Dismissed Çeviri İngilizce
3,096 parallel translation
Malum, ceset olmadan, savunma tarafına karşı bağımsız bir yargılama yapılamaz Adli Tıbbın da görevi kötüye kullanmadan sorumlu tutulduğu düşünülürse, Ramsey Lawton'ın davasının düşmesi için yarın sabah müracaat edeceğim.
Well, without a body, the defense can't perform an independent examination, and given the recent misconduct at the coroner's office, I have no choice but to request to the judge tomorrow morning that the Ramsey Lawton case be dismissed.
Dava düştü ama okul hâlâ kendini toparlıyor.
The case was dismissed, but the school's still recovering.
Dava kapandı.
Case dismissed.
Kovdur beni.
Get me dismissed.
Jaikant Shikre polis memurunu kovdu.
That Jaikant Shikre dismissed a police inspector.
Yani bu davadan kurtulana kadar yüzbaşı Raydor'la tam işbirliği yapacak ve hem bu konuda, hem de diğer sanıkların şikayetleriyle ilgili suçlamalarda, tartışmaya girmekten kaçınacaksın.
So, while we're fighting to get these charges dismissed, you will fully cooperate with Captain Raydor and refrain from discussing either the subject of this article or the allegations in the complaint with other defendants.
Onun bu yaptığına ne kadar kızarsanız kızın eğer bu hukuk davasını bırakmasına izin vermeyecekseniz bu dava reddedilene kadar onu asla kovamazsınız, hatta rütbesini bile indiremezsiniz.
No matter how upset you are with her about this, if you won't let her quit over this civil suit, you will never fire her or even demote her until this case is dismissed.
Dağılabilirsiniz.
Class dismissed.
Ancak bunun, daha derine inmeyen, yüzeysel farklılıklardan öte olduğu düşünülmüyor uzun zamandır.
But it's also long been dismissed as a superficial difference, no more than skin deep.
Derse girmem gerek, bunu kesinlikle yapamam
Class dismissed. I've got more important business to attend to. See you tomorrow!
O zaman resmi olarak serbestsin. Akşam için.
Then you are officially dismissed for the evening.
Peki, ya onların başvurusu kabul olursa ve dava kapatılırsa?
Okay, what if they win the motion and the case gets dismissed?
Kalanlar gidebilir.
The rest of you are dismissed.
Çıkabilirsin.
You're dismissed.
Çekilebilirsin.
You're dismissed.
Kovulduğum hakkında karar verilmedi henüz.
There was no decision yet that I was dismissed.
# Ders boşverildi #
Class dismissed!
Bunu halledeceğim.
I'm gonna get it dismissed.
Bu dava düşmeli.
This case should be dismissed.
Sınıf dağılmıştır.
Class dismissed.
Bunu tekrar düşünmek için iki gününüz var, çavuş.
Produce your informant, or this case is dismissed.
Serbestsiniz.
You're all dismissed.
Azledildi.
He dismissed.
Bu nedenle ben, bu davanın düşürülmesini talep etmekteyim, çünkü bu kitap bir uyarıdır.
I, therefore, ask that this suit be dismissed because this book, Your Lordship, is a warning.
Dava düşürüldü.
Case dismissed.
Kono birimden atılmış ama.
Kono was dismissed from the force.
Onu elemiştik çünkü fidye talebi olmadı ama para kazanmanın başka yolları da var.
We dismissed it because there was no ransom demand, but there's other ways to get money.
Muhbirinizi gösterin, yoksa dava kapanır.
Produce your informant, or this case is dismissed.
Dava hüküm verilmeden düşmüştür.
This case is dismissed without prejudice.
Görevine son verildi.
Dismissed.
Davaları düşürürüm, evrakları kaybederim ve ne yaparsanız yapın görmezden gelirim.
I'll make cases dismissed, documents lost, and I'll turn a blind eye to whatever you do.
Jerzy Aulich, Banka Müdürü, 11 Ocak 1982 tarihinde görevinden alındı.
Jerzy Aulich, Bank Director, dismissed Jan. 11, 1982
Ona inandılar. Şaka olarak düşünmüyorlardı.
They believed her it wasn't like they dismissed her as being a whack-job but...
Dağılabilirsiniz.
Dismissed.
O okuldan kovulduktan sonra üç yıl işsiz kaldınız, değil mi?
You were dismissed by the school and was unemployed for 3 years.
- Dağılabilirsiniz.
Class dismissed!
Çekilebilirsiniz.
You're dismissed.
- Ve ben de çekilebilirsiniz dedim.
- And I said you're dismissed.
Ama biz davanın kesin olarak düşmesini istiyoruz.
But we ask that the case be dismissed with prejudice.
Haksız yere işten çıkarılan üniversite profesörlerini savunmada en iyisi bendim.
I used to be the best in defending wrongly dismissed university professors.
Hakim, eşimi işten çıkaranlarla aynı okuldan mezunmuş.
The judge graduated from the same school that dismissed him.
Talep reddedildi.
Motion dismissed.
Ne demek reddedildi?
What do you mean,'dismissed'? !
Talebiniz reddedildi.
Your motion is dismissed.
Doğrulama talebi bugün reddedilmişken, bu konuyu ne ara seninle görüşebilirdim?
How am I supposed to discuss I with you when the verification request was dismissed today?
Reddedilmesini bekliyormuş gibisin.
It sounds like you were waiting to be dismissed.
Bu parametrelerin dışında olduğu için, talep reddedildi.
As it's outside these parameters, motion is dismissed.
Talep reddedildi.
Summons dismissed.
Bu talebi reddetmiştim zaten.
I have already dismissed this summons!
Halihazırda reddedildikleri gerekçesiyle, talep reddedilmiştir.
Dismissed on the grounds that they've already been dismissed.
Talebi reddettiğiniz halde neden soruyorsunuz?
Why are you asking when you already dismissed this motion?