Durán Çeviri İngilizce
5,568 parallel translation
Ve tepemde, neden geride kaldığımızı sorup duran bir Vali var.
And I've got the governor in asking why we're behind. Mary's been ill.
Kim bu mesaj atıp duran sana?
Who keeps texting you?
Sonra, bir karavanın yanında duran bir adam gördüm.
And I see this fella, and he's standing by a van.
Ceketinin altında duran silahın suya kapılıp gitme olasılığı çok düşük.
Hard to believe the gun under his jacket would get washed away.
Bu sigaraların üzerinde duran kalbiniz. Sorusu olan var mı?
This is your heart on cigarettes.
Bilgi masasında duran Çavuş Platt ile görüş.
Go talk to Sergeant Platt, front desk.
Görünüşe göre bu odadaki birinin, belki şu anda karşımda duran kişinin Şef Nicolas ile bir ilişkisi varmış ve karısı her şeyi öğrenmiş.
Hmm, turns out someone in this room, maybe someone I'm looking at right over there, had an affair with him and his wife found out all about it.
Duran de hep Gizli Servis'te çalışmak istemiştir, değil mi Duran?
You know, Duran here, he always wanted to be Secret Service. Isn't that right, Duran?
Fusco'nun da yardımıyla, restoranın dışında duran aracı bir kiralık araç şirketine kadar takip edebildim.
With Fusco's aid, I was able to trace the license plate from the SUV outside the restaurant back to a rental car company.
- Bilmen gereken bir şey var, Memur Bey.
Duran. There's something you should know, Officer.
Karşınızda duran bu kadının Kuzey Işıkları olarak adlandırılan suç örgütünün lideri olduğuna dair kanıtları gördünüz.
You have seen the proof that the woman before you was the ringleader of a criminal organization called Northern Lights.
Ama peri bunu reddeder. ve önünde duran koca krallığı göstererek hepsinin yine de onun olabileceğini söyler.
But the fairy refused and showed her all the kingdom that lay before her and said all this might still be hers.
yanımda duran güzel varlık... karım olmayı kabul etti.
The beautiful creature standing beside me... has agreed to be my wife.
Archie Bunker'ın salonundaki televizyonunun bir tüpü geçici olarak eksik olabilir bende de boş boş duran bir likit nitrojen akış cihazı vardı...
Well, uh, the TV from Archie Bunker's living room might be missing a tube, but, you know, only temporarily, and I had the liquid nitrogen stream device laying around...
Selam, bodrumda duran birkaç şeyi getirdik.
- Hey! - Hey-y-y. We brought some things that we had in the basement.
Çünkü şurada duran Doktor Elbow... Massachusetts eyaletinin baş otopsi uzmanı.
Because Dr. Elbow patches over there is the chief medical examiner of the Commonwealth of Massachusetts?
Casus yada değil, kapıda duran cahillerle hırsız - polis oynama fikrini sevmedim.
Spy or not, I don't love the idea of some yahoo at the gate playing jury and executioner.
- Şurada duran Er Weaver!
Private Weaver over there.
- Aslına bakarsan bütün gün evde duran, sıradan suratlı ev hanımı gibi biri olmak istemiyorum.
Yeah, you know, about that, I don't want to be a guy just waiting at home all day like some sort of normal-face housewife.
Kötülüğün karşısında dimdik duran bu erkek ve kadınlar geçen zaman içinde tarihteki hak ettikleri yeri almışlardır.
Men and Women who stood firm in the face of evil and in the years since have taken their rightful place in history.
Evet, tam makinenin önünde duran biri.
Yes, who was standing right in front of the machine.
Suluğunun yanında duran kabzası bantlanmış Beretta'yı diyorum.
I'm talking about the black Beretta with the taped grip you got tucked beside your water bottle.
Sadece sen, elinde bir silah, suratında aptal bir ifade ve duvarda duran beyin parçaların olacak.
It's just you with that gun in your hand, stupid look on your face, and your hash all over the wall.
Ama şimdi acaba uzak duran ben miydim diye düşünüyorum.
But now I wonder if I was keeping my distance from him.
Milyonlarca insan öldürüldü lordum ve onları kadınların durup dedikodu yaptıkları yerin karşısında duran bir taşla mı hatırlayacağız?
Millions of men killed, my lord, and we'll remember them with a stone cross for women to stop by and gossip?
İlaç tezgahında duran eleman düzenli olarak West'in bipolar ilaçlarını yazdırdığınızı söyledi.
Young woman behind the pharmacy counter... she confirmed that you regularly filled the prescriptions used to treat his bipolar disorder.
Kendini övüp duran kız hariç.
Except humble-bragger.
Leonardo, güvertede Osmanlı şehzadesinin yanında duran kadın.
Leonardo, the woman on the deck standing next to the Ottoman prince.
Tabii ben geldiğimde hepsi gitmişti, sadece adam vardı onun da pantolonu bileklerine kadar düşmüş böyle çünkü o belaltı olanlardan giymiş, var ya hemen kıçın üstünde duran.
Of course, by the time I arrive they're well gone and there's just him dangling there with his trousers round his ankles, cos he's wearing those sort of jeans that have come up just below your arse.
Ama oradan gösterişli bir plakadan daha ağırbaşlı duran bir şey çıkmaz.
Maybe, but the best you can hope for is something with the gravitas of a vanity license plate.
Önümde duran adam kan kaybediyordu.
A man was in front of me, bleeding.
Aptal Duran Duran konseri.
Stupid Duran Duran concert.
Bana Duran Duran konserinde mi hamile kaldın?
I was conceived at a Duran Duran concert?
! Şurada ellerinde kelepçelerle duran adamlar seni götürmek için bekliyorlar.
Those guys with cuffs over there are waiting to take you away.
Sıçan kuyruk saçlı, deli duran herif senle mi ilgilendi? - Önemli değil.
Little squirrely one with a rattail giving you shit?
Dikkatli bakarsanız, dik duran bir pul olduğunu anlarsınız.
And then you look carefully and it's clearly a scale on end.
Bu dik duran puldan sonra, burada bir kemik parçası şurada başka bir kemik parçası görürsünüz.
Once you see that scale on end, you see another piece of bone here, see another piece of bone here.
Arkanda duran bir adam görüyorum.
I see a man standing behind you.
Issız kırlarda gezinip duran umutsuz aşıklar.
Hopeless lovers wandering over a desolate moor.
"Ayakta Duran Ayı" isminde bir adam.
A guy named... Standing Bear.
Henry Ayakta Duran Ayı mı?
Henry Standing Bear?
Eğer ötüp duran bu nükleer bombayı kapatacak biri olsaydı konsantre olmak çok daha kolay olurdu.
And it would be a lot easier to concentrate if someone were to turn off that beeping nuclear bomb!
Kardeşlerim. Bugün önümüzde duran büyüyü dünyaya geri getirme amacıyla çok ve uzun süre çalıştık.
We have worked long and hard to achieve what stands before us today, brothers... the goal of returning magic to the world.
- Önümüzde duran gerçeklere bak.
- Look at the facts right in front of us.
Gökyüzünde asılı duran
Hanging in the sky
"Ayakta Duran Ayı", Genç Cheyenne... kadınına iki adam tecavüz etmişti, hatırladın mı?
Do you remember, Standing Bear, when that young Cheyenne woman was raped by those two men?
Aslında şu an karşında duran kişi Robert...
You see before you... Robert...
Henry "Ayakta Duran Ayı" nın savunma makamı, kefalet ile serbest bırakılmasını mı talep ediyor?
In the matter of the state vs. Henry standing bear, the defense is seeking bail?
Bak, Henry "Ayakta Duran Ayı" nın ne eşi ne de çocuğu var.
Look, Henry standing bear has no wife and no kids.
Bunu yapan en iyi arkadaşıydı, Bu da Henry "Ayakta Duran Ayı" nın serbest bırakılmaması için bir neden daha olduğunu gösterir.
It was his best friend that tore it up, which is all the more reason to deny Henry standing bear bail.
Onun adı "Ayakta Duran Ayı".
No. His name is standing bear.