Enos Çeviri İngilizce

Ne zaman öğreneceksin?

Now, when ya gonna learn? Big and Little Enos Burdette make that same bet with every gearjammer they can.

Gördün mü evlat?

( BIG ENOS ) See, son?

Haydut! Oğlum ve ben buradayız.

( BIG ENOS ) Bandit, me and my son are here.

- İri Enos'un dünyası altındandır.

- Big Enos's word is gold.

Sadece hesabı İri Enos Burdette'ye göndermeleri için bir not bırak.

You just leave a note. Tell the folks to send the bill to Big Enos Burdette.

" Hesabı...

Big... Enos...

İri... Enos...

Burdette. "

- 1 dakika geç kaldınız.

- ( ENOS ) One minute after.

Ne kadar, Enos?

What is it, Enos?

Kavşağa kadar gitmiyor musun, Enos?

You going out to the crossroads, Enos?

Ben Büyük Enos Burdette.

I'm Big Enos Burdette.

Bu da benim oğlum, Ufak Enos.

This is my son, Little Enos.

Bana Austin'in sorumluluğunu vereceğinizi biliyorum...

Believe me, you put Enos Burdette in the capitol building in Austin...

Enos Burdette, elimdeki son kuruşu harcamak zorunda kalsam bile, o koca kıçın vali koltuğunu ısıtamayacak.

Enos Burdette, your fat ass will not warm the governor's chair... if I have to spend every goddamn dime I got!

İri ve Ufak Enos dışarıdalar ve 200,000 dolarları var.

Big and Little Enos are out there, and they got $ 200,000.

Ona parayı ver.

Give him the money, Little Enos.

Eğer şu İri Enos bu işi birkaç traktörcüye yaptırsaydı, eminim bizi ezip geçerlerdi.

If Big Enos could ship that package of his to Texas behind a team of mules... it'd beat us at the rate we're going.

Enos kamyona sığar demişti.

Enos said it would fit in the truck.

- Big Enos ne oldu?

- What about Big Enos?

Düklerin Roscoe, Enos ve Boss Hogg'u birlikte kelepçelemeleri harika değil miydi?

WASN'T THAT GREAT WHEN THE DUKES HANDCUFFED ROSCOE, ENOS, AND BOSS HOGG TOGETHER?

- Enis olacaktı.

- Enos.

Yasa uygulama dünyasında yeni ne var, Enos?

What's new in law enforcement, Enos?

Enos, patron tüm o toprağı alıp ne yapacak?

Enos, what's Boss doing taking all that land? I don't know.

Hayır ben Enos'um Bay Prickett.

No, that's Enos, Mr. Prickett.

- Enos, ben Patron Hogg.

- Enos, this is Boss Hogg.

Patron, neden Enos'a nerede olduğumuzu söyledin?

Boss, how come you told old Enos there where we was at?

- Düklere söyleyen Enos olmuştu.

- It was Enos that told the Dukes about it.

Dük oğlanlarına söyleyen Enos'tu.

It was Enos that told the Duke boys.

Enos, Patron Hogg ve Rosco nerede?

Enos, where's Boss Hogg and Rosco?

Teşekkürler, Enos.

Thank you, Enos.

Enos, seni salak, birisi arabamı mı aldı?

Enos, you dipstick, did somebody move my car?

Başkan Garfıeld'ın suikastçısının cesedine $ 30,000 teklif eden adam Emniyet Amiri Enos Craig'e telgraf çekerek, Jesse Woodson James'in cesedi için 50,000 teklif etti. Niyeti onu bütün ülkede gezdirmek ya da en Dünya'nın En Büyük Şovu için P. T. Barnum'a satmaktı.

The man who offered 30,000 dollars for the body of President Garfield's assassin sent a telegram to City Marshal Enos Craig offering 50,000 for the body of Jesse Woodson James so that he could go around the country with it or at least sell it to P.T. Barnum for his Greatest Show on Earth.

Bu şey kalemini besler.

And never far behind, Enos Strate.

Yeni bir kanun var mı Enos? - Seni daha teğmen yapmadılar mı?

You know what we should be doing with this shit?

Kıyamet günü makinesi yapıyorum bunu deliğine sokmayı amaçlıyorum.

Thank God it wasn't varsity. Listen, Enos.

Enos, Boss tüm o arazilere el koymakla ne yapıyor?

- Afternoon, Rosco. We just saw you on TV.

- Hazzard ilçe polis teşkilatı. - Enos, benim Boss Hogg.

I'm backing, I'm backing, I'm backing!

- Duke'lere bu konudan bahseden Enos'du.

St. Peter, I'm here. Rosco!

Duke'lere söyleyen Enos oldu.

Flash had a little puppy meatloaf, Boss.

Enos, Boss Hogg ve Rosco nerede?

And not the day that Lulu Hogg rode you like a Minotaur? Exactly. Not that day.

Teşekkür ederim Enos.

Got our ears on and eyes peeled.

- Bununla Rodeo yapmak ister misin palyaço?

Enos finally got deputized.

Enos, seni salak, birisi arabamı mı çekti?

I can't believe I'm gonna let you leave with the seats all torn. It breaks my damn heart.

Arabam sokağın yukarısında bozuldu bana yardım edebilir misiniz merak ediyordum.

- Enos, hand me that screwdriver. - Yes, ma'am.

- Horstman Enos'ta çalışıyorum. "

- Work on "KIein, Horstman Enos."

Enos!

Enos.

O ikisi başlarını belaya sokacak ve hapiste sonlanacak ve onları hapisten çıkarmak için kıçımı sallamak zorunda kalacağım.

- Hey, Enos. - Cooter.

- Kahretsin.

- Like a mixed romaine salad topped with vinaigrette and pecans. - Hi, Enos.

Hayır, Enos olacak, bay Prickett. Özür dilerim.

Where is that shine-selling uncle of yours?

Boss, yaşlı Enos'a nasıl oldu da nerede olduğumuzu söyledin?

That was fast!

Enos.

I know y'all are anxious to hear about it, but that'd ruin the surprise.