Dâhil Çeviri İngilizce
2,399 parallel translation
Bizi pek olaya dâhil etmiyorlar.
They're not really keeping us in the loop.
- Gerçekten cinayet soruşturmasına dâhil olmak mı istiyorsun?
Oh, really,'cause you want to get wrapped up - in a murder investigation?
Kişisel gelişim gurusu Jordan Chase dâhil beş şüphelinin hepsi onlarla ilgili delil toplamaya başlamadan kayboldular.
All five suspects, including self-help guru Jordan Chase, went missing before we could build a case against them.
Güçlü bir irade dâhil gizlenen çok şey var.
Much is held in reserve, including a strong will.
- Noel Baba da dâhil her şey mümkün.
Anything's possible, even Santa Claus.
Evime çıkagelmen buna dâhil değil.
Showing up in my home isn't one of them.
Aşılar dâhil mi?
Shots as well?
Bayan Wannop'u da öğlen partisine dâhil edersen, memnuniyetle kabul ederim.
I'd take it kindly if you would include Mrs Wannop in the lunch party.
Bu durumda, bu da onu olayın bir parçasına dâhil olduğunu gösteriyor.
Well, that must have taken some doing on her part.
O kız bu olaya dâhil ve buna eminim.
That girl is involved, and I am dead certain of it.
"... abisinin olaya dâhil olabileceğini fark edince... "... teoriyi uydurduğu konusunda ısrar ediyor. "
"and that the younger Grayson simply invented the theory when she realized her brother might be implicated."
Bu her şeyi düzeltmen için bir şans. İlişkimizi de dâhil. Bunu istemez misin?
This is your chance to fix everything, including you and me.
Ailem beni bir Grayson olarak yetiştirdi adımı gerçek dâhil her şeyin önüne koymamı söylediler.
My parents raised me to be a Grayson, to put my name before everything, including the truth.
Kulübe dâhil olduğumuzu hissetmeye başladım.
We are being initiated into all things Glee.
Baskınlık hireyarşileri bir sürü türde görülür. Özellikle grupça yaşayanlarda. Maymunlar dâhil, Doug.
Dominance hierarchies occur in most animal species that live in groups, including primates, Doug.
Böylece oğlun da dâhil ölen onca insan boşuna ölmemiş olacak.
So that all the people that died, including your son, didn't die for nothing.
Güzel, çünkü bu hizmete dâhil değil.
Wh- - nothing. Well, good because that's not on the menu.
Ertesi sabah buldum ama delillere dâhil etmedim.
I found it the next morning. I kept it out of evidence.
Tüm kasabanın mine çiçeği stokunu ele geçirdik. Buna Salvatore'ların evindeki zula da dâhil.
We've got the entire town's supply of vervain, including the stash found in the Salvatore house.
Ben bir seçim yaptım. Sen de dâhil, bu iş öncelikle gelir.
I made a choice, as you did, to put this job first.
Şu aşamada dâhil olduğunuz için çok şanslısınız.
You're lucky you're getting in now.
Bu birime Curtis de dâhil, sahi hatırladın mı onu, her şeyi verdim.
I've given this unit everything, including Curtis. You remember him?
Peter Evans da dâhil.
Including Peter Evans.
Bebekle ilgili hiçbir şeye dâhil olmak istemiyor.
He doesn't want anything to do with the baby.
Donanma bakanı da dâhil.
Including the Secretary of the Navy.
Astsubay Foster dâhil.
Including Petty Officer Foster.
Bu duvarda otururken çok plan yapmışlığım vardır. Başkanlık için aday olmak da dâhil.
I made a lot of plans sitting on this wall, including running for President.
Tekrar olaya dâhil oldukları için pek mutlu olmadılar.
They're not too happy about getting involved.
Interpol'de dâhil.
Including Interpol.
Olabildiğince hızlı koşun ve hiçbir şey için durmayın ben de dâhil. Bizi avlıyorlar.
We're being hunted.
" Babana nasıl tuzak kurulduğunu, bu işe kimlerin dâhil olduğunu...
" how your father was framed, who was involved,
Conrad'in güvenlik şefi öldürülmeden önce olaya dâhil herkesi hapse attırabilecek kadar yeterli delil topladığını söylemişti.
Before Conrad's head of security was murdered, he told me that he had personally amassed enough evidence to put everyone involved in jail for good.
Bu işe dâhil olmak istemiyorum.
I can't get pulled into this.
- Regina, bu durumda öyle ya da böyle, biz de buna dâhil olacağız.
- Regina, any way we come at this, we're gonna be involved.
Veronica Martinez'in aldığı kayıtlar, onu ikna ettiğini ve J.R. olaya dâhil olmadan önce Venezuelalıların bu işte olduğunu kanıtlıyor.
The videos that Veronica Martinez took prove that you brought her and the Venezuelans in on this deal before J.R. was involved.
Bir düzine kaliteli lokanta daha dâhil listeye.
Along with about a dozen other high-end restaurants.
Rachel tüm kontrolün elinde olmasını istediği zamanlarda bile herkesin kendini ortama dâhil gibi hissetmesini sağlardı.
Even when Rachel was her most controlling, she still made sure everyone felt included.
Sakat'ı, Tarantula Kafa'yı ve Fakir Richie'yi idare edebiliriz çünkü onlar da bizler gibi ulusal çapta şampiyondu ama grubumuza katılma davetimize, Sapphire'ın Kusmuk kitabından esinlenmiş İki Paralık travesti adayı ve Mike ile Molly'nin kızı dâhil değildi.
That won't be a problem. We could handle Gimpy and the Tarantula Head and Richie Poor, because you guys were national champs like us, but our invitation was not extended to pre-op Precious based on the novel Barf and Mike and Molly's daughter as part of our crew.
Tüm bu gezegenler, Dünya da dâhil olmak üzere varlıklarını bu gerçeğe ardındaki göktaşlarına borçludurlar.
All of the planets, even the Earth, they owe their existence to the fact that there were asteroids back then.
Milyonlarca krater Ay'ın yüzeyini kaplamış. Güneş sisteminde en büyüğü de buna dâhil.
Millions of craters cover the Moon, including the largest in the solar system - -
Tüm kayalık gezegenler, Dünya da dâhil olmak üzere bu yıkıcı aşamadan geçti.
All rocky planets, the Earth included, go through this destructive phase.
Hoşlanmadıklarımız da dâhil.
Including the ones we don't like.
Galiba iki kere falan gittim. Justin'le tanıştığım zaman dâhil.
I went twice, including the time I met Justin.
Atley, Cherokee hakkında her şeyi biliyor, gerçek adı dâhil.
Atley knows everything about Cherokee, including his real name.
Regina'yı da bu işe dâhil edemezsen, maalesef bu riske girmeye değmez.
Unless you get Regina on board, I'm afraid it's too much of a risk.
Efendim, siz ve ben de dâhil olmak üzere hiç kimse mükemmel değildir.
Sir, no one here is perfect, including you and I.
Ben içerde Mac'e, Will seni de dâhil etsin diye yalvarıp duruyorum ve adam da ediyor.
I am in there doing everything I can to get Mac to get him to go to you, and he is doing it.
Ağır topları oyuna dâhil ediyoruz ama eyleme geçmek biraz zaman alacak.
We're bringing in the big guns, but it takes some time to get the big guns rolling.
O dâhil diğer bütün müşterileri güvenli bir eve götürdüler.
They've moved all the other clients to a safe house. Including her.
- Senin gibi adamlar da dâhil olabilir.
You know, and I might let you guys get in on it.
Benimki dâhil, 3 kulüp üyesine olan saldırıyı didikliyorum.
I've been digging into the three hits on the club, including mine.