Erol Çeviri İngilizce
155 parallel translation
Erol Şensoy... gerçek insanlara ya da gerçek olaylara benzerliği tamamen rastlantısaldır.
Any similarities to real people or events is purely coincidental.
Lana Turner'ın kızı, bir bıçak darbesiyle annesinin sevgilisini öldürmüş, Erol Flynn da kalp krizi sonucu hayatını kaybetmiş.
Lana Turner's daughter stabbed her mother's lover to death. Errol Flynn died of a heart attack.
- Erol! [KAPI ÇALMA SESİ]
Erol!
Erol, açacak mısın şu kapıyı?
Will you open the door?
- Erol, mızıkçılık etme.
- Don't be a bad boy...
Sizi bekliyorum Erol Bey.
I am waiting for you to talk.
Erol, en samimi dostum ve iş ortağım.
This is Erol, my best friend and partner in business.
- Erol!
Erol!
- Hadi Erol'um aç kapıyı.
- Darling open the door.
Aşk olsun Erol, elbette şaka filan değil.
Of course I'm not a joke.
Dedimki babana, Asımcığım ne yapalım edelim bundan Erol'a alalım. Ama sürpriz olsun.
I told your father that we should make a surprise for you.
Erol Bey'in hiçbir suçu yok.
He is not guilty at all.
Erol neredeyse uyanır.
He will wake up soon.
Korkacak bir şey yok, ben Erol'un teyzesiyim.
I am his aunt.
Erol Bey'in evi tabii.
Yes, this is Erol's number.
Erol'u terk ettin, benimle evlenmek istiyorsun.
You leave Erol and you want to marry me now.
Az önce Erol'u evden aradım.
I called Erol's flat.
Suzan Hanım, ha? Erol'un bu sabah ki halini galiba Suzan Hanım'a borçluyuz.
So we owe the cheer o f our friend to this woman, Suzan.
Dün gece Erol'a uğradım, böyle biri yoktu. Gece yarısı gökten mi düştü bu kadın.
Last night I dropped by, there wasn't anybody with him.
Bugüne bugün Erol'un nişanlısı sayılırsın.
You are his fiancee.
Kadın, Erol'un erkenden eve döneceğini söyledi.
She said he will come home early.
Ben olsam neyse de, bu hiç bizim Erol'a göre bir iş değil. Bana bak kadını görür görmez telefon et, meraktan çatlatma.
Call me as soon as you see the woman.
- Erol'a bakmıştım da.
- I was looking for Erol.
Be, n Erol'un teyzesiyim.
I'm Erol's aunt.
Ya Erol?
What about Erol?
Erol'un teyzesiymiş.
Erol's aunt.
Yıllardır tanırım bu adamı hiç teyze meyze lafı duymadım.
I've known Erol for many years. He's never mentioned an aunt.
Erol'dan çektiğin yetmiyormuş gibi, şimdi bir de bunak teyze, he? Şöyle kelebek gözlüklü, varis çoraplı, başörtüsünü çekiştire çekiştire.
I'm sure she's an old, shabby, boring woman.
- Suzan Hanım, Erol'un teyzesi.
- This is Suzan. Erol's aunt.
- Teyzesi mi?
- Erol's aunt?
- Nejat, Erol'un iş ortağı.
- Nejat is Erol's partner.
Erol Bey'in rahmetli annesi güzel bir kadınmış.
His mother was a beautiful woman.
[EROL GÜLER] Burada başöğretmene benzemişim. Baban bu tayyarı zorla aldırmıştı bana.
I look like a teacher here.
Seni babam öldürdü! Erol, bir daha duymayayım bu lafı.
- Don't ever say that again.
Asım Bey'i tanıyorsun herhalde? Erol'un babası.
You know Erol's father, Asim.
Erol Bey, bu evi yeni aldı.
Erol has recently bought this place.
Baba, ben Erol.
Father. It's me Erol.
İrisciğim, Erol sizi tanıştırmamıştı, değil mi?
Erol hasn't introduced you, Iris, has he?
Enişteciğim. Bu İris. Erol'un kız arkadaşı.
This is Erol's girl-friend.
Neden Erol sizin gibi değil?
- Why is Erol not like you?
Erol bir tuhaf değil mi sence bu günlerde? Onu bu halde hiç görmedim.
He is so strange these day s.
Erol, bağırıyorsun.
You are shouting.
Erol Bey ile Rıfat tanışıyorlar.
Rifat and Erol know each other.
- Erol Bey... - Erol Bey falan lütfen. Artık bugünlük bu kadar yeter.
That's enough for today.
Erol'la arkadaş olmuşsun.
You've become a friend o f Erol.
Peki bunun bana ne faydası var canım, Erol'la ilişkimde?
What use will it have for me and my relationship with Erol?
Şunu unutma bir tanem Erol hayattaki son şansın değil.
Don't forget honey, Erol is not your last change on earth.
Dünya erkek kaynıyor. Bunu aklında tutarsan Erol da seni'elde bir'görmez.
If you keep it in mind, Erol will not take you for granted anymore.
Erol, dur. Erol, saçmalama.
Have you gone mad?
Erol Şensoy
SkyFury
Oğlum ne yapıyorsun delirdin mi? Erol, dur.
Stop it.