Dyad Çeviri İngilizce
187 parallel translation
Kendini beğenmiş gibi görünmek istemem ama Itchy Scratchy, heyecan verici bir ikiliden oluşur.
I don't wanna sound pretentious here but Itchy Scratchy comprise a dramaturgical dyad.
Sosyoekonomik durumlar B'nın A'yi kesin olarak reddedeceğini gösteriyor.
Now, given your socioeconomic statuses, I foresee a B rejects A dyad.
Birlikte çalışırken iyi olanımız bendim.
I was the risible one in our dyad.
- Evet, ama kitap hayatın bundan daha ilginç olduğunu düşünmeme sebep oldu.
You know Spaceman? Yeah, that dude who hangs out in the dyad? Talks to aliens.
İyi polis kötü polis ikilisini pek yapamadığınızı söylüyor.
He means you two don't really get the good cop bad cop dyad.
Kendini görevine adamış bir romantik çift tam da Booth'un mutlu olmak için ihtiyacı olan ilişki gibi görünüyor.
A committed romantic dyad is exactly the kind of relationship Booth seems to require to be happy.
Seni DYAD'den kurtarmanın tek yolu buydu.
It was the only way I could see to get you out of dyad.
Dyad Enstitüsü'nde.
At the DIAD Institute.
- Evet. Onlar Dyad Enstitüsü'nden mi?
Um, are they from the DIAD Institute?
Lütfen Dyad'daki çalışmalarımıza bir göz gezdirin.
Please, have a look at our work at DIAD. Adieu.
Dyad Enstitüsü'ndeki çalışmalarımızla ilgileniyor musunuz peki?
Yeah. Are either of you familiar with our work at the Dyad Institute?
Dyad Enstitüsü ile ilgili bir şeyler okuyordum ve Dr. Leekie'nin gen aktarımlı organ nakliyle ilgili bir bölümü olduğunu biliyor muydun?
I was reading up on the Dyad institute, and did you know that Dr. Leekie... He has built a dedicated department for transgenic organ transplants and...
Bu, Dyad Enstitüsü için iş sözleşmesi.
This is an employment contract for the Dyad Institute.
Dyad Enstitüsü'nde iş hayatı demek. Evet, bizim üstümüzde çalışacağım.
A career at the Dyad Institute.
Dyad etkinliğine gel.
Come to the Dyad event.
- Dyad'e ihtiyacımız var şu an. - İhtiyacımız?
- We need the Dyad now.
Bu kan örnekleri Dyad'e gitmeyecek ve hiç kimseye patentler hakkında öğrendiklerimizi söylemeyeceksin.
These samples aren't gonna go to Dyad, and you can't tell them that we know about the patent either.
Sarah, sana ne yapacağını söylemem ama bu gece Dyad'de büyük bir etkinlik olacak.
Sarah, I can't tell you what to do, but Tonight there's a big event at the Dyad.
Bak Sarah, Delphine beni bu geceki Dyad etkinliği için listeye ekledi.
Look, look, Sarah, Delphine put me on the list for the Dyad tonight, ok?
Dyad'e silahınla girip önüne çıkanı vuracak mısın?
Walk into the Dyad with a gun - and just start shooting people? - Yeah.
Bu Dyad'deki etkinlik büyük bir şey, değil mi?
This thing at the Dyad, it's, like, a big deal, yeah?
Dr. Leekie birazdan Dyad Enstitüsü etkinliği için açılış konuşmasını yapacak.
In a moment, Dr. Leekie will be welcoming you to the Dyad Institute.
Ben Dr. Aldous Leekie. Dyad Enstitüsü'nün yöneticisiyim. Tüm Dyad grup şirketleri adına sizleri burada ağırlamak benim için gerçekten bir onur.
I am Dr. Aldous Leekie, director of the Dyad Institute, and it is my great pleasure to welcome you here on behalf of the entire Dyad group of companies.
Dyad Enstitüsü'nün ana ilkesi 1918 yılından bu yana bellidir.
The keystone... of the original Dyad Institute was set here in 1918.
Günümüzde, dünya çapında çok önemli biyoteknik araştırmalar özel sermayeler tarafından desteklenmekte ve yine bugün, Dyad Grup tüm dünyaya hükmetmekte.
Today, worldwide, the overwhelming majority of bio tech research is funded by private capital, and today, the Dyad Group spans the globe.
Onlar değilmiş Art. Dyad'daki kişiler değilmiş.
It wasn't them, Art, the Dyad people.
Bu gece Dyad'de büyük bir etkinlik olacak.
Tonight there's a big event at the Dyad.
Dyad'daki kişiler değilmiş.
The Dyad people.
Eğer Sarah'ya yardım etmek istiyorsan, Dyad'de çok özel bir pozisyonda olman gerek.
If you want to help Sarah, you'd be uniquely positioned to do so here at the Dyad.
Dyad'ın aşılar üstüne kurulduğunu biliyor.
She's knows the Dyad was built on vaccines.
Ama Dyad Enstitüsü'nden Dr. Aldous Leekie'nin yardımcı olabileceğine dair çok güzel haberleri var. Tedavi için yolculuk edeceğim.
But the amazing news is Dr. Aldous Leekie of the DYAD Institute says he can help, so they're going to fly me out for treatment.
Bu suç ortaklığı.
It's a dyad.
Burası Dyad Enstitüsü. Enstitü mü?
This is the DYAD Institute.
DYAD Grup.
DYAD group.
Sanırım DYAD seni diğerinin peşine gönderdi.
I expect DYAD sent you after the other one.
- Cosima kök hücrelerinin büyüme kinetiğine bakmamı istemişti ama ben önce DYAD onları klonlar gibi etiketledi mi diye bir tarama yaptım.
- Cosima had me looking at stem cell growth kinetics, but I wanted to see if DYAD tagged them like they tagged the clones, so I ran a PCR.
Carlton seni evlatlık sisteminden buldu ve o zamandan beri DYAD peşimizde.
Carlton found you in the foster system and... DYAD have been after us ever since.
- DYAD bu işe nasıl karıştı?
- How was DYAD involved?
Askeriye, çalışmamızı baltaladığında DYAD bizi çalışmaya devam etme konusunda ikna etti.
When the military... Scuppered our work, DYAD persuaded us to, um, push on to full term.
- Yani DYAD LEDA Projesi'ni çaldı.
- So DYAD hijacked Project LEDA.
- DYAD.
- DYAD.
DYAD çok başlıdır.
DYAD's a hydra.
- DYAD ona ne yaptı biliyor musun?
- Do you know what DYAD's done to her?
DYAD yüzünden de değil.
It wasn't even DYAD.
DYAD'daki neoevrimci yüzünden.
It was the Neolutionists inside DYAD.
DYAD sadece yan şirket.
The DYAD was just a contractor.
Evet, DYAD'daki beyefendi.
Yeah, the DYAD gentleman.
Ama artık benim kuruluştaki pozisyonum onun DYAD yöneticiliğinden daha üst seviyede.
But, now, my position in the corporation essentially outranks his DYAD directorship.
Rachel DYAD'e ait.
Rachel is a creature of DYAD.
Ama DYAD Grup hakkındaki dedikodular...
But the chatter about the DYAD Group, it's...
- Dyad'de.
- At the Dyad, getting ready.