Delikanlılar Çeviri İngilizce
522 parallel translation
- Delikanlılar kılıç kullanın.
- Use knives, lads!
Ben sizin gibi delikanlıları severim.
I like little boys like you.
Merhaba delikanlılar!
Hello boys!
Zavallı delikanlılar.
You poor boys.
Bu genç delikanlılar, evli bir kadını çantada keklik görüyorlar ve kocalarının umursamamasını bekliyorlar.
These young bucks expect a married woman to be a pushover and the husband to look the other way.
Yakında o delikanlılar olun.
Make it soon lad.
Cesur delikanlılarımıza katılacağım.
I'm going to join up with our brave lads in gray.
Delikanlılar suç işlendiği gece içkili olduklarını inkar ettiler mi?
Did the boys deny they'd been drinking on the night of the crime?
Bir yaz gecesi delikanlılar, güzel bir kızın penceresinin altına orkestra getirirdi. Bir flüt, arp, keman, viyolonsel, kornet, bas viola yıldızların altında müziklerini yapardı.
Of a summer night young men would bring an orchestra under a pretty girl's window and flute, harp, fiddle, cello, coronet, bass viol would presently release their melodies to the dulcet stars.
Günaydın, delikanlılar.
Good morning, boys.
Yarım saat sonra, kasabadaki bütün delikanlıların o kızı öptüğünü öğrendim.
Half-hour later, I found out every boy in town had also kissed the girl.
Kellelerini kurtarmak için hala bir şansları varken anlaşmaya yanaşmayacak kadar aptal olan öteki heriflerin yanına seni gömecek olan delikanlılar da çakacak.
So will the boys who bury you alongside the others who were too dumb to make a deal while they still had a chance to save their necks.
Delikanlılar.
Boys.
Sabaha karşı, cinayete teşebbüs eden delikanlılar yakalandı.
By dawn, many minor wrongdoings had been uncovered... and a few incipient felonies.
Kasabanın iyi delikanlılarından biri cinayete kurban gitti.
One of the finest boys in this town has been murdered.
Antonio'yla beraber bütün iyi delikanlılar tutuklandılar.
All the best young men have been arrested... along with'Ntoni.
- Siz delikanlılar bunun hakkında bişey bilemeyeceksiniz
You youngsters wouldn't know anything about that.
Pekala, delikanlılar!
All right, boys!
... Kızlar ve delikanlılar...
... boys and girls...
Saygıdeğer insanlardı - mağaza sahipleri, genç delikanlılar...
They were respectable - shopkeepers young men
delikanlılar uyuyarak büyür, ama sen öyle istiyorsan sen bilirsin.
Youngsters grow sleeping, but you do what you want to.
Kızılderili delikanlılarının yaptığı gibi... bağırmamayı öğreneceksin.
That's the way Indian youngsters learn not to cry.
Okullu bütün delikanlılar bunun gibi.
All those youngsters from the Point are like that.
Delikanlılar bol bol uyumak ister.
I know young bloods look for a time of rest.
Değil mi delikanlılar?
Eh, lads?
Benim bir imzamla delikanlılar savaşa gidiyor. Bazıları ölüyor... bazıları kolsuz, bacaksız kalıyor.
I sign my name and boys go out and some die... and some live helpless without arms and legs.
Ve siz delikanlılar, tüfeklerinizi yanınızdan ayırmayacaksınız.
And you lads keep your rifles about you.
Görüşürüz, delikanlılar.
Well, see you, boys.
Hey, delikanlılar!
Hey, boys!
İl meclisi siz delikanlılar için gerçekten endişeleniyor ve ben de öyle.
The town council is real worried about you boys and so am I.
Bir zamanlar, siz delikanlılar beden ve ruhu canlı tutmak için yeterince altın çıkardınız, fakat son zamanlarda değil.
Now, once upon a time, you boys mined enough gold to keep body and soul alive, but not lately.
Öyleyse delikanlılar nerede?
Then where are the boys?
Merhaba, delikanlılar.
Howdy, boys.
Nereye gitti, delikanlılar?
Where did he go, boys?
Delikanlılar, bana söylemediğiniz bir şey var mı?
Boys, is there something you're not telling me?
Onlarsız delikanlılar Ne yapar sanıyorsun?
Without them What would little boys do?
Benim evdeki delikanlıların kışın bile ayakkabıları yoktu.
My little chaps at home never even had shoes last winter.
Yoksa, bölgedeki bütün Kızılderili delikanlılar başımıza üşüşür.
- Play along with... If we don't we're apt to stir up every buck in the country.
Diyorum ki, delikanlılar bir hayli yürekli.
Oh, I say the kid's got a lot of spirit.
Ben size günde 2 dolara bu ülkedeki en büyük, en güçlü ve sağlam görünümlü delikanlıları bulabilirim.
I'll get you the biggest, strongest best-looking bucks in this country for two dollars a day.
Onların normal, sağlıklı delikanlılar ve normal genç kızlar olduğunu. Hayır mı?
They're normal, healthy boys and normal, healthy girls.
Delikanlılar delirdiği zaman bütün kızların başına aynı şey geliyor.
That's what happens to girls who go wild and boy-crazy.
Bu arada ilkbahar geldi. Delikanlıların ilkbaharda neler yaptıklarını iyi bilirsin.
You know what happens to a young man's fancy in the springtime.
Teşekkürler delikanlılar.
Thanks, guys.
Senin yazılarını takip etmekteyiz, delikanlı.
We've been watching your writings, young man.
Eğer genç ve delikanlı olsaydım, Red Shirt gibi, Cheyenne savaşçılarının önünde gösteriş yapmak için, konsey ateşinde oturur,
If I was a young hotblood like Red Shirt, anxious to show off in front of them Cheyenne Dog Soldiers,
Delikanlılar, eğlenceye var mısınız?
Bienvenidos a Mexico...
# Delikanlılar memnuniyetle gidecek savaşa seni görünce #
Or at least tell me why.
- Haydi delikanlılar!
Come on, lads!
Delikanlı dışarı çıktığında yaşlı adam, "Yaşlılar neden çok erken kalkarlar?" diye düşündü.
The boy went out and the old man thought, " Why do old men wake so early?
Arthur Reardon? Gecekondu hayatının yoksulluğundan ve baskılarından muzdarip bir delikanlı.
A young man so crippled by the pressures and poverty of slum life that...