Dipshit Çeviri İngilizce
447 parallel translation
Senin için de herşey kötüye gidecek.
That goes for you too, dipshit.
Seni götü boklu mağara adamı!
You Neolithic dipshit!
İşte sana karşıt görüş seni bok herif.
Here's your opposing viewpoint, you video dipshit.
Sana yolu tarif edeyim it herif.
I'll give you directions, dipshit.
Kör olası, iğrenç, aptal Rodriguez yuvası!
God damned dipshit Rodriguez gypsy dildo punks!
Bu düğüne gitmem lazım ve de prenses gibi olmam gerekiyor bu boktan nedime elbisenin içinde.
I have to go to this wedding and look like miss pretty princess... In this dipshit's bridesmaid's dress.
Boka battın oğlum!
Dipshit!
"Hıyar Knight" kulağa hoş geliyor.
"Dipshit Knight" has a nice ring.
Long Islandlı bir salak.
A dipshit from Long Island.
Bak sana ne diyeceğim, pislik, eğer kurallarımı beğenmiyorsan, buraya kadar gelip popomu sevebilirsin.
I'll tell you what, dipshit, if you don't like my policies, you can come down here and smooch my big old white butt
O bok herife defolmasını söyle.
Tell that dipshit to get fucked!
Pekala pislik... 5 numara nerede? Ona ne yaptın?
All right dipshit... where's Number Five?
Siz ordudan değilsiniz değil mi? Balinalara torpidoları toplatmayı ya da bazı aptalca işleri yapmayı öğretmeye çalışan?
You're not from the military, are you, trying to teach whales to retrieve torpedoes or some dipshit stuff?
Hayır bayan aptalca işler değil.
No, ma'am. No dipshit.
Peki içlerinden gönüllüler falan mı seçeceksin?
You wanna volunteer for dipshit detail?
- Lipsey, seni geri zekalı.
- Lipsey, you dipshit.
O benim kapım, pislik!
That's my door, dipshit!
Sersem!
Dipshit!
Onun boktan sorularına cevap vermek zorunda değilim.
I don't have to answer his dipshit questions.
Sersem herif, yürüsene!
Dipshit, move it!
- Ne arıyorsun burada pislik?
What are you doing here, dipshit?
Kulağa pislik gibi geliyor.
Sounds like a dipshit.
Dilenciyi bırak, bok torbası!
Let the bum go, dipshit!
Defol, seni küçük pislik!
Fuck you, you little dipshit!
Pislik?
Dipshit?
Yakala şunu.
Grab this guy. I can't believe he called me a dipshit.
Şimdi pislik kimmiş... şeni gerizekalı herif?
Now who's the dipshit you jock douche bag? Get him off me!
Bu rezilliklerle sende uğraşsan, sende kafayı sıyırırdın.
You'd be paranoid, too, if you had a dipshit like this following you.
Bu rezillikler seri katil konusunda uzmanı yapar.
This dipshit happens to be an expert on serial killers.
Okay, bok çukuru, Senin sıran.
Okay, dipshit, your turn.
Cepte biraz para olması, ne dediğini bilmeyen bir aptalı dinlemekten daha iyidir.
Keep a little change in my pocket. Rather than listening'to some dipshit who doesn't know what he's sayin'.
Pislik.
Dipshit.
Pislik.
Dipshit!
Şurayabak.
Look at this dipshit.
- Burada ingilizce konuşuyoruz, ne dedim ben az önce?
- Am I speaking English, dipshit?
Yok ol, dümbük.
Get lost, dipshit.
Baba bunu "Bay baş belası" buradayken yapmak zorunda mıyız?
Do we have to do this with Captain Dipshit here?
- Belki de Miami'den hiç çıkmadığın içindir beyinsiz herif.
Maybe that's because you've never been out of fuckin'Miami, dipshit.
- Miami'den hiç çıkmayan beyinsiz.
I'm the dipshit who's never been out of Miami.
Demek ki onlar beceriksizmiş.
You must've worked some dipshit crews.
Şerif ve Deputy salağı da geldiler.
Sheriff and Deputy Dipshit showed up too.
Sinirlenmeyeyim diyorum ama bu bok çuvalına baktıkça tepem atıyor.
I'm trying to chill, but Daddy-dipshit won't let me!
Aptalca bir şey yaptırma dedik değil mi, Hödük!
Where were you that time, dipshit?
- Bul onu pislik.
Find her, you dipshit! Get up!
Penn'e gitmek istiyorsan, tek başınasın, dipshit.
So if you're gonna go to Penn, you're on your own, dipshit.
Gerçek Orgazmo yok, seni bokbeyinli.
There is no real Orgazmo, you dipshit.
İçine düştükleri bu boktan durum yüzünden bu adamları askıya alamazsın.
- Look, Leo, you cannot keep suspending these guys because they slap some dipshit around.
9 parmaklı bir karıyla sikişiyorsun ha? Siktim seni siktim!
Fucking dipshit with a nine-toed woman!
- Bu bir cürüm, pislik!
- That is a felony, dipshit!
- Bana pislik mi dedin?
Did you call moi a dipshit?
Siktiğimin karısı elinizde falan değil, Bok çuvalları!
You don't have the fucking girl, dipshit.