Deuce Çeviri İngilizce
639 parallel translation
Nasıl yukarıya çıkacağım bilmiyorum ama...
I don't know how the deuce I'm going to get up'em, but...
- Sen orada ne yapıyorsun?
- What the deuce are you doing there?
Bunu da hemen nasıl anladın?
So how the deuce did you know what that meant?
- Neden ikili oynamıyorsun?
- Why don't you play the deuce?
Allah aşkına bunu neden en başta söylemedi ki?
Why the deuce didn't he say so in the first place?
Bu oyunda elindeki herhangi bir çift kart tek astan iyidir.
[Laughing] A deuce in the hole in this game is good as an ace.
Ne haltlar karıştırdınız?
How'd that deuce get there?
Burada neler oluyor?
What the deuce is the matter here?
Ne istiyorsun?
What the deuce do you want?
İkiliyle, ası bile ayırt edemez.
He won't know an ace from a deuce.
Gettysburg de neresi?
Where the deuce is Gettysburg?
Ne olmuş olabilir?
What the deuce could have happened?
Rica etsem bu şeyler neyin nesi açıklar mısın?
Would you kindly explain what the deuce this item means?
Onu ne diye çağıracaksınız ki?
What the deuce do you want to call her for?
Ne diye benden bir referans istiyorsun?
What the deuce do you want a reference for?
Evin bu kısmında ne arıyorsunuz?
- Yes, sir? What the deuce are you doing in this part of the house?
Aramayacağına adım gibi eminim.
A deuce'll get you four she won't.
İki çanları çalana kadar toz kalkmaz.
The dust don't start rising till deuce-a-bells.
- Saat ikide.
- Deuce-a-bells.
İki mi dedin!
- The deuce, you say?
Berabere.
Deuce.
Deuce.
Deuce.
Maça ikili.
Deuce of spades.
Pete Harris ile birlikte Juliet'te zar atmıştık.
Pete Harris and me did a deuce together at Joliet.
Haydi yavrum yedi.
A seven for Daddy, five deuce.
Kupa ası.
Deuce of hearts.
- Ne yapıyorsunuz?
- What the deuce are you doing?
Bir'li ile ikili arasındaki farkı bilebilecek kişi bize katılabilir.
Anyone who can tell the difference between an ace and a deuce is welcome.
Cezam bitmek üzere.
I got less than a deuce to go.
Altı, eş, beşlik on, üç.
Six, deuce, pair of fives... ten, three.
- Nasıl bir ikili?
- Any kind of deuce?
Herhangi bir ikili.
Any kind of deuce.
İşle ilgili makul şeyleri bile, kabul ettirmekte zorlanıyorum bugünlerde. Yabancı birisiyle evlenen bir İngiliz olduğum için.
I had the deuce of a job persuading them that it was the accepted thing nowadays... for an Englishman to marry a foreigner.
Al, iki doları.
Here's your deuce.
İkiyle artırıyorum.
Uh, I'll open for a deuce.
- As, ikili.
- Ace, deuce.
Dört papaz... ve bir joker.
Four kings... and a deuce.
Joker değil.
No deuce.
Ne oluyor buna?
What the deuce is the matter with him?
İkili.
Deuce.
Bir numaraya bir ikili.
A deuce to the man.
Kara dul, kupa vale, kupa kız, kupa iki, bir siyah kız daha...
Black widow, jack of hearts, queen of hearts, deuce of hearts, another black queen...
Papazın yanına üçlü, kızın yanına ikili, yedinin yanına bir yedi daha, iki yedi etti.
King gets a three, queen, deuce, seven, pair of savannahs right here.
İkilinin yanına dörtlü.
Deuce gets a four.
Papazla üçlü, yanına bir dört. Kızla ikili, yanına beş. İki yedili bir vale alır.
King, three, you got a four, queen, deuce, gets a five... and a pair of sevens gets a john.
Bir tane kundaklı havan.
One 4-deuce.
Kupa kızı, ikili, dörtlü, polise maça ası. Konuşun.
A red lady, a deuce cuatro, a big ace for the policeman.
İkili.
- Deuce.
İhtiyacın olan ya papaz ya da ikili, gece hariç, bir kıza ya da dörtlüye ihtiyacın olduğunda.
No, what you need now is either a king and a deuce, except at night, of course, when you'd need a queen and a four.
Bunu dünyada kaçırmam.
When he gives the game away to the ambassadress, there'll be the deuce of a row. I wouldn't miss it for the world.
Kupalar berabere.
Deuce of hearts!