Dodo Çeviri İngilizce
247 parallel translation
Ona güvenmiyorum dada.
I don't trust him, dodo.
- Şimdi, dinle dümbük!
- Now, listen, dodo!
Yaşlı bir moruk olmasa, ben bilirdim ona yapacağımı.
If he weren't an old dodo, I'd take it out of his hide.
O hayatımda gördüğüm en sert adam,... beni de Box H'ten kovdu.
He's the kickinist-off dodo I ever seen, he run me of the Box H.
- Ne tarafa, Dodo?
- Where away, Dodo? - Dodo?
- Dodo? Sancak tarafına üç ölçü.
Three points to starboard.
- Yo-ho-ho ve bir şişe deniz.
Mr. Dodo.
- Bay Dodo! Lütfen!
Please.
- Evet, ama- - - Pekala arkadaşlar, hadi onu tutalım.
- [Dodo] All right, let's have it now.
Geç kaldım! - Geç kaldım! Geç kaldım!
- [Dodo] Don't step on the fish.
- Balığa basma! Dikkat et!
[Dodo] Watch it.
Bir canavar, Dodo! Evimde, Dodo. Oh, benim zavallı, küçük evim.
- [Rabbit] A monster, Dodo, in my house.
Şu budala mı?
That old dodo?
Dodo Köyü'ndeki Monji'den daha alçak biri olabilir mi acaba?
Could there be anyone more contemptible than that Monji of Dodo Village?
Boris BYSTROV as Aladdin Dodo CHOGOVADZE as Boudour
Boris BYSTROV as Aladdin Dodo CHOGOVADZE as Boudour
"Hızlı Öğren" beni bir hoca olarak demode kıldı.
" Speed Learn'has made me as obsolete as the dodo.'
Bana bak, aptal şey.
Listen, you dumb dodo.
Çift kanatlıların nesli neredeyse tükendi.
The biplane is as dead as a dodo bird.
İspanya pandispanyası seni!
You dago dodo!
Olamaz!
An absolute dodo bird.
Ekipmanları Dodo uçağıyla taşıyacağız.
We will transport the equipment with a beaver plane.
Çünkü yağsız ; senin için de zararlı değil, tatlım.
Because it isn't greasy, doesn't mean it's bad for you, dodo.
Tam bir aptal, kuş beyinli, tam bir geri zekalı.
Yeah. No one but a real dodo, a cuckoo bird, a total loon.
Yönetmen : Dodo ABASHIDZE Sergey PARADZHANOV
Directed by Dodo ABASHIDZE Sergey PARADZHANOV
DODO ABASHIDZE
DODO ABASHIDZE
Üç ay içinde, nesli tükenmiş dodo kuşu kadar ölü olacak.
In three months time he'll be dead as a... dead dodo.
Sanırım beni aptal sandılar.
I think they thought I was some kind of dodo.
- Evet, işi bitik bir kuş. Dodo gibi.
- Yeah, a loser bird.
- Bizimle çok iş yaptı.
A dodo. - He gave us a lot of business.
"Ani l'dodi, ve dodi li" yazıyor.
It says : Anti... vie dodo li.
Ve sen bana, Sparky'nin ona "Dodo" diye seslendiğini de söylemedin.
and you didn't tell me... that sparky called her "dodo."
Dodo mu?
uh, dodo?
"Umarım Dodo'm başkasını bulmuştur."
"i hope my dodo finds somebody else."
Benim küçük Dodo'm mu?
my little dodo?
Geçen gün bana söylediğin şeyi Dodo'ya da söyle.
tell dodo what you told me... the other day.
Dodo, karşına çıkan adamdan hoşlanıyorsan,.. ... onunla olmalısın.
dodo, if you should meet a man you like, well, go for it.
Gerçekçi bir durum ortaya çıkınca da dodo kuşu olurum.
When it comes to practical matters, I'm a dodo.
Şöyle demen lazım Baldrick, "bir dodo kuşu kadar"...
The expression, Baldrick, is "as a dodo"...
Bir dodo kuşu kadar.
Dead as a dodo.
Mükemmel bir Flanders olduğu için...
Perhaps this energy conservation fad is as dead as the dodo. - [Screaming, Buzzing Continue] - No!
O tarih olduğunda ben sağlığıma içeceğim.
I'm going to be drinking my own health when he's gone the way of the dodo.
Aletlerini kaldırıp etrafta dolanıyorlar. Yanındaki kıza asılıyorlar.
They put a wire around your dick and lead you around like Dodo the dog.
Belki de şu enerji korunumu hevesi sona ermiştir.
Perhaps this energy conservation fad is as dead as the dodo.
Bir çorabını pencereden sallandırıp son dodo kuşunu da haklamayı denesene.
Why don't you throw one of your socks out the window and try for the last dodo?
Son dodo kuşunun ben olduğuma inanıyorum Peg.
Well, I like to think that I'm the last dodo, Peg.
Dodo kuşu yaklaşık 90 cm boyunda, uçamayan ve yılda bir kez yumurtlayan büyük bir kuştur.
The "Dronte" was a big bird, about three feet high, unable to fly... and laid just one egg a year.
- Tarihe karıştı.
- As dead as a dodo.
Hararetli görünüyor.
[Dodo] Look lively.
Dodo mu?
- Dodo?
Sen aptalın tekisin.
You're such a silly dodo.
Dodo.
Dodo.