papatya topladım.
About 18h, I got a beating daisies near to the office.
Meung, yolunda tırıs tırıs gidişini görmeliydin.
How she'd jog along the road to Meung, chewing daisies.
Ve eğer, kendini dinletemezsen, ona, papatyalar hatırına... dinlemesi gerektiğini söyle.
And if you can't get him to listen, you tell him that he must listen because of the daisies.
Devam et.
There's the old cemetery, squirrels, buttercups, daisies.
Hadi gidin, yolda gördüğünüz adamları toplayın!
Off you go, and don't stop to pick daisies on the way!
Onları çiçeklerden yapıyorlar.
( growling ) Daisies, eh? !

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]