Dalmışım Çeviri İngilizce
393 parallel translation
Dalmışım.
I was wool gathering.
- Düşünmeye çok dalmışım...
I feel so lost, so dim... - Were you writing?
Dalmışım.
I must have been dreaming.
- Uykuya dalmışım.
- I fell asleep.
- Dalmışım.
- I was just daydreaming.
Dalmışım.
I dream.
General Slater'la konuşmaya dalmışım.
I got tied up with General Slater.
- Özür dilerim biraz dalmışım.
I'm sorry, I must have fallen asleep for a moment. Several moments.
Okurken uykuya dalmışım.
Must've read myself to sleep.
Uykuya dalmışım.
I fell asleep.
Dalmışım galiba.
I think I fell asleep.
Bir an dalmışım, Danny.
I guess I'm preoccupied, Danny.
Dalmışım.
I was asleep, but...
- Bir an dalmışım.
- This moment will be lost forever.
Öğle yemeğinden sonra uykuya dalmışım.
I fell asleep after lunch.
Konuşmaya dalmışız... Yani ben dalmışım.
We all started talking... or I guess I did.
Üzgünüm, Kaptan. Dalmışım.
I'm sorry, captain, I was lost in thought.
Pardon, dalmışım.
Where's...? I'm sorry, I forgot.
Dalmışım.
Ring the police?
Düşünceye dalmışım.
I was lost in thought.
Biraz dalmışım. Direnmek çok zor.
I just took a little nap.
Kocam kullanmak istedi. Ben de direksiyonu ona verdim ve... Uyukluyordum, dalmışım...
My husband said he'd drive so I let him take the wheel and I dozed off and went to sleep and the noise and the shock woke me
Bana asla böyle olmazdı, çok derin uykuya dalmışım.
It's never happened to me, I fell asleep like that.
Dalmışım, kafamdakileri unutuyorum
I get preoccupied, I forget my head.
Üzgünüm, dalmışım.
Sorry. I was lost in thought.
Birkaç gecedir uyuyamıyorum, dalmışım.
I had little sleep the past few nights, I must have overslept.
Dün gece seni düşünerek 14 kez mastürbasyon yaptım... en sonunda uykuya dalmışım... rüyalarım da çok sıkıcı sayılmazlardı.
I masturbated 14 times last night thinkin'of you... and when I finally did fall asleep... my dreams were not exactly dry.
Sanırım dalmışım.
Yeah, I was driving...
- Hayır, uykuya dalmışım.
- No, I fell asleep too.
Sanırım dalmışım.
I must've nodded off.
Dalmışım.
I lost track of time.
Dalmışım.
Just looking.
Dalmışım.
I was thinking
Dalmışım sanırım.
I drifted off, I think.
Bir dakikalığına dalmışım.
I must have just dropped off for a moment.
Lanet olsun! Daha arabada beklerken uykuya dalmışım.
I fell asleep waiting out there in the car.
- Lucy ile konuşmaya dalmışım.
- Lucy and I kept talking.
Düşüncelere dalmışım.
Just thinking about some stuff.
Dalmışım.
I was comatose.
Bilinmeyene, bilimin sırlarına dalmıştım.
I was drawn to the mysteries of science, to the unknown.
Aynı zamanda da uykuya dalmış bir çiftin yanılsamalarından uyanmasına yardım et.
Help yet another sleepwalking couple wake up from their illusions.
Harika! Bacağım uykuya dalmış bile.
Now I've got pins and needles
Dalmış olmalıyım çünkü fark ettiğim ikinci şey odamda birinin olduğuydu.
But I must have dozed because the next thing I had a feeling that someone was in my room.
Okumaya dalmışım.
I was reading.
Sanırım doktor orada çeşitli faaliyetlerine dalmış durumda.
I suppose the Doctor's busy with his various practices up there.
Bir barda kederine dalmış halde bıraktım onu.
Left him drowning his sorrows in a bar.
Dalmış mıydım?
Was I staring?
O anda başımdan ayak parmaklarıma kadar beni sırılsıklam ıslatan beyaz bir fıskiyenin içine dalmıştım.
At that very moment I was immersed in a white jet, drenching me from head to toe
Nedeni müzik dinlemeğe dalmış olması mıydı?
Was it because he got absorbed in listening to music?
Bu sabah yanlış bir şey mi yaptım, yoksa dünya hep böyleydi de, ben kendi işlerime dalmış olduğum için hiç fark mı etmedim?
Did I do something wrong this morning or has the world always been like this, and I was too wrapped up in myself to notice?
8 yıldır, Cromwell'in ihanetinin bıraktığı yaralarımın iyileşmesi için kara uykuma dalmıştım.
For eight years, I have been submerged in the black sleep to heal the wounds of Cromwell's treachery.