Doin Çeviri İngilizce
9,921 parallel translation
Burada ne yaptığımı bilmiyorum.
It's late. I don't know what I'm doin'here.
- Ne yapıyorsun?
What're you doin'?
- Ne yapıyorsun?
What are you doin'?
Her şey yolunda mı?
Doin'okay?
Nasıl gidiyor?
- Mmm-hmm. - How you doin'?
Eşi bir ay önce toprağa gömülmüş bir adam için gayet iyiyim.
For a guy who buried his wife a month ago, I'm doin'okay.
Ne yapıyorsunuz?
Hey, hey, hey. What are we doin'?
Sen bunu yapıyorsun.
You're doin'it.
- Ne yapıyorsun nelerdir?
- What are you doin'?
Burada ne yapıyorsun?
What are you doin'here?
Ne halt ediyorsun?
What the hell you doin'?
Nasıl gidiyor peder?
How ya doin', padre?
Ne yapıyorsun?
What are you doin'?
Nasıl idare ediyorsun?
How you been doin'?
- Ne yapıyorsun?
- What are you doin'?
Ne yaptığımı zannediyorsun?
What do you think I'm doin'?
Ne yapıyormuş?
How's he doin'?
N'apıyorsun?
Whatcha doin'?
Ne yapıyorsun?
Whatcha doin'?
- Nasıl gidiyor dostum?
- How you doin', man?
Kızlar her şeyi birlikte yapıyor. Tuvalete birlikte gitmeler, dedikodular kendileri hakkında dedikodu yapan kızları tuvalette öldürmeceler.
Girls always be doin'things together, like goin'to the bathroom and gossipin'and killin'other girls for gossipin'about them in the bathroom.
Sasha, Jordan sevişmiyor diye böyle yapıyorsa Sasha'yı, Jordan'ın seviştiğine inandıracaksın.
If Sasha's doin'this because she believes Jordan's not havin'sex, you gotta make Sasha believe that Jordan is.
Nasıl gidiyor?
How ya doin?
Nasılsınız?
How you doin'?
Hey cocuklar orada iyimisiniz?
You guys doin all right down there?
ne yapiyorsun adamim?
What are you doin', man?
Ne var ne yok?
How are we doin'out there?
Bendede ayni
I'm doin'about the same.
Ne yapmaya calistigini bir düsün
See, the thing about what you're doin',
Hadi bunu da geçtim, toplum için...
And on top of that, we doin
- Hey, zenci, niye arkamdan... sessizce yaklaşıyorsun, adamım? !
- Hey, nigga, what you doin sneaking up behind me like that, man?
- Nasılsın?
- How you doin'?
- Ne yapıyorsun lan sen?
Fuck are you doin'?
Bu babasının işi.
This is her father's doin'.
Nasıl gidiyor Smitty?
How ya doin', Smitty?
O takma adı Gözcü Operasyonu'ndan beri duymamıştım.
I haven't heard that nickname since Mission Sentinel. I'm doin'good.
İyi misin peki?
Doin'okay?
Ne yapıyorsun?
What you'doin?
- Neden planın çoktan uygulamaya geçmiş gibi hissediyorum?
- Why do you feel now'doin'that?
Ne yapıyorsun burada?
What are you doin'here?
Nasılsın tatlım?
How you doin', sweetheart?
Nasıl gidiyor?
How you doin'?
Bilmiyorum baba, ne yaptığımı bilmiyorum.
I don't know, Dad, I don't know what I'm doin'.
Ne yaptığını sanıyorsun be?
What the hell do you think you're doin'?
N'abersiniz?
How you doin'?
Kolay olmadı ama artık döndüm.
Took some doin', but I'm back now.
- Ne yaptınız?
- What you doin'?
İyi misiniz?
How are you guys doin'?
- Kabul ediyor!
- He's doin'it!
Burada ne yapıyoruz, Smitty?
What are we doin'here, Smitty?
- Tam olarak ne yapacağız?
What exactly are we doin'about it?