Dediler Çeviri İngilizce
5,408 parallel translation
- Bir şey dediler mi?
- Have they said anything?
- Ne dediler?
What'd they say?
- "Otobüs güzergahı" dediler mi?
- Did they say "bus line"?
- "Otobüs güzergahı" dediler.
- They said "bus line."
Eğer aklımıza koyarsak dünyayı tüm yaratıklardan kurtarabiliriz dedim. Ama hayır dediler.
"We could rid the world of monsters once and for all if we just put our minds to it", but, "oh, no," they said.
- Ne dediler?
What did they say?
- Ne dediler?
What did the jury say?
Peki Dale Getheard cinayeti hakkında tam olarak ne dediler?
So what exactly did they say about Dale Getheard's murder?
- Ne dediler peki?
- Yeah, I called the cops.
Dediler ki :
They said,
- Hayır. Öğlen dediler.
They said noon.
Dediler ki sen emrettin.
They said you ordered it.
Bana ayırdık dediler ama.
But they said they'd booked.
- Tabii. Çünkü kesin ayırdık dediler.
Because they were definite about it.
David'e bir şey dediler mi?
They say anything to David?
Yalan söylediler. Annem, babam ve diğerleri oraya kaçak olarak girdi dediler.
They lied, said my parents and the others were squatters,
Bana dediler ki... Eğer hapishanede pişman olduğumu gösterirsem beni yeniden kiliseye almayı düşüneceklermiş ama eski alışkanlıklardan vazgeçilmiyor.
They told me that... they'd reconsider letting me back in the church if I showed contrition in prison, but... bad habits die hard.
Ama bizim çocuklarla konuştuğumda bana dediler ki... Bizim kaptanımız olmanı istiyoruz.
But when I talked to the guys, they said, "We want you to be our captain."
Sonra dediler ki Tanrım!
And then they realized, " My God.
Dediler ki, tamam yüksek otorite içinde gitmene izin vereceğiz.
They said, " Okay, it looks like the high authority agreed to let you go.
Ama ayda sadece 1000 dolar kazanabileceksin dediler.
" But you have to understand. You'll make $ 1000 a month.
Bizce iyi olmayan sensin dediler.
They said, "You crazy."
Beni bir kaç gün sonra bir daha çağırdılar ve dediler ki,... Slava komünist parti yönetim kurulu'ndan sana özel bir izin var dediler.
They called me in a couple days and said, "Slava, " you got special permission from the Politburo.
Bana Tifocu Mary dediler.
Calling me Typhoid Mary.
Öldü dediler. Savaşta öldürüldü dediler.
I heard you was dead Killed in the war.
Yüzbaşı Alden için adam gönderdim ama şehirden çıkmış dediler.
I have sent men for captain Alden, but I'm told he's left town.
Ama tabiki Steve Schultze ve Aaron beni arayıp, Flash Bellek Kuvvetleri'ne katılmak istiyoruz dediler.
But of course, I get this phone calls from Steve Shultz and Aaron, saying, "Gee, we'd like to join the Thumb Drive Corps"
Sonra yanımdakiler adama baktı, arka tarafı göstererek dediler ki :
So my boy looks at him, points back at the block and he says,
Ne dediler?
Well, what did they say?
Kan tahlili yaptırmadan Avrupa'ya gidemezsiniz dediler.
They said we couldn't enter Europe without a blood test.
Burada bile olabilir dediler
♪ Somebody said it can be here ♪
Dediler ki, " Artık.
They said, " No more.
"Evet, parçasıyız." dediler.
"Oh yeah, we are."
Dediler ki : Bir tane de insansız hava aracı seferi yap.
Put in one UAV tour, they said.
Gerekiyor dediler ama öğrenmedim.
Absolutely not. They said I did, but I didn't.
Bobby, sen heyecanlandığın zaman heyecanlandığımı biliyorsun ama hava durumunda % 10 şans var dediler.
Bobby, you know I get excited when you get excited, but the news report did say "10 % chance."
Ne dediler?
What... what did they say?
Ne dediler?
What did they say?
Sonra da bana "Zenbiyen" dediler.
Then they called me a "Klon-Dyke Bar."
- Öyle mi dediler?
They said that?
İçerideydim, çocuklar Batuk'a ne dediler bilmiyorum ama sonrasında homurdanarak, Dev'in işini bitireceğini söyledi ve çekip gitti.
I was inside... I don't know what the guys said to Batuk he's left blabbering that he's going to finish Dev and carve a place for himself so I need you to handle it...
- Ne dediler?
- What... what did he say?
Ne dediler?
- What did they say? - I don't know.
Yanında artı birini getir dediler.
They said I had to bring a plus-one.
Buna da "Ölü Türlerin Yürüyüşü" dediler.
They call their theory "Dead Clade Walking."
Başta biraz "eve getirdiğin bu insan da kim?" falan dediler.
That's... it started off with,'Who's this human you're bringing into the house? '
FBI dosyalarını izliyordum ve muhbir ücretleri ödendi dediler.
I was watching the FBI files... and they said... informants get paid.
Uğraşın ve köprüyü tutun dediler.
They said, try and hold the bridge.
Ortadan kaybolduğunda birkaç güne döner dediler.
When she disappeared, they said she'd be back in a few days.
Ona yapılacak en nazik şey öldürmek, dediler.
They said the kindest thing is to just kill it.
Ne dediler?
What'd they say?