English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ E ] / Epiphany

Epiphany Çeviri İngilizce

382 parallel translation
Aynı şekilde, Yılbaşı, Epiphany, Uruç, Teslis,
The same at New Year, Epiphany, Ascension, Trinity,
"Aya Epifani, Yeni Yıl ve Noel."
" Epiphany, New Year, Christmas
Bir şenlikmişçesine kutlardık.
We celebrated as an Epiphany.
- Epiphany.
- Epiphany.
Çok hoş bir kızsınız, Epiphany, isminiz size yakışıyor.
You're a very pretty girl, Epiphany, your name suits you.
Seni ve küçük Epiphany'i tavukla yaptığınız ateşli dansta gördüm.
I've had a good look at you and young Epiphany doing your hot shoe number with the chicken.
Tanrım, gözleriniz ne güzel, Epiphany!
Jesus, you've got beautiful eyes!
Epiphany Proudfoot.
Epiphany Proudfoot.
Epifani yortusu. Üç kral. Doğunun yıldızı.
Chose the Feast of Epiphany, the Three Kings, a Star in the East,
Bir idrak anı.
A moment of epiphany.
Gözümde canlandır - abiliyorum Kutsal bir mabed gibi.
I had this vision. Like a religious epiphany.
Günahtan arınma ya da epifani gibi terimleri kullanabilirsiniz sonra onlar da sizin bir dindar, ya da bir akademisyen profesör olduğunuzu düşünürler.
You use a word like self-purgation or epiphany, they think you're either a religious weirdo or, you know, an asshole college professor.
Bir tezahür.
An epiphany.
"Tezahür."
I think you mean an "epiphany."
Kardeşimin gelişi benim için bir uyanış oldu karmik bir — bir kapan teli gibi, gezegene olan bağımı daha derin bir şekilde fark etmemi sağladı.
My brother's arrival has been an epiphany for me, a - a karmic trip wire igniting a deeper awareness of my connection to the planet.
Niles. Ben bir şeye vardım.
Niles, I've just had an epiphany.
Hayır, ama bayram yapıyorum.
- I had an epiphany.
Burada bir anda bir ilham gelir diye ummuştum. Bunu görünce ruhum coşup taşar filan...
I was expecting to have an epiphany an outpouring of the soul upon seeing...
Sahiden de oyuncuysan, tekrar döndüğünde ilham gelir.
If you're really an actor, you can come back and have an epiphany. I did. - Only...
- Çünkü bana tezahür etti.
- Because I had an epiphany.
Tanrı tezahür etmişti.
I had an epiphany.
Bir kere olmuştu.
I had an epiphany once.
Baba, bir tezahüre şahit oldun.
Dad, you witnessed an epiphany. MARTIN :
- Evet, uzun bacaklı yeşil bir çekirgeydi. Sonuç olarak bir çığlık attım.
Yeah, I had a praying-mantis epiphany, and as a result I screamed.
Arkadaşım, meslektaşım, beyin fıtrınası yaşıyor.
Please. My friend- - my colleague--is having an epiphany.
Onun epiphany'si vardı.
He had an epiphany.
Nazi halk toplantıları, dini bir sıcaklık doğuracak karşı konulmaz bir duygusal coşku oluşturmak için düzenleniyorlardı.
The Nazi mass rallies were carefully orchestrated to build to an overwhelming emotional epiphany that evoked a religious fervor.
Aklıma bir şey geldi.
- No. An epiphany.
Öylece yatıyordum ve aniden birşeyi keşfettim.
I was laying there and all of a sudden I had this epiphany.
Çok görkemliydi.
Had epiphany.
Bir şey keşfettim ama eminim ki bunu çoktan biliyordun.
So I had an epiphany, So I had an epiphany, But it's probably really obvious to you,
Tam giderken, beynimde birden şimşekler çaktı.
I mean, when she walked out of here, I had an epiphany
When that little innocent girl let her mission slip, I had an epiphany.
When that little innocent girl let her mission slip, I had an epiphany.
Yani bütün hayatın boyunca yaşadığın, anlamsız sexler için yabancılarla, barmelerle problem yok, güzel, ama burada, şimdi, benimle yaparken, artık yapamayacağına karar veriyorsun.
So all the years of empty, meaningless sex with countless strangers and bartenders, that's great, that's fine, but here, now, with me, and bam, you have an epiphany and you realize
Tanrımız sergide.
We had an epiphany... at the gallery.
Bugün günüdür, Kralların Bayramları'nın!
Today is the Epiphany
- Dinle, bir aydınlanma içindeyim.
- Listen, I'm having an epiphany.
Kızlar, bir şey söyleyeceğim.
Ladies, I am having an epiphany.
- Galiba bir aydınlanma yaşadım!
- I think I just had an epiphany!
Yaşasaydı Betty Friedan'ın gözleri yaşarırdı.
If she were alive, Betty Friedan would applaud your little epiphany.
İlahi bir şey mi?
An epiphany.
Bizim bayramımız yaklaşıyor.
I'm having epiphany.
Sadece büyük bir dava üzerinde çalışıyorum.
It's just this big case I've been working on. I think I just had an epiphany on how to win it. Forgive me.
Pekala, geçen gece bulduğun çözüm olmalı.
Well, that must have been quite an epiphany you had last night.
Mimari bir tezahür.
It's an architectural epiphany.
Dinle, bana tanrısal bir mesaj geldi.
Listen, I have had an epiphany.
Kendi mağarasında yortusunu kaydetmeye başladı... Bir din adamı hangi tarikata bağlıydı... Bütün düzenlerin birleştiği esaslar topluluğu...
Inside that cave, he began to record his epiphany... which became the basis for a new religious sect... an order that would combine the fundamental tenets... of the 3 major religious of his day.
Lyle, sana saçma sözler söyleyecek değilim... ve baban hakkında biraz anlayış gösterirsen... bir ilerleme kaydedeceksin... ve herkes eğlenip sakso çekecek.
Lyle, I'm not gonna give you some hokey bullshit speech... and tell you that if you come to some epiphany about your dad... you're gonna make a breakthrough... and everything's gonna be pizzas and blow jobs.
Burası Bogoyavlenski Sokağı.
This is Epiphany St.
Ama en güzeli, Tanrı bayramı'dır.
New Year's Day, Epiphany and Easter, day of joy
John Cage vardı.
I think it was more like an epiphany.It involved John Cage.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]