Decides Çeviri İngilizce
2,385 parallel translation
Tanrı sana bir şans daha tanımaya karar veriyor.
God decides you get another chance. Yeah.
Hepsini yatırmaya karar vermiş ve, sonrasını biliyorsun, paralar gitmiş.
He decides to go all-in, and, next thing you know, money's gone.
Biliyorsun ki kararı veren ben değilim.
It's not me who decides, you know.
Bitişe ilk ulaşan Steve'i nasıl yetiştireceğimizi seçer.
First one across the finish line decides how we raise Steve.
Ya Dennis, çok yaklaştıklarında harekete geçerse?
What if they breach and Dennis decides to end it when they get close? - On your feet.
Kevin, dönmeye karar verene kadar, biraz beklemek zorunda kalabiliriz.
We may just have to wait till Kevin decides to come back to us.
Eğer takımınızdakilerden birisinin kötü adamları ikna etmek için size ateş etmesi gerekirse... akışına bırakırsınız... ve arkanızdakini vurur.
If a teammate suddenly decides to shoot at you... to convince the bad guys you're enemies... you go with the flow... and shoot back.
Veya bir dükkanı soymaya ya da bir rahibeyi vurmaya karar verirse?
And what if he decides to rip off a liquor store or shoot a nun?
Toprak verimli hale geldiğinde O artık gitme zamanının geldiğine karar verir ve büyük sarı ejderha geri gelir, o ejderhanın böğrüne geri girer ve sonsuza dek uçarak kaybolur.
When the land is prosperous, he decides it's time to go. YOUNG : And the great yellow dragon comes back and he gets back into the belly of the dragon and flies off forever.
Onlara gerçeği söylediğimde, babam, Bay Boyer'i öldürmeye karar verdi çünkü polislere güvenmiyordu.
When I tell them the truth, Dad decides to kill Mr Boyer, because he doesn't trust the police.
Leo tatildeydi bu işe burnunu soktu aynı bizim Leo gibi kendi başına durdurmaya karar verdi.
Leo was on vacation, he gets a tip about this deal, and just like Leo, decides to stop it on his own.
Belki kadının bir sırrını öğrendi. Onu da ardan çıkarmaya karar verdi. Başka bir kaslı göğüs istemiştir.
But who knows, maybe he figures out her secret, so she decides to off him, too, and then it's on to the next set of pecs.
Aralarında anlaşmazlık çıktı Max, bu adamı işin dışında tutmaya karar verdi.
Things went bad between them, Max decides to take this guy out.
Şimdi de adam vicdan krizi yaratmaya karar verdi.
Now the guy decides to have a crisis of conscience.
Ancak ortamın güvenli olduğuna karar verdiğinde tekrar cinayet işlemeye başlar.
Until he decides it's safe and he starts it all over again.
Aslında bir evi arayıp arayamayacağımıza Bölge Savcısı karar veriyor.
Actually it's the D.A. who decides if we can search a house or not.
Bob kara deliğin yörüngesinde uzaygemisindedir ve Alice'de kara deliğin içine atlar.
Bob is orbiting the black hole in a spaceship, and Alice decides to jump into the black hole.
Yaptıklarımızı da bunlar belirliyor.
All this decides our actions.
Çete üyesinin cinayetini araştırırlarsa onu jürinin önüne çıkarırlar ve jüri onu sever.
If the state decides to investigate that gang murder, put him in front of a Grand Jury, they're gonna like him.
Ensemde soluyan 20 tane adam var elimdeki defans hattı annenden fazla delik doldurabilecek durumda ve yıldız oyun kurucum da Georgia'da oynamak istediğine karar verdi yani şu an saçmalıklarını dinleyemem.
I've got 20 boosters breathing down my neck. I've got a defense with more holes to fill than your mother, and my star running back decides he wants to play in Georgia. I don't need your shit right now!
Geminin yere inmesi gerekiyor ama çok kötü bir adam birden bire, iyi olmaya karar vermezse Noel hatırına, bu da olmayacak!
So that ship needs to land, but it can't land unless a very bad man suddenly decides to turn nice, just in time for Christmas Day!
- Jin'in Sun'la kalmaya karar vermesi- - gerçekten çok cesurca ve romantik bir son oldu Sun ve Jin için.
The fact that Jin decides to stay with Sun- - It was just a very heroic, romantic, You know, ending for Sun and Jin.
Sideway'lerde Desmond'un karar verdiği görevi ;
In the sideways, Desmond decides it's his mission
Tanya, etrafın sakinleştiğine karar verir vermez paranı alacaksın.
All right? You'll get your money as soon as she decides that it's cooled down enough.
Ölmeden iki gün önce şirketi bana bırakmaya mı karar verdi? Neden?
Two days before he dies, he decides to leave me a company?
Edwin'in elinden çıkarma ihtimaline karşı bilgiyi güvene almak için benim gitmem de gerekebilir. Başkası yapamaz.
I may need to go along to secure the data... just in case Edwin decides, if he can't have it, nobody can.
Olur da annem hayatımız boyunca bizi böyle yaşatmaya karar verirse diye.
In case Mom decides to drive us in circles for the rest of our lives.
büyük ihtimalle asil bir aileden. Bizimle alay ediyorlar. Ne demek istiyorsunuz?
it is Alois Trancy himself who decides what is considered "true" in this place.
A.B.D. Başkanı'nın anket sonuçlarına dayanarak birisine dava açmaya karar vermesini kabul edemem.
Oh, I don't accept that the President of the United States decides who to prosecute based on polls.
Dyson, kendi isteğiyle ayrılana kadar burada kalacak.
Dyson remains here until he decides to leave.
O gece neler olduğunu ona anlatalım, ve gerçek suçlunun kim olduğuna o karar versin.
We tell him what happened that night, and he decides who the real criminal is.
Eroinden yeterince uzak kaldığına karar vermiş.
He decides he's had enough of going cold turkey.
Bir insan emekli olmaya karar verince...
When one decides to retire... decide?
- Ne bileyim, babam karar verir ona.
- Don't know, father decides that for me.
Bu aptal, oyunumuzu bırakıp rakip sirke gittiği zaman...
When this jerk decides to break up our act and join a rival circus.
Yöneticileri seçsin, tamam mı?
The Director decides, okay?
- Konuşmak için kimin çağrılacağına parlamento başkanı karar verir.
The Speaker decides who can be called.
Bir nedenden kardeşim ne tür bir karın ağrısıysa birini iteklemeye kalktı ve hepsi yere devrildi, aynen domino taşları gibi.
And, uh, for some reason, my brother, Impulsive pain in the ass that he is- - He decides to tip one over,
Adam o şekilde dayak yedikten sonra belki kin besleyip intikam almaya çalışmış olabilir.
Guy gets beaten up that bad, maybe he holds a grudge, decides to go back for round two.
Kayıt aletlerini bu gece kontrol etmek isterse benim de orada olmam gerek.
If he decides to check his recording equipment tonight, I should be there.
Basının neyi yayınlayacağına ben karar veremem.
I can't control what the press decides to publish.
Meka, Ochoa'dan para alıyor sonra da ülkeyi terk etmeye karar veriyor.
- Meka is taking money from Ochoa. And then he just decides to leave the country. Why?
Silkelenip kendine gelmesini mi bekleyeceğiz?
We hope he decides to just behave himself?
Eğer Tanrı onu eve getirmeye karar verdiyse belki de tasmasını bu kadar sıkı tutmamalısın.
And if God decides to bring her home, maybe you shouldn't keep her on such a tight leash.
Gelecek haftanın maçları, kimin Shiva'yı kimin Sacko'yu alacağına karar verecek.
Next week's games decides who is going to get the Sacko and who is going to get the Shiva.
eğer saldırmaya karar verirse diye elmaların ile hazır ol.
Applejack, you're ready with the apples in case he decides to attack.
Kim olduğuna belirlemesine izin verme
Don't let it decides who you are
Hepsine ulaşmak için kamerayı dikey olarak bir habitattan diğerine hareket ettirmek gerek.
The monitor decides to let her pass
Konuşacak.
What if somebody decides to look in the lab fridge,
Buna karar veren ne?
Who decides all this?
Sonuçta Celayir Abi karar verecek ne yapacağımıza.
I don't know Mecit. In the end, Celayir decides on how we act.