English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ E ] / Echoing

Echoing Çeviri İngilizce

433 parallel translation
Ölüler orada oldukları halde, gülüşümüz yankılanıyor. "
"The walls around are bare, " echoing to our laughter "as though the dead were there."
# İstiyorum #
[Echoing] I want
Yardım edin!
[Echoing] Help!
- Yardım edin!
- [Echoing] Help!
Gözyaşlarını boşanma davasına sakla.
[Voices Overlapping, Echoing] Save your tears for the divorce court.
İçinde İngiliz tarihinin yazıldığı yankılı büyük salonlar.
Those great echoing galleries where so much English history is being made.
İşte buradasın. - Kimmiş dünyanın en zeki köpekciği?
[Echoing] Yet, there is hope.
Rüzgarın alaycı fısıltısında karanlığın yankılanan seslerini duydu.
In the mocking whisper of the wind he hears the echoing voices of the dark.
İşte bu benzerlik, Asa'nın intikamının yankısı beni çok korkutuyor.
It is this resemblance, this echoing vengeance of Asa that terrifies me.
"Saflığın, masumluğun, kaçışın yankısı olan simgeleri bir yana koyma zamanı"
"It's time to set all the symbols aside, the echoing of purity, innocence, escape."
Kayboldu!
( ECHOING ) Vanished!
Evet, altın kalemim kayboldu!
( ECHOING ) Yes, my gold pen!
- Barbara!
( ECHOING ) Barbara!
- Leslie, ben sanmıştım ki... - Sizin gibi ayaktaymış. Sizin gibi ayaktaymış.
Leslie, I thought... ( Columbo, echoing ) Just the way you're standing.
Biliyorum.
I know it. ( Echoing )'I know it.
Küçük şirin adımlarınız, birine hafifçe yürümesi tavsiye edildiği yerlerde yankılanıyor.
Your dainty little footsteps are echoing in places... where one is well advised to tread lightly.
Kurbanın acı dolu çığlıklarının baca deliklerinden yankılandığını bu gün bile duyduklarını iddia edenler bulunmaktadır.
And there are those to this day who claim to hear the agonized screams... of the victim echoing through the chimney ports!
Martin.
Echoing : Martin...
Martin. Martin. Martin.
Martin... echoing :
Test. Bir, iki, üç.
[Voice Echoing On Speaker] Testing.
Bayanlar baylar kaptanınız konuşuyor. Sigaralarınızı söndürün ve kalkış için kemerlerinizi bağlayın.
[Voice Echoing On Speaker] Ladies and gentlemen... the captain has just turned on the "no smoking" and "fasten your seat belt" sign for taxiing and take-off.
- "Yıldızlar Işıldıyor".
- "The Stars Are Echoing".
en yakın ortaklarının sözleri beyninde yankılanıyordu :
In his mind were echoing words of his closest associate :
Sana inanmıyorum!
( ECHOING ) I don't believe in you!
Hannibal!
( ECHOING ) Hannibal!
Hannibal!
B. A : ( ECHOING ) Hannibal!
Ateş.
( ECHOING ) Shoot.
Hayalperestlere, hayalperestlere -
[Echoing] Dreamers. Dreamers. Dreamers.
Girip çıkan bıçaklar duyuyorum ende köklerine batırılan iğneler kafamın içinde yankılanıp duruyor.
I hear the knives slipping in and out... pins being plunged into napes... shots echoing in my head.
Jack.
EDlTH [echoing] : Jack.
İyi bir atış zamanı kovalıyor, tepeden yuvarlanan yankıları dinliyordum.
And I felt good shooting. Listening to the sound echoing, roll down those hills.
Ne kadar nefret ettiğini bilmiyordum. Aynı korkunç gece ilk ve son kez Roman'ın operasının evde yankılandığını duyduk.
That same terrible night, we heard Roman's opera echoing through the house for the first and the last time.
Havada öylece yankılanıyordu, tıpkı ölümün sesi gibi beni korkuttu.
WHEN I WENT OUT, THERE IT WAS, HOVERIN'UP IN THE SKY OVER ECHOING HEIGHTS LIKE TO SCARE ME TO A HORRIFYIN'DEATH.
Seni yankı duvarına götüreceğim.
- DON'T DO THAT. WE'LL TAKE YOU TO ECHOING HEIGHTS.
Yankı duvarına. Gel hadi, hadi gidelim.
ECHOING HEIGHTS.
Burası yankı duvarı.
THIS IS IT. [Ellie] THIS IS ECHOING HEIGHTS.
Burada hayaletlerin olduğunu söylüyordu,
SHE'S BEEN SAYIN'THEY GOT GHOSTS UP HERE AT ECHOING HEIGHTS,
Daha yüksek sesle.
[Voices Echoing] THEN SAY IT EVEN LOUDER.
Şey, yankı duvarına gittik.
UH, WELL WE WENT UP TO ECHOING HEIGHTS.
- Vay canına.
[Echoing] Wow.
Karanlık ve öyle sessiz ki ayak seslerimin yankısını duyuyorum.
It's dark... and it's so quiet I can hear my footsteps echoing.
Tüm bu yankılar yerimi tespit etmeni zorlaştırıyor, değil mi?
I mean, all this lousy echoing kind of makes it hard to get a fix on me, doesn't it?
Heather!
( ECHOING ) Heather!
Bu çimde yenilenen sevgi dolu bir ses olacak.
.. there'll be a lovely sound echoing around this lawn now.
Ziyaretçi!
ECHOING MALE VOICE : Visitor!
" yankılanan çılgın kahkaha sesleri...
" echoing to our laughter...
ilmenite, pyroxene, ve ayrıca bazı kötü maddelerin izini algılıyorum.
- ( ECHOING ) I want to go home.
Bir fincan ister misin? Ben... Ben iyiyim.
( ECHOING ) Oh, he's a rotten bastard.
Jack.
WOMAN [echoing] :
- Whitney Dağı ve High Sierra.
[echoing] - Mt.
- Wes!
[echoing]

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]