Duruyoruz Çeviri İngilizce
1,539 parallel translation
Duruyoruz!
Full stop!
Duruyoruz.
Full stop.
Bize karşı duruyorlar Çünkü biz onların yollarının üstünde duruyoruz.
They stand against us because we stand in their way.
Saatten saate olgunlaşıp duruyoruz saatten saate çürüyüp duruyoruz. İşte böyle. "
And so from hour to hour, we ripe and ripe then from hour to hour, we rot and rot and thereby hangs a tale. "
Park edilemeyen yerde duruyoruz!
It's a no-standing zone.
Sence kardeş gibi mi duruyoruz?
Do we look like brother and sister to you?
- Burada duruyoruz.
- We'll stop here.
Sokağı turlayıp duruyoruz!
We're just circling the streets here!
Çocuklar, pentegramın ortasına duruyoruz.
We are standing in the middle of a pentagram.
Neden duruyoruz?
Why are we standing?
Neden ısrarla bu konu üzerinde duruyoruz anlamadım.
I don't see why we have to keep harping on it.
Bağlantısını İspanya'da kaybedip duruyoruz.
And we keep losing his computer's connection in Spain.
Blackjack hakkında neden konuşup duruyoruz ki?
What are we talking about blackjack for?
Nerede yaptıdığını söyledi mi? Çünkü ülke olarak kesinlikle taraf değiştirip duruyoruz.
Did she happen to say where she had them... done, because, I mean, as a country, we are most certainly veering off course.
Arkadaşlığımızı tekrar rayına oturttuk ama tehlikeli konulardan uzak duruyoruz.
We've managed to restore our friendship, though, by staying away from dangerous topics.
fakat hep olduğumuz yerde sayıp duruyoruz.
But we seem to just keep going around and around.
Buna rağmen, kenarında duruyoruz. Hissettiğin duygu bu, öyle değil mi?
Even now, standing on the edge, it's that feeling you get, yeah?
Günün birçok kısmında etrafta dolanıp duruyoruz, ama bir tane bile çıkış tabelası görmedim.
We have been walking around here for the better part of a day and I haven't seen one exit sign.
Neden burda duruyoruz?
Why we stopping here?
Neden onların arkasından iblis gönderip duruyoruz?
Then why do we keep sending demons in after them?
Neden burada duruyoruz?
Why are we stopping here?
Neden duruyoruz?
Why are we stopping?
Issız bir yerde daireler çizip duruyoruz.
Driving around in circles in the middle of the outback.
- Bir kara deliğin altında duruyoruz!
We're standing under a black hole.
Kadınlar toplantısı için gelmiş gibi mi duruyoruz?
Do we look like we're here for the ladies'clinic?
Bu dönüşüm, jeolojik zamanda bir kerede olup bitmiştir ve bizler 1 ya da 2 yüzyıldır bu mahsulü tüketip duruyoruz.
This was formed once, briefly, over geological time. And so, we are using this stuff up over one or two centuries.
Daireler çizip duruyoruz.
We're just running in circles.
- Niye burada duruyoruz?
- Why are we standing here? - He's missing.
Anthony, burada nasıl yaşadığın hakkında yıllardır konuşup duruyoruz.
Anthony, we've been dancing around this for years- - How you live.
Şampanyayla duruyoruz.
We stop at champagne.
Böyle büyük bir savaştayken neden bir pencerenin önünde duruyoruz?
Why are we standing in front of a window during wartime like this?
- Bizde olmayan bir soruşturma hakkında, kullanamayacağımız bilgiler alıp duruyoruz!
So we keep getting information we can't use in a case we don't have.
5 saattir koşturup duruyoruz.
We've been doing this for 5 hours.
Miami Blades'in sahasında duruyoruz.
Standing on the home ice of the miami blades.
House bizi bulamasın diye mi burada duruyoruz?
Are we stopping here so House doesn't find us?
Bao, biz çok kalabalığız ve boş boş dolaşıp duruyoruz.
Bao, we've so many guys hanging around doing nothing,
Neden bunu yapıp duruyoruz?
Why do we keep doing this?
Yeni neslin hareketçi ve yenilikçileri arasında duruyoruz.
We are standing amongst the next generation of movers and shakers.
Adam deyip duruyoruz ama kadın da olabilir.
I know we keep referring to this Unsub as "he", do not rule out a woman.
Yolumuzu bulabilmek için etrafta dolaşıp duruyoruz.
We kinda got turned around on our way to admitting.
"Onlar" dan bahsedip duruyoruz.
We keep talking about "they".
Biz de iteleyip duruyoruz.
We keep pushing through it.
Öyleyse ne duruyoruz!
Well, all right! Let's go!
Evet, bunu söyleyip duruyoruz.
Yeah, so we keep saying.
Onlara öğretip duruyoruz ama asla öğrenmiyorlar, değil mi GG?
Those are my shoes- - of course it's heavy.
Kaderimizde o fotoğrafın içinde olmak... varmış gibi mi duruyoruz...
Did we keep trying to get in as if we were somehow destined to be there?
Ne duruyoruz?
- One of them has a generator.
- Neden burada duruyoruz?
[Muffled tire popping] - Why are we getting off here?
Neden duruyoruz?
Why are we stoping?
Richard. Ne diye sürekli bundan konuşup duruyoruz ki biz?
Richard, why do we have to keep talking about this?
- Neden duruyoruz?
[Tires screech] - Why are we stopping?