Emin değiliz Çeviri İngilizce
1,450 parallel translation
Emin değiliz aslında.
We're not sure exactly.
Biliyorum ama onun işe yarayacağından emin değiliz.
I know, but we don't know for sure that that's really going to work out.
Emin değiliz.
Well, we're not sure.
Bu insanlar bunları benim için saklıyordu. Söylediğin gibi bana itaat edeceklerinden emin değiliz.
These people have just been keeping it safe for me, and as you say, we can't be a hundred percent certain that they're going to obey me.
Tam olarak emin değiliz.
We're not exactly sure.
Kaç tane gemi olduğundan emin değiliz, ama ekiplerimiz geri çekilmek zorunda kaldı.
We're not sure how many ships are involved, but our teams were forced to fall back.
Emin değiliz tabii ki, bu tür durumlarla her zaman karşılaşmıyoruz... ( Kaybolacak. )
Well, we're not certain, of course we've not often run into these situations before... ( They would disappear. )
- Emin değiliz.
We're not exactly sure.
Ama Davis, bir kurban olduğundan bile emin değiliz.
But, Davis, we're not even sure there was a victim.
- Emin değiliz.
- We're not sure.
Emin değiliz.
We're not sure.
Nedeni hakkında emin değiliz fakat çok daha fazla yavaş olageldi.
We don't know for sure why, but it has been much more slow.
Suçlu olduğundan emin değiliz.
We're not sure he's guilty.
Tam olarak ne olduğundan emin değiliz, fakat en iyi tahminimiz dev dalga tarafından vurulduk.
Now, we're not sure exactly what happened here, but our best guess is that we were struck by what is known as a rogue wave.
Bundan emin değiliz.
We don't know that.
Olabildiğince çabuk geldik, ve, işte buradayız. Ama sebebinin ne olduğundan pek emin değiliz.
Got here as soon as we could, and here we are, we don't... not exactly sure as to why.
O olduğundan bile emin değiliz.
We're not even sure it's him.
Tahminimiz Aryan Kardeşliği ama emin değiliz.
We think Aryan Brotherhood, but we don't know for sure.
Arabanın tekrar çalışacağından emin değiliz. Çalışsa bile adanın öbür tarafında ne olduğunu bilmiyoruz.
We don't know if the car will start or what we'll find across the island.
Sorunun ne olduğundan emin değiliz.
We're not sure what the problem is yet.
Bunun bir cinayet olduğundan daha emin değiliz, eğer öyleyse de, Cinayet kurbanının nereden geldiğini bilemiyoruz.
- We don't know for sure yet if it's a murder and if it is, where the murder victim comes from.
Şurası kesin ki bunun cinayet olup olmadığından emin değiliz. Ya da bir cinayetse bile, katilin nereden geldiğini bilmiyoruz!
- Βut we don't know for sure yet if it's a murder, or, if it is, where the murderer comes from.
Henüz bundan emin değiliz, değil mi?
- -You don't know that for sure right?
Bunların yarısından fazlası "Bu, bir problem olabilir de, olmayabilir de, emin değiliz!" diyordu.
More than half of them said, "Well, we're not sure. It could be a problem, may not be a problem."
Fakat emin değiliz.
Yeah, but... there's no proof.
Ne olduğundan emin değiliz. Fakat saldırı planımızı değiştirmeliyiz.
- We're not sure, but we need to change plans.
Emin değiliz, Sayın Başkan Yardımcısı.
We're not sure, Mr. Vice President.
Tam olarak emin değiliz, efendim.
Well, we're not entirely certain, sir.
Evet ama içinde uyuşturucu olduğundan emin değiliz.
Yeah, but we're not sure she was holding any drugs.
Mermi ev yapımı olduğundan neler yapabileceğinden emin değiliz.
That device is homemade which means it's unstable and unreliable.
Aslında, silahlı olayın soygunla ilgili olduğundan pek emin değiliz..
Actually, we're not sure that the shooting was a robbery.
Daniel ve Yarbay Mitchell iletide sana bahsettiğim cihazı arıyor. Teal'c ise... Teal'c nerede, emin değiliz.
Daniel and colonel Mitchell are still looking for the Ancient device I was telling you about in our communiqué, and Teal'c... well, we're not exactly sure where Teal'c is.
Emin değiliz, ama Lorne'un ekibinin kaybolduğu gezegen oldukça fakirdi.
We are not sure, but the planet where Lorne's team disappeared is quite poor.
Henüz emin değiliz, hanımefendi.
Not sure yet, ma'am.
Henüz tam olarak emin değiliz.
We're not quite sure yet.
Emin değiliz, Dr. Turk.
We're just not sure, Dr. Turk.
Ne olduğundan emin değiliz, ama ediyor.
Not exactly sure what, but it does.
Hala o odada olduğundan bile emin değiliz.
We still can't place him in this room for certain.
Emin değiliz.
We're not exactly sure.
- Hiçbir şeyden emin değiliz.
We don't know anything for certain.
Henüz hiçbir şeyden emin değiliz.
We're not convinced of anything yet.
- Tam olarak emin değiliz.
- We're not exactly sure.
Lanet, bunun tümör olduğundan bile emin değiliz.
Hell, we don't even know that it's a tumor.
Emin değiliz, hayır.
Not certain, no.
Olayın bu olduğuna emin bile değiliz.
We're not even sure that's the case.
- Emin değiliz.
We're not sure.
Emin misin? Baypas yapmak zorunda değiliz.
We don't need to do the bypass.
- Evet Ahbap ama emin değiliz.
well, dude, we just don't know.
Çember içine alınmış adamlardan herhangi birinin o olduğundan bile emin değiliz.
We're not even sure that any of the circled men are him.
Bundan emin değiliz Lynn.
We don't know that for sure.
- Emin değiliz.
- We're not really sure.
değiliz 102
emin değilim 1019
emin misin 2639
emin ol 169
emin olmak istiyorum 28
emin olmak istedim 23
emin olun 89
emin olmak için 34
emin olabilirsin 152
emin misiniz 577
emin değilim 1019
emin misin 2639
emin ol 169
emin olmak istiyorum 28
emin olmak istedim 23
emin olun 89
emin olmak için 34
emin olabilirsin 152
emin misiniz 577