Dirtbag Çeviri İngilizce
373 parallel translation
İnternet sitelerinde ve muhabbet odalarında seksi bir Afrikalı hatunun kocaman bir tane bok çuvalını perişan ettiği konuşulsun da o zaman gör.
You wait till the blogs and chat rooms... start hyping the fact that this right-wing dirtbag just got wasted live... by a hot African chick with a nice rack.
Yine de o pislik herife kaçtın!
Yet you eloped with that dirtbag!
Bu pislik benimle çekişiyor.
This dirtbag's gunning for me.
Senin adın ne gerzek?
What's your name, dirtbag?
Gerzek mi?
"Dirtbag?"
Çekil oradan gerzek. İlk önce ben.
Move it, dirtbag. I'm first.
Kıpırdama gerzek!
Don't move, dirtbag!
- Kıpırdama pislik!
- Don't move, dirtbag!
İğrenç herif!
Dirtbag!
Yoo, O sıradan bir pislik.
No, he's just a regular dirtbag.
Tanrı aşkına Miller, kılıbıklığı bırakıp... o alçağı gösterir misiniz?
For God's sake, Miller, will you take your balls out of your wife's purse... and finger the dirtbag?
Kıpırdama bok çuvalı!
Don't move, dirtbag!
O pislik herif onu dışarı çıkarıp öldürdüğünde neredeydi?
When that degenerate dirtbag took her out of the alleyway and killed her?
- Yalan söylemiyorum.
- You dirtbag.
Demin konuştuğum şu pisliği görüyor musun?
See that dirtbag I was talking to down there?
Pislik torbası.
Dirtbag.
Çekil önümden bok çuvalı!
HOOKS : Out of my way, dirtbag!
Bu feci mahallede sıcak bir yaz daha geçiremeyiz.
We gonna spend another boiling summer playing dives in this dirtbag neighborhood?
Ama bu puştun yüzünden hapisteyiz!
But we're on the run because of this dirtbag!
Pekala, Cookie Man, seni pislik torbası. Haydi başlayalım.
Okay, Cookie Man, you little dirtbag, let's get this show on the road.
Senin gelmişini geçmişini.
Fuck you, you dirtbag sack of shit.
Sen hala bir suçlusun.
You're still the dirtbag criminal.
Senin gibi bir adamla bir dağda kalma ödülü.
To run on a mountain with a fuckin'dirtbag like you!
Kıpırdama! Pislik herif!
Freeze, dirtbag.
O pisliği tam iki yıl boyunca kovaladım... Tam onu yakaladığım zaman da beni bir buz küpüne tıktınız.
I tracked that dirtbag for two years and when I finally bring him down you turn me into an ice cube.
Dinle pislik torbası.
Okay, dirtbag.
Bunu yala, edepsiz!
Suck on this, dirtbag!
Pislik torbası beni açık mahkemede tehdit etti.
The dirtbag threatened me in open court.
Bu pislik o kadar kolay kurtulamayacak.
This dirtbag don't get off that easy.
Ya hala beni ve annemi terkeden çöp torbasıysa?
What if he's still the dirtbag who ran out on my mom and us?
Seni serseri pislik.
You slime-sucking dirtbag.
Bu pislik torbasını götürüyoruz.
We're putting this dirtbag away.
O pisliği daireme getirmene ne sebep olmuş olabilir diye düşünüyorum.
I think, what could've possibly possessed you to take that dirtbag home to my apartment?
Pis herif!
He's a dirtbag!
Lanet olası karımın birlikte kaçtığı o lanet olası aşağılık herifi bulmanızı istiyorum. Çünkü yakaladığımda... onun lanet olası testislerini koparacağım.
I need you to fuckin'find that dirtbag that fuckin so I can cut his fuckin'balls off, man.
Bugünlerde insanlar jürilere gülüyor.
- What? - The dirtbag is over there.
Pislik!
Dirtbag!
Onunla karşılaştığımda kendini basılmış gibi hissetti. Onu bir pislikmiş gibi görmeme dayanamadı.
He didn't want me to think of him as a dirtbag, so he asked me out again.
Jüri onun bir pislik olduğuna karar verdi.
They called him a dirtbag. This was a good result.
Ellerini kaldır, pislik!
Reach for the sky, dirtbag!
O pislik torbaları erteleme alamaz.
THAT DIRTBAG'S NOT GONNA GET AN EXTENSION.
O bokçuvalı Fry gizli gerçeği biliyor olmalı.
That dirtbag Fry must know their secret.
Son gördüğümde, Darkon adında bir pislikteydi.
Last I saw, it was sticking in a dirtbag named Darkon.
Gelip al hadi!
Come get her, dirtbag!
- Pis bir herif savcılık başsavcılık ofisinden pis bir herif bana "hapis" sözcüğünü kullandı.
- Some dirtbag... dirtbag... from the attorney general's office... had dared to mention the word "jail."
Onlarla takılmaya başladığında senin için kötü hissetmiştim çünkü pisliğe dönüşmeye başladığını düşünüyordum.
You know, lindsay, when you started hanging out with them, I felt kinda bad for you Because i thought you were gonna turn into a dirtbag.
Sorun senin suratın, pislik.
- My problem is your face, dirtbag.
Seni yalancı, düzenbaz, pislik herif.
You lying, cheating, dirtbag jerk.
Hyde, ilk başlarda babanın pis herifin teki olduğunu düşünüyordum. Fakat sonra pislik herifin teki ile Yılın Babası arasında ince bir çizgi olduğunu fark ettim.
You know, Hyde, at first I thought your dad was a real dirtbag... but I've come to realize that there's a fine line... between dirtbag and Father of the Year!
Çıkmaz sokak, bok çuvalı.
Dead end, dirtbag.
Çöp torbası alarmı.
Dirtbag alert.