English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ D ] / Damaged

Damaged Çeviri İngilizce

3,875 parallel translation
Bence bu hayvan bileşikleri, hasarlı bir insan vücudunu onarabilir.
I think these animal compounds Could regenerate a damaged human body.
* Kırık ve yaralanmış kalplerin taciriyim *
♪ I'm the trafficker ♪ of broke and damaged hearts ♪
Lamba teli bozulmuş.
The filament got damaged.
Bay Morris o küçük beynine zarar verdi diye korkmaya başlamıştım.
I was beginning to fear Mr Morris had damaged what little brains you have.
Beyin hasarı ve bitkisel...
Um, brain-damaged and vegetative.
Francis araçtan çıkıp çiftçinin kapısını çaldı, verdiğimiz zarar için bir çek yazdı ve bir sonraki programı kaçırmamak için adamın pikapını ödünç aldı.
He gets out of the car, knocks on the farmer's door, writes a check for all the damaged crops, and then borrows his pickup so he doesn't miss the next event.
Eğer düşündüğün buysa zarar falan da görmedim.
And I'm not damaged, if that's what you think.
Zarar gördüğümü mü düşünüyorsun?
Do you think I'm damaged?
Sen onun zarar görmüş, kırıIgan, suistimal edilmiş bir kız gibi görüyorsun.
You think that girl is damaged, fragile, abused.
Görünüşe göre motor zarar görmüş.
It appears the engine is damaged.
İnsanlık ve Siberiyad arasındaki savaş kızıştığında,... Siber Planlayıcılar, büyük hasar almış birimleri kurtarmak ve teker teker buraya getirip tamir etmek için bir Valkür inşa ettiler.
As the battle raged between humanity and the Cyberiad, the Cyber-Planners built a Valkyrie, to save critically damaged units and bring them here and, one by one, repair them.
Kurtarma tüpü 2 hasar aldı.
Rescue tube number 2 damaged.
Sistem ciddi hasar almış görünüyor.
- It seems that the system has been severely damaged because of collision.
Vana hasarlı ve sızıntı çok.
Valve is damaged and a lot of leaks.
Onun gibi zarar görmüş, ve daha iyi günleri olmuş.
Damaged, and it had seen better days.
Çarpma damarı patlatmış ve kanama görme merkezine zarar vermiş.
The fall caused it to burst, and the bleeding damaged the visual cortex.
Güvenlik görevlisi Sally polis karakolunun neye benzediğini görmek için uğrayıp Creech'in ofisinin dışındaki güvenlik kameralarının çektiği hasarlı sabit diskteki bazı görüntüleri hala kurtarabileceğimizi söyledi.
So Sally the security guard came by apparently to see what a big boy police station looks like and to tell us we may still be able to recover some images off the damaged hard drive from the security cameras outside Creech's office.
Sally gittikçe yaklaşıyordu. Hasarlı sabit disklerdeki görüntüleri tamir etmek bir kaç saatini alacaktı.
Sally was getting too close, just hours away from restoring the footage on the damaged security hard drives.
Çarpık bir seksten ne öğrenebilirim mi dedi?
What, you... You thought you would learn something from a damaged fucking sex...
İster geri zekâlılara plastik bomba yapmayı öğret ister körlere cam üflemeyi öğret.
Teach brain-damaged kids how to make plastic explosives or the blind how to blow glass.
Başından vuruldun ve beynin hasarlı.
You were shot in the head, and your brain is damaged.
Biz onlara yardım edene dek ölü olmaları daha iyi olan beyin hasarlı askerler.
Soldiers who were so brain-damaged that they were better off dead... till we helped them.
Çilek Allison onun dikkatini çeken,... ilk ilginç tip değildi.
Strawberry Alison wasn't the only damaged specimen to capture his imagination.
Bu yüzden sen de hasarlı bir mal olabilirsin.
As if you too might have been some kind of damaged goods.
O duygusal açıdan yaralı bir kız sen de duygu mahrumusun.
She's an emotionally damaged girl, you're emotionally bereft.
- Defolu mal mı yani?
Damaged property?
İran dün akşam Natan yakınlarında zarar gören nükleer birimlerle ilgili kızgınlığını ifade etti.
Iran has expressed its indignation after nuclear installations near Natanz were damaged last night.
Kamyonun devrilmesiyle zarar gören cep telefonu.
A cell damaged by falling the truck.
Nörolojik hasarım olduğunu söyledi.
Says I'm neurologically damaged.
Beyin hasarı mı aldım?
That my brain is damaged?
Bozuk psikoloji mi?
Damaged psyche?
Başka bir doku daha var, muhtemelen katilindir, ama cilt çok hasta veya hasarlı oradan çıkmadı. başka işe yarar iz.
There's other dermal tissue, presumably from the killer's, but the skin is so diseased or damaged it didn't leave any useful prints.
Cinayet silahında Beth LeBeau'nun evinde bulduğumuz bozuk ya da hastalıklı olan doku örneğini bulduk.
The murder weapon has the same sort of diseased or damaged tissues that we found at Beth LeBeau's house. What's this guy got to do with the other victim?
- Abigail Hobbs'un zarar gördüğünü düşünüyorum.
- I think Abigail Hobbs is damaged.
Maalesef zarar gördü.
It's so damaged.
Laboratuvar yeleğimdeki kurşunun balistik açıdan incelemesi için çok zarar görmüş olduğunu söylüyor.
Lab says the slug from my vest is too damaged to be of much use ballistically.
Siz hasarlı piç kurularına bir şey getireyim mi dönerken?
Okay. Can I bring anything back for you damaged fuckers?
Bu oldukça harap durumda.
This one is very damaged.
TV'yi suçluyorum!
He's damaged from television.
Ayaklarda 26 kemik var ve her biri de hasarlı.
26 bones in the feet, and every one of them has been damaged.
Kaçtığım zaman tahliye sistemine zarar vermiş olmalıyım.
I must have damaged the venting system when I escaped.
Bedenim saldırıdan zarar görmüş olmalı.
My vessel must have been damaged in the melee.
Akıllardaki soru ise Bay Blair'ın kendisine zarar vermeden adamına ne kadar daha desteğini sürdürebileceği.
The question here is, how long can Mr Blair stand by his man and not himself be damaged?
Benim beynim hasarlıydı zaten.
My brains already that damaged.
Atlamayı planladığın bir feribota beyin hasarlı kardeşini getirir misin?
Would you bring your brain-damaged brother on a ferry if you planned to jump?
- Beyin hasarlı bir kardeşim yok. - Tabii ya.
- I don't have a brain-damaged brother.
Beyin hasarlı birine kim yardım edip sonra da öylece bırakır?
Who would help a brain-damaged boy and then leave him?
Neyse ki sadece oda hasar gördü.
Pretty much the only room damaged.
Büyük bir silahla elde edilmiş birçok kesik var. - Yüzü bu hale gelmekteyken ölü müymüş?
There are multiple deep lacerations from a large bladed weapon,, was she dead when her face was damaged?
Zarar görmelerine izin veremem.
I cannot allow them to be damaged.
Biz hastayız. Biz hasarlıyız.
We're damaged.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]